'BAŞKAN OLURSA SALTANATI HAK GETİRE'

'BAŞKAN OLURSA SALTANATI HAK GETİRE'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Başkanlık sistemi tartışmaları ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Osmanlı tarihinden örnekler veren Halaçoğlu, “Osmanlı’da töreler, gelenekler, tahammül hükümdarı, hareketlerini kısıtlar. Hükümdar, uluorta ‘Ben senin kelleni kesiyorum’ diyemez. Yani belli kıstaslar getiriliyor ancak  o kıstasları bile AKP’nin önerdiği Başkanlık sisteminde görmeniz mümkün değil. Zaten mevzuatı kendisi reddeden bir kişi başkan olursa saltanatı hak getire.” dedi.  “Osmanlı’da padişah ya din değiştirirse, ya da aklını yitirse şeklinde nedenlerle tahtan indirilir.” diyen Halaçoğlu,  “Ama siz belirtilen Başkanlıkta böyle indiremezsiniz. Mevzuat, kanun dinlemeyen bir başkana hangi doktor bu aklını yitirmiştir diyebilir. Amansız bir hastalığa yakalanmıştır diyebilir? Kim dinden dönmüştür diyebilir? Mümkün değil.” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, partisinin il teşkilatında basın toplantısı düzenleyerek, gündemde yer alan bazı konulara ilişkin değerlendirmeler de bulundu.

MHP İl Başkanı Baki Ersoy, il yönetim kurulu üyeleri,  ilçe başkanları ve Kadın Kolları İl  Başkanı Serap Şule Kalın’ın da yer aldığı toplantıda Halaçoğlu,  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) son toplantılarda hoş olmayan görüntülerin ortaya çıktığını belirtti.

“TEMMUZDAN BUGÜNE 138 ŞEHİT VERDİK, SADECE OCAK

AYIN BAŞINDAN BUGÜNE İSE 37 ŞEHİT VERDİK”

Halaçoğlu, “Pek de hoş olmayan görüntülere şahitsiniz. Özellikle bugüne kadar üzerinde en çok durulan şeylerden birisi Güneydoğu’da güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlarla ilgili. Yine Güneydoğu’da, Diyarbakır’da,  Sur’da Cizre’de, Silopi’de,  Şırnak’ta, Mardin’de değişik yerlerde kurtarılmış bölge ilan eden PKK’lılara karşı güvenlik güçlerimiz amansız mücadele vermektedir. Bu mücadele ülkemizin  açısından da hayli zor şartlarda gerçekleşmektedir. Zira bu mahallelerdeki sivil halk, PKK tarafından alıkonulduğu için  doğrudan doğruya PKK’lılara karşı normal bir operasyon yapılamamaktadır.  Ancak nokta operasyonlar yapılıyor. Bu sebeple dün bile 5 şehit verdik. Keskin, nişancılar tarafından şehit edildi güvenlik güçlerimiz.

25 Temmuz 2015’den bugüne 138 asker, 107 polis, 5 korucu olmak üzere 250 şehit verdik. İnşallah bundan sonra görmeyiz. 1 Ocak’tan bugüne ise 17 asker, 19 polis 1 korucu olmak üzere 37 şehit verdik. Sadece ocak ayında. Bu nasıl oluyor? 3 yıllık çözüm süreci adı altında PKK ile görüşmeler sırasında hükümettin de itiraf ettiği gibi şehir yapılanmasını tamamlandı silahlandılar. PKK’lıların kullandıkları silahların çoğu Amerikan silahları. Bir tünel kazılmak suretiyle yer altından geçiriliyor, PKK’ya ulaştırılıyor. Seçim öncesinde 80 bin adet silah, tonlarca patlayıcı sokulduğu belirtik. Hükümet dinlemedi. Dinlemediğini de Valilere verdikleri ‘görmezden gelin’ talimatı ile ortaya koydular.

Bugün ne yazık ki Güneydoğu’da Suriye’yi andıran görüntüler var.

Son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan karar doğru bir karar. Bu çatışmalardan evleri zarar gören vatandaşların, evlerinin onarılacağı, zararlarının giderileceği açıklandı. Bu son derece önemli. Oradaki insanların bir çoğu PKK tarafından zorla tutuluyor.” şeklinde konuştu.

 

HDP’lilerin, Diyarbakır’da, Sur’da, Cizre’de sivil halkın katliama uğratıldığına dair sürekli meclis araştırma önergeleri verdiğini anlatan Halaçoğlu, bu önergelerin ise her seferinde reddedildiğini anlattı. Halaçoğlu, şöyle konuştu: “2 gün öncede asker, polisimizi suçlayan bir önerge verdiklerinde itiraz ettik, artık yeter dedik. PKK’ya bir sefer olsun niye ellerinde silah var demiyorlar. Defolun gidin demiyorlar. Sadece askere çekilin ve yeniden masaya oturun teklif ediyorlar.

