Bir kişinin iktidarı için, 85 milyonun geleceği ile oynuyorsunuz

Saadet Partisi Genel Başkanvekili, Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Anayasa değişikliği konusuna da değinen Arıkan, 'Bir kişinin iktidarı için, 85 milyonun geleceği ile oynuyorsunuz' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde...

Bir kişinin iktidarı için, 85 milyonun geleceği ile oynuyorsunuz
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Saadet Partisi Genel Başkanvekili, Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Türkiye’nin bir sürprizler ülkesi olduğunu ifade eden Arıkan, ‘Sayın Erdoğan ve Külliye ekibi, her gece acaba millete yarın nasıl bir sürpriz yaşatsak diye çok çalışıyor. Şunu da söyleyeyim, çalıştıklarının karşılığını alıyorlar. Bir sabah uyanıyoruz, Meclis kürsüsü davet mekanı olmuş. Bir sabah uyanıyoruz, kayyumlar atanmış. Resmi gazeteyi bir gün okumayanın Ashab-ı Kehf gibi kaldığı bu Türkiye’de, yaşıyoruz. Aslında mesela çok basit: yönetilmiyoruz, savruluyoruz! Kayyım meselesi, maalesef ki yıllardır devam eden yerleşik bir uygulama haline geldi. Olağanüstü hallerde bile en son seçenek olarak uygulanması gereken bir yöntem, iktidar eliyle adeta bir sopaya dönüştü. Üç defa seçilen Ahmet Türk, üç defa görevden alındı. YSK ‘seçime girebilir’ diyor. İktidar ortağı cezaevindekileri Meclis’e davet ediyor. Bunlara karşılık iktidar ‘seçileni cezaevine göndeririz’ restiyle cevap veriyor.Güldür Güldür Show’a skeç malzemesi olacak kadar absürt durumlar, adalet sosuna bulandırılarak politika diye halkımıza sunuluyor. Kayyum görüntüsü bizi iyi yansıtmıyor! Kayyum formülü uluslararası arenada Türkiye imajına ciddi zarar veriyor. Ülke içinde ise aidiyet duygusunu baltalıyor.’

Bir kişinin iktidarı için, 85 milyonun geleceği ile oynuyorsunuz

Anayasa değişikliği konusuna da değinen Arıkan, değişim talebinin arkasındaki gerekçenin , ‘Erdoğan’ın tekrar seçilmesi’ olduğunu belirterek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Bakınız yine aynı oyun Anayasa meselesinde de oynanıyor. Bir Allah’ın kulu Anayasa değişikliği ile ilgili aksi görüş belirtmedi. Biz de söyledik, yine söylüyoruz. Sivil, geleceği inşa eden, güçlendiren, 85 milyonun tamamının ‘İşte benim anayasam’ diyerek sahipleneceği  bir metne ihtiyaç var. Ama siz kalkıp da ‘Anayasal düzenlemeyi yapmak gereklidir’ dedikten sonra, ‘Erdoğan’ın tekrar seçilmesi lazım’ derseniz, bir; ağzınızdaki baklayı, iki; cini şişeden çıkarmış olursunuz. Hiç şüpheniz olmasın! Bu aziz millet sizi, şişeye tıktığınız cinden tanır.  Derler ya ‘kuzuyu yemeye karar veren kurt için, suyu bulandırmak basittir.’ İşte yaptığınız budur. Suyu bulandırıyorsunuz. Bir kişinin iktidarı için, 85 milyonun geleceği ile oynuyorsunuz.’

Siz hangi iyiden bahsediyorsunuz?

Tüm tartışmaların Türkiye’nin asıl gündemi olan ekonomik krizin konuşulmaması için yapıldığını belirten Arıkan, ‘Bakmayın böyle inden, cinden konuşulduğuna. Türkiye’nin tek bir gündemi var. Tek bir gerçekliği var. O da ekonomik kriz! Kayyumlar, adaylar, açılımlar; tüm bunlar pazartesi günü ilan edilen enflasyon rakamları, açıklanan yeniden değerleme oranı, açlık sınırı, yoksulluk sınırı konuşulmasın diye yapılıyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşıyoruz, ama anlamamamız için cin olmadan adam çarpmaya çalışıyorlar! Farkettiniz mi bilmiyorum, iktidar yetkilileri en yukarıdan, cumhurbaşkanı yardımcısı, bakanlar, milletvekilleri, büyük-küçük bürokratlar sürekli olarak ‘reçetenin’ işe yaradığını, yarının bugünden daha iyi olacağını söylüyorlar.
3 yıl önce de, 3 ay önce de, ‘yarın iyi olacak’ demişlerdi. Olmadı. İktidar biraz daha bekledi, ‘deminden şimdiye’ geldi. Yine bir değişiklik olmadı. Sayın bakan! İktidarın ekonomistleri! Ülkemizde asgari ücret ve asgarî ücrete yakın ücret alan işçi sayısı 13 milyon kişi. Asgarî ücretin altında maaş alan emekli sayısı 16 milyon. Geniş tanımlı işsizlik rakamı 10 milyon. 40 milyona yakın insanımız 20 bin TL’yi geçmiş olan açlık sınırının altında yaşıyor. Geri kalanın büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Siz hangi iyiden bahsediyorsunuz ya? Hiç kimsenin güvenmediği TÜİK istatistiklerine göre bile enflasyon sebebiyle asgarî ücret yılbaşından bugüne 3’te bir oranından fazla değer kaybetmiş. Ama sizler şimdi diyorsunuz ki asgarî ücret artışını önümüzdeki yılın enflasyon beklentisine göre yapacağız. Sizin hangi beklentiniz, tahmininiz tuttu da; alın teri döken emekçilerimize hak ettikleri ücretleri beklentinize göre vereceksiniz?’ diye konuştu. 

Aile hekimlerine destek

Konuşmasında 1 Kasım’da uygulamaya sokulan yönetmeliğin ardından iş bırakan Aile Hekimlerinin tepkisine de yer veren Arıkan, şunları söyledi: Çatlayan sadece tarım-toprak değil, ekonomi değil, kurumlarımızın işleyişi de maalesef çatırdıyor. Ya da buna zorlanıyor! Dün aile hekimlerimizle beraberdik. Sağlık sistemimizin yapı taşlarından biri olan aile hekimliği son düzenleme ile ciddi zarar görüyor. Bu yeni düzenlemeyle birlikte aile hekimlerinin sözleşme güvencesi zayıflatılmış, fesih işlemleri Bakanlık bürokrasisinin inisiyatifine bırakılmış durumda. Aile hekimlerinin maaşlarının hasta memnuniyetine dayalı kesintiye uğraması, mesleğin bilimsel esaslarına aykırı ve sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürücü bir unsurdur. Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimlerine adeta bir ‘müşteri memnuniyeti’ hedefi dayatması, hekimlerin bağımsız karar alma yetkisini sınırlandırmaktadır. Bu düzenleme akla, mantığa ve bilime tamamen aykırıdır. Düzen böyle sağlanmaz, devlet böyle yönetilmez. Sağlık sisteminde son zamanlarda yapılan vahim hataların sonuçlarını bugün yaşıyoruz. Şimdi bunlarla çok daha vahim bir sona doğru gidiyoruz.’