Bir Mıh'ın anlattığı hikaye
Kayseri'nin Develi ilçesinin 'Erik Ağacı Köyü'nün günümüzdeki adı Havadan mahallesinde bulunan Havadan Külliyesi, sadece bir yapı değil, aynı zamanda bir zaman kapsülüdür. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haber bülteninde…
Kayseri'nin Develi ilçesinin “Erik Ağacı Köyü” nün günümüzdeki adı Havadan mahallesinde bulunan Havadan Külliyesi, sadece bir yapı değil, aynı zamanda bir zaman kapsülüdür. Eski bir mezarlığın ortasında yükselen bu külliye, farklı dönemlerin izlerini taşır. Fatih Sultan Mehmet dönemine uzanan köklü bir geçmişe sahip olan külliye, yüzyıllar boyunca bölge halkının ibadet ve sosyal hayatında önemli bir role sahip olmuştur.
Develili araştırmacı yazar Nezir Ötegen'in Havadan Külliyesi'yle ilgili önemli bir noktaya dikkat çekti. Külliyenin restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan tarihi mıhlarla ilgili Ötegen, "Çivi ve Mıh deyip geçmeyin, Her çivinin ve mıh'ın ardında okuyabilirsek binlerce yıllık suskun bir tarih vardır" sözleriyle bu mıhların önemini vurguladı.
Develili araştırmacı yazar Nezir Ötegen konuyla ilgili açıklamaları ise şu şekilde: "Dünyanın çivisi çıkmış, Havadan Külliyesi'nin çivileri çıkmış…
‘Mıh’ çivinin daha büyüğüne verilen addır.
Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır, bir at bir kişi kurtarır, bir kişi bir ülkeyi kurtarırmış.
Bir hikayede şöyle nakledilir ki; Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın içindeki Kutsal kayanın bulunduğu yerin altında bir mağaranın içindeki duvarda bir taş. Taşın üzerinde ise sıra halinde delikler varmış. Bu deliklerin sadece son üç tanesinde çivi çakılı imiş. İnsanlar buraya gelip çivileri yoklarmış. Bir tanesi hiç oynamaz, diğeri hafif oynar, sonuncusu neredeyse yerinden çıkacakmış gibi gevşek dururmuş. İnsanlar bu çivilere dokunur ve sağlamlıklarını görüp rahatlayarak, ‘dünyanın çivisi daha sağlam’ derlermiş. Meşhur ‘Dünyanın çivisi çıktı’ deyiminin de Kudüs’ten çıktığını söylerler.
Bir mıh'ın kültür tarihi ve Havadan Külliyesi'ndeki koleksiyonu bize bir tarihi miras değil miydi?
Çivi ve mıh deyip geçmeyin, her çivinin ve mıh'ın ardında okuyabilirsek binlerce yıllık suskun bir tarih vardır.
Her dönemde çivi bir ucu kolay çakılmasını sağlayacak şekilde sivriltilmiş, başı darbeyi en ucuna iletebilecek şekilde düz olarak tasarlanmıştır.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yetenekli demirciler arasından seçilen ‘çivi ustaları’ ısıttıkları cevherden elde ettikleri metali belli boylarda kesip döverek, ucunu sivriltip bir deliğe yerleştirip çakarak seri olarak çivi üretmişler.
İşte Havadan Külliyesi restore edilirken tarihi mıhlar külliye etrafına atılmış; oysa her bir mıh tanesi çok değerlidir.
Tarihi mıhlar toplanarak külliye içerisinde teşhir edilirse hem çivi tarihine bir destek olunur hem de külliye tarihine de bir katkı sunabilir." dedi.
Külliye, birbirinden farklı iki ana bölümden oluşur. Kuzeydeki bölümde türbe ve mutfak yer alırken, güneydeki bölümde avlu, mescit, tekke ve türbe bulunur. Bu iki bölüm, külliyenin zaman içindeki genişlemesini ve farklı işlevlere hizmet ettiğini gösterir.
Külliyenin en eski yapısı olan türbe, kesme taştan inşa edilmiştir. Kıble yönünü gösteren mihrabın üzerindeki yazısız kitabe, geçmişin sırlarını içinde barındırır. Türbenin etrafındaki 1 metre kalınlığındaki duvarlar, külliyenin sağlam yapısını ve uzun ömürlü olmasını sağlamıştır.