 

“AMERİKA İLE RUSYA ANLAŞTI”

Nitekim Amerikan Başkan yardımcısı Biden, Türkiye’ye geldi, partilerle görüşme yapmak istedi ve parti temsilcilerini davet etti. Milliyetçi Hareket Partisi dışındaki bütün  partiler bu daveti kabul etti ve gittiler. Biz reddettik. Çünkü Biden’in, bizim iç işlerimize karışmasını kabul etmek mümkün değildi. Biz kendi karlarımızı verecek, kabiliyette ve yetenekte bir devletiz. Haliyle kabul etmedik. Ama  Biden’in istekleri şunlardı; Bu orantısız çatışmayı Türkiye’nin durdurması ve Türkiye’nin  tekrar masaya oturması, Kıbrıs müzakerelerinde de belli ölçüde bir takım tavizler verilmesini istedi.

Bu konuyu bütün olarak ele almalıyız. Sadece Türkiye ile alakalı değil dünyanın değişik ülkelerinden gelen bir takım militanlarında PKK içerisinde yer aldığı bir çatışmaya girdik.

Yani İngiliz’i, Alman’ı, Amerikalısı değişik yerlerden gelmiş PKK militanları ile birlikte çarpışan teröristler var. Şimdi işin garip tarafı PKK’nın elinde Amerikan ordusunun silahları çıkıyor. Zırh delen silahlar var. Çünkü Amerika, Suriye meselesinde PYD’yi belli bir yere kadar getirdi. Burada İŞID belasını çıkaran da batı.  Radikal İslamcıları IŞİD’e gönderdiler Müslümanlığın yayılmasını engellediler. İnsanlar Barı’da, ‘Müslümanlar böyleyse ben Müslüman olmam’ dedi. Fransa’da Müslümanlığa geçiş azaldı. Bununla birlikte Ortadoğu’daki amaçlarına ulaşmak için de IŞİD’i kullandılar.

Çünkü Rusya ile Amerika anlaştı. Putin, Obama ile görüştükten sonra Türkmen dağlarını bombalamaya başladılar. İlçe başkanımız ülküdaşımız şehit oldu toprağa verildi. Allah rahmet eylesin. Rusya ile elde etmek istedikleri büyük Kürdistan projesinin Akdeniz’e indirecek olan Rusya’dır . Amerika bir yere kadar getirdi. Amerika Türkmenlere, Türkiye nedeniyle saldıramaz. Çünkü sözde müttekifi Türkiye. Bu yüzden Rusya saldırdı. Uçak düştü, nasıl düştü?  Belli değil. Her hangi bir kara harekatı yapma imkanı da bu şekilde ortadan kalktı. Türkmenlere yardım imkanı da ortadan kalktı. 2 köy dışında bugün Türkmen dağları düştü. PYD’liler de Fırat’ı da geçtiler. Türkiye müdahale edemiyor. Akdeniz’e kadar bir bölge elde edemedikçe Kürdistan’ın ilanı mümkün değil.  İşte bunun altında yatan gerçek bu”

“BU SOYKIRIM YAPILIYOR DEMEKTİR”

1100 akademisyenin yayınladığı bildiriye de tepki gösteren MHP’li Halaçoğlu, “Akademisyenler  bildiri yayınladı, Kürtçesi il birlikte. Bildiri de ‘Bu suca ortak olmayacağız’ deniyor.  Ardından şöyle bir cümle kullanılıyor; ‘Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye hukukunun ve uluslararası anlaşmaların’ diye başlıyor. Bu söz ne demektir, biliyor musunuz? Yani uluslararası hukuka göre bir devletin yok etme, kasıtlı bir grup insanı  öldürmesi siyasi olabilir, dini olabilir, grubu öldürmesi soykırım demektir. Yani Türkiye’nin orada soykırım yaptığını söylüyor bu akademisyenler. Ama bu akademisyenler normal bir akademisyenler değil. Bunlar Kayseri’ye de gelen değişik şehirlere giden akil adamlardır. İçerisinde o akil adamlar, hükümetin halkı yaptıkları sözde barış sürecine katkıda bulunmak için derlediği 60 akil adam var. Bunlar onların içerisinde yer alıyor. O zaman bu akademisyenler  ya bugün  hainler ya da o zaman akil değiller. İkisinden biri. Ama bize gönderdiniz Kayseri’ye, diğer şehirlere gönderdiniz. İnsanları ikna etmek inandırmak için bu akil adamları kullandınız. Bugün o akil dedikleriniz işte Türkiye’yi güvenlik güçlerinin yaptıkları hareketlerle birlikte soykırımla suçluyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.”

