Şükrü Boydak: 'Cumhurbaşkanımızdan özür diliyorum'
Kayseri’de, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, 528 gün önce başlayan Boydak ailesinin ve yöneticilerinin yargılandığı 9 sanıklı davaya devam edildi.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanıklar Memduh Boydak ile Şükrü Boydak ve tutuksuz sanıklar Bekir Boydak ile Halit Bayhan duruşma salonunda avukatları ile hazır bulunurken, tutuklu sanık Hacı Boydak ile tutuksuz sanıklar Mustafa Boydak, Erol Boydak, İlyas Boydak ve Murat Bozdağ ise duruşmaya katılmadı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, Şükrü Boydak hakkında yeni bir dava açıldığı ve talimat ile Bank Asya’ya 3 milyon TL mevduat artırımı gibi iddiaların yer aldığı dava dosyasının bu dava ile birleştirilmesine karar verdi.
Yeniden savunması alınan tutuklu sanık Şükrü Boydak, “Ne biliyorsam her şeyi etkin pişmanlık ifademde anlattım, suçlamalar olmayan konuları bile anlattım. TUSKON’a soyadımın Boydak olması nedeniyle seçildim. TUSKON genel sekreteri Mustafa Günay, başkan Rıza Nur Meral’den daha etkiliydi. İlk başlarda hep memleket meseleleri konuşulurdu. Cemaat ile hükümet arasında su sızmazdı. Ne zaman MİT müsteşarına gözaltı olayı oldu, o zaman araları bozuldu. Ben de o zamanlar AK Parti’yi çok severdim, AK Parti’ye laf söylediklerinde ben toplantılarına gitmemeye başladım. Rıza Nur Meral’ın son konuşmasında duyduklarım ile şok oldum ve bir daha hiç gitmedim. İstifa dilekçemi göndermeme rağmen işleme koymamışlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk milletinden özür dileyen Şükrü Boydak, “Oturmalara katılan Akif ve Oğuz kod adlı kişiler hoca bozuntularıydı. Yemin ederim kod isimleri olduklarını bilmiyordum, kandırmışlar. Kod ismi sadece dağdaki teröristler kullanır sanıyordum, kandırmışlar beni, kendimi affedemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, milletimizden özür diliyorum” dedi.
Boydak, Fahri Konsolosluk olayını da anlatarak, “2010 yılında TUSKON genel sekreteri Mustafa Günay aradı, fahri konsolosluk teklif etti. ‘Benim tahsilim yok, diplomam yok’ dememe rağmen, ‘Türkiye’de senin gibi kaç tane adam var, 14 bin kişi çalıştırıyorsun’ diyerek ikna etti. 2 yıl boyunca Etiyopya’nın fahri konsolosluğunu yaptım, 2 kere de o ülkeye gittim. Vedat Hekimoğlu, Ahmet Türkmen, Ali Güröz, Ekrem Sarar, Bekir Karahasanoğlu ile Etiyopya’ya gittik, FETÖ okullarını gezdik, öğrenciler İstiklal Marşı ile Türkçe şarkılar söyleyince, Almanlar, İngilizler gibi olacağımızı düşünerek milli duygularımızı kabarttılar” ifadelerini kullandı.
GESİAD’da ne yedek, ne de asil üye olmadığını iddia eden sanık Boydak, savunmasına şöyle devam etti: “GESİAD’a çay içmeye bile gitmedim, ne zaman üye yaptılar yeminle bilmiyorum. 21 aydan beri tutukluyum. 100 tanık dinlendi, ‘benden para istedi’ diyen biri olmadı. 2 yıl önce daha gözaltındayken, ‘FETÖ silahlı terör örgütü değil, tanklı, tüfekli, hatta F 16’lı hain terör örgütüdür’ dedim, yine diyorum. Sadece ve sadece şerefsizim Allah rızası kazanmak için, bunlardan zarar gelmez diye oralarda bulundum. Hainler yurt dışına kaçmış, FETÖ bize hiç gerçek yüzünü göstermedi, hep iyi yönlerini gösterdi.”
