BU BİR GARABET DÜZENLEMESİDİR

BU BİR GARABET DÜZENLEMESİDİR
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kamu çalışanlarının Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kamu çalışanları ile ilgili yeni düzenlemesine tepkiler sürüyor. Türk Büro-Sen Şube Başkanı Muammer Öner, torba yasa ile memurların iş güvencelerinin ellerinden alınacağı gibi, düzenleme ile yargı kararlarının da idarenin keyfine bırakılacağını vurguladı. Tasarının geri çekilmesini isteyen Öner, aksi takdirde her platformda mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı. Öner, yapılmak istenen düzenlemeyi ise garabet olarak yorumladı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kamu çalışanlarını ile ilgili torba yasada gündeme getirdiği yeni düzenlemelere tepkiler sürüyor. Türk-Büro Sen Şube Başkanı Muammer Öner’de yaptığı basın açıklamasında düzenlemeye tepki göstererek, düzenleme ile hem kamu çalışanlarının iş güvencesinin ellerinden alınacağını hem de yargı kararlarının idarenin keyfiyetine bırakıldığını vurguladı. Öner, “Yargı kararlarının yerine getirilmesi idarenin keyfiyetine bırakılmış, idare karşısındaki yargı kararlarının kesinliği ve uygulama zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır. Tasarıya eklenen madde hükmü kendi içinde çelişkili olduğu gibi kamu görevlilerinin hüküm niteliğindeki yürütmeyi durdurma talep etme hakkını da ortadan kaldırmaktadır…

“Bu haliyle, değişen kamu yaşamı içerisinde talepleri mahkeme kararları ile en kısa sürede gerçekleşmeyen kamu görevlisinin, mahkemelere başvurması anlamsız hale gelecek bu durum daha çok idarecilerin keyfi uygulamalarına neden olacaktır. Yapılmak istenen değişiklik hükmü ile zaten bu durum açıkça zikredilmiş, belirtilen uygulamayı yapanları yargılamadan muaf tutmak üzere; ceza soruşturması veya kovuşturması açılamayacağı hükme bağlanmıştır. ‘Madde hükmünde yer alan disiplin hükmü saklıdır’ hükmünün ise belirtilen durum karşısında hiçbir esprisi bulunmamaktadır” dedi.

Düzenlemenin hayata geçmesi durumunda ortaya çıkacak sorunlara da dikkat çeken Öner, yaşanacak sorunları şu şekilde özetledi: 

“-Haksız yere görev yeri değiştirilen yani tayini yapılan memur mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı alsa bile en az 2 yıl bekleyecek,

-Unvanı elinden alınan memur mahkeme kararına rağmen en az 2 yıl bekleyecek,

-Maaşdan kesme cezası alan memurun para kesme cezası yürütmeyi durdurma kararı alsa bile en az 2 yıl boyu maaş kesme cezası devam edecek,

-İş akdi fesh edilen ve ya memuriyetten çıkartılan memurlar mahkemece haklı bulunup görevlerine iade edilse bile en az 2 yıl görevine dönemeyecek,

-Tayin yoluyla aile bütünlüğü bozulan, eşi ile ayrı illerde çalışmak zorunda kalan memur mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verse bile 2 yıl bekleyecek”

Düzenlemenin bir garabet olduğunu vurgulayan Öner, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Daha vahimi ise, bu yasa ile hak kaybına uğrayanlar, 2 yıl sonra atandıklarında ise eski görev yerlerine atanamayacaklar. Bilindiği gibi mevcut hukuk sistemimizde kesinleşen mahkeme kararlarının uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu süreyi 2 yıla yaymak sadece çalışanların hak kaybına sebep olmayacak, aynı zamanda hukuk sistemimize de derin bir darbe vuracaktır. Bu yasa maddesinin yürürlüğe girmesi ile birlikte de Anayasamızda yazan ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir’ ve hukukun üstünlüğü ilkeleri ayaklar altına alınacaktır. ‘Mahkeme kararları 2 yıl içinde uygulanır’ demek tam bir hukuk katliamıdır. Hak kaybına uğrayan kamu çalışanı mahkeme kararını aldıktan sonra 2 yıllık süreç içinde ataması gerçekleşmezse, kusuru işleyen yöneticilere ceza soruşturması ve kovuşturması açılamayacak. Buradan da anlaşıldığı üzere sadece mahkemeler by-pass edilmiyor, mahkeme kararlarının uygulanması da idarecinin keyfiyetine bırakılıyor. Hukuku tanımayan, hukuk kurullarını hiçe sayan yöneticilere ceza-i müeyyide uygulanmaması bir hukuk devletinde hukuk katliamından başka bir şey değildir. En temel insan haklarının çiğnenmesidir. Çalışma hürriyetinin yok edilmesidir. Söz konusu kanun maddesinde görevini kötüye kullanan atanmış bürokratların sadece disiplin kovuşturmasına tabii olacakları, bu soruşturmayı da kendilerini atayacakları Bakanların yapacak olması hukuksuzluğun başka bir merhalesidir. Anlaşılan o ki, siyasi iktidar kamu çalışanlarının güvencesini elinden almakla kalmayacak, kamu yönetimini yandaş bürokratlarıyla siyasallaştıracaktır.”

Yapılmak istenen düzenlemenin Anayasa ve uluslar arası sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çeken Öner, düzenlemenin geri çekimlememesi durumunda iş bırakacaklarını belirterek, Torba Yasa’da görüşülen memurun iş güvencesine göz diken bu tasarının yasalaşması halinde tüm Türkiye’de 450 bin mensubumuz ile iş bırakacağımızı, yasa tasarısının çekilmesi ve memurun iş güvencesinin korunması için her platformda mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz” şeklinde konuştu. (KURUM BÜLTENİ)