“KAYMAKAMLAR BUNDAN DOLAYI SUÇTAN KURTULAMAZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kaymakamlarla yaptığı toplantıdaki açıklamalarını da eleştiren Halaçoğlu, “Türkiye’nin nasıl yönetildiğini, nasıl yanlış yöneltildiği söylüyoruz ama bir türlü insanlarımızı bunlara inandıramıyoruz. Nasıl inandıramıyoruz ?  Daha 2 gün önce cumhurbaşkanı,  kaymakamlarla toplantı yapıyor. Ve onlara şunu söylüyor; ‘Mevzuatı ve bir takım kanunları bir tarafa bırakın, bildiğiniz gibi yapın, aklınıza göre yapın’ Bir hukuk devletinde böyle bir sözü asla hiç kimse söyleyemez.  Yarın devran döner insanları kanunsuzluğa teşvik ettiği için diyelim ki, cumhurbaşkanının söz üzerine kaymakamlar kanunu mevzuatı bir kenara bırakıp, iş işlerse suçlu duruma düşerler kaymakamlar. Ve kaymakamlar şunu söyleyeceklerdir bize cumhurbaşkanı böyle söylediği için yaptık. Böyle bir şey söyleyemez ve kaymakamlar bundan dolayı suçtan kurtulamaz, ama aynı şekilde cumhurbaşkanı da bundan kurtulamaz. Çünkü anayasa sadece cumhurbaşkanının yaptığı işlerden dolayı cumhurbaşkanı iken mahkemeye çıkarılamayacağını söylüyor. Ama bu yaptığı iş değil, bu kanunsuzluğa, suça teşvik anlamına geliyor. Bunun başka bir yolu yok. Bu anayasaya tamamen aykırı, dolayısıyla bundan dolayı da yargılanır cumhurbaşkanı. Öyle rastgele hukuk devletini ayaklar altına almanın kimsenin hakkı ve hukuk yoktur.”

“HANGİ DOKTOR  BU AKLINI YİTİRMİŞTİR DİYEBİLİR”

Açıklamasında, “Bunu yapan bugün diyelim ki, kanunları hiçe saymasını insanlardan, yöneticilerden isteyen kişi yarın Başkan olursa,  ne yapacak?” diye de soran Milletvekili Halaçoğlu, “Hangi kanunlarla kontrol edeceksiniz? Neyle o başkanı o mevzuata içerisinde tutabileceksiniz? Bugün kaymakamlara mevzuat içerisinde bulunmamayı söyleyen bir Cumhurbaşkanı yarın kendisi hiç bulunmayacak. Nitekim Anayasa’da tarafsızlık ilkesini kendisi aynı şekilde ihlal ediyor. Başkanlık sistemi dediğimi sisteme Türkiye yönlendirilmeye çalışılıyor. Ben  Osmanlı tarihçisiyim, bir takım töreler, gelenekler, tahammül hükümdarı, hareketlerini kısıtlar. Uluorta ‘Ben senin kelleni kesiyorum’ diyemez. Anlatılanlar inanmayın. Belli kıstaslar getiriliyor o kıstası bu sistemde görmeniz mümkün değil. Zaten mevzuatı kendisi reddeden bir kişi başkan olursa saltanatı hak getire.  Osmanlı’da padişah ya din değiştirirse, ya da aklını yitirse gibi nedenlerle tahtan indirilir. Ama siz belirtilen Başkanlıkta böyle indiremezsiniz. Mevzuat, kanun dinlemeyen bir başkana hangi doktor bu aklını yitirmiştir diyebilir. Amansız bir hastalığa yakalanmıştır diyebilir? Kim dinden dönmüştür diyebilir? Mümkün değil. Dolayısıyla bu başkanlık sistemi saltanattan da beter. Parlamenter sistemi  demokratik  sistemi ortadan kaldıracak bir yapı  ortaya koyacaktır  ama insanlarımız maalesef bunun iç yapısını  bilmiyor.

Türkiye’nin içinde bulunduğu durum vahim, büyük baskı var, Türkiye masaya otursun diye Allah’tan güvenlik güçlerimiz kabul etmiyor, direniyor. Ama hiç kimse umutsuz olmasın Türkiye, Irak’a, Suriye’ye benzemez” şeklinde konuştu.

Haber/Foto: Cafer ZENGİN