“Mustafa Boydak’ın edebiyatı iyiydi”
‘Bizim basın sözcümüz Mustafa Boydak’tı’ diyen tutuklu sanık Şükrü Boydak “Mustafa Boydak’ın edebiyatı iyiydi, öyle bizler gibi dambur dumbur konuşmazdı, tüm açıklamaları o yapardı” dedi.
Savcı mütalaa için süre isteyerek, tutuklulukların devamını istedi
Şükrü Boydak’ın savunmasının ardından 13 savunma tanığı dinlendi. Cumhuriyet savcısı sanıklar hakkında mütalaayı hazırlamak üzere süre isteyerek, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi.
“Çiftlik Bank’ta bile o dolandırıcı adam sistemi kurmuş”
Tutukluluğa ilişkin konuşan tutuklu sanık Memduh Boydak, “Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. 14 bin çalışan, 10 bin tedarikçi var, siz seçerek getirin, hiç kimse kesinti yaptığımızı söylemez. Cezaevi sürecim 3 yıla girdi. Kaçma şüphem yok, tüm deliller toplandı. Ne yöneticilik, ne üyelik, algı yönetimi dışında somut delil yok. Benim kod adım yok, ömrümde iki defa telefon hattımı değiştirdim. Şimdi FETÖ olan yapıya bir kişi dahi yardım yapığımı söylemedi. Her şey hayır hasenat ve gönül rızası ile yapıldı. Çiftlik Bank’ta bile o dolandırıcı adam sistemi kurmuş, terör örgütünün de bir sistemi olması gerekmez mi? Yaptığım her şey meşru, amaç da araç da meşru” diye konuştu.
“Sadece Boydak’a kayyum atandı, şimdi de müsaderesi isteniyor, anlamlı buluyorum”
Memduh Boydak, savunmasında şunları söyledi: “Bu süreçte sadece birazda devletine küskün, kızgın ve üzgün bir bireyler çıkardı. Bu da geçici bir süreçtir. Bizi terör örgütü olarak nitelendirilirsek devletimizin kaybı olacaktır. Terör örgütüne yasa dışı yardım yaptığımı gösteren bir tek delil gösterin, asın beni, asın. Benim hakkımda itirafçı olanlar itirafçı değil, iftiracıdır. Melikşah Üniversitesi’nde rektörün peşinde 6 ay koştum, 3 katı maaş verdim, altına araba çektim ve ikna oldu. ‘Rektörü Sıtkı Baş seçerdi’ iddiası vallahi yalandır. Üniversitede yasa dışı hiçbir şey yapmadım. Bu kişiler ‘ama nasıl sıyrıldık’ diyerek özgürlüğün keyfini çıkarıyorlar ama ben 3 yıldır tutukluyum. Her ne hikmetse 68 sanık yargılandı ama sadece Boydak’a kayyum atandı, şimdi de müsaderesi isteniyor, bunu anlamlı buluyorum, bunu iç dünyamda sorguluyorum.”
“İtirafçı olan o kişiler ABD’de hasbel kader başka etlerden yemişler, orada itiraf etmişlerdi”
İtirafçı olan sanıklardan birinin ‘Memduh Boydak FETÖ’nün yarım kalan yemeğinden FETÖ’nün yediği kaşıkla biraz yedi’ iddiasına da cevap veren Memduh Boydak, “Ben çoluğumun çocuğumun, ağabeyimin yemek artıklarını yedim ama o iddiayı atan kişi yedi mi bilmiyorum, ben yemedim. FETÖ’den uzaklaştığını söylüyor o kişi, vallahi yalan söylüyor. Hatta o kişiler ABD’de hasbel kader başka etlerden yemişler, orada itiraf etmişlerdi, benimle takılmak istediklerini söylediler. Bu insanlar doğruların içine yanlışları ekleyerek işin içinden çıktılar” diye konuştu.
Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.