Başarı sadece kupa kazanmak değildir

Haftanın Röportajı'nda, bu hafta mesleki yaşamında çeyrek asra yakın bir zaman dilimini geride bırakan, çalıştırdığı bir çok futbol takımı ile Amatör Spor camiasına damga vuran, emektar Antrenör Mehmet Susamış'ı konuk ettik. Detaylar Kayseri haberinde...

Başarı sadece kupa kazanmak değildir
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Haftanın Röportajı’nda, bu hafta mesleki yaşamında çeyrek asra yakın bir zaman dilimini geride bırakan, çalıştırdığı bir çok futbol takımı ile Amatör Spor camiasına damga vuran, emektar Antrenör Mehmet Susamış’ı konuk ettik.
Spora getirdiği eğitimci bakış açısı ile onlarca futbolcu yetiştiren Susamış ile Yolspor Tesisleri’nde, futbolu, 22 yıllık deneyimini ve spor yaşamını konuştuk. İşte hoş sohbetimizden kayda düşenler…

Futbol ile ilk tanışmanız nasıl oldu?

İlk olarak o zamanlar adı Zincidere olan, şu anki adıyla Yeni Erciyesspor’da futbola adım attım. Rahmetli hocam Murat Alkutay mahalleden bizi seçmişti takıma. Belli bir süre burada görev aldıktan sonra, Erciyesspor’da oynadım. Daha sonra ise, sizlerinde bildiği üzere Öğretmenlik görevim vardı o dönemler. Urfa’ya tayinim çıktı. Belli bir süre de Urfaspor’un Akçakale’deki amatör takımında futbol oynadım.

Antrenörlük döneminiz peki…

İlk olarak büyüdüğüm yetiştiğim Zincidere (Yeni Erciyesspor)’da antrenörlük görevi yaptım. Ardından Aydınlıkevler olarak devam etti. Allah’a çok şükür güzel bir başlangıç oldu. Bu güne kadar da birçok takımın başında yer aldım.

Örnek verebilir misiniz?

Yeni Erciyesspor, Aydınlıkevler, Hürriyetspor, Basınspor, Et- Balıkspor, Devlet Su İşleri, Güneşsspor, Terminalspor, Organize Sanayispor, Kocasinan Şimşekspor, Şekerspor, Yolspor, Hacılar Belediyespor, Belediye Bingölspor, Elektrikspor ve Demirspor gibi ekiplerde çeşitli dönemlerde görev aldım. Şekerspor ve Yolspor’da ise, 3 dönemlik bir Antrenörlük geçmişim var.

Kolay mıydı bütün bunlar?
Bu noktaya gelene kadar 5 kurs tamamladım. Amatör, C, D, UEFA A, Antrenörlük gibi kursları bitirdim. Tabii bunlar işin eğitim kısmı, diğer kısımları ise, sizde biten ve sizi tamamlayan bölümler olarak yaşamınıza etki ediyor.

Yani hocam?
Kastım şu. Bir hedefim vardı o dönem. Kendi kendime çizdiğim, ulaşılması gereken bir hedef. Bir antrenörlük belgem olmalıydı. Daha doğrusu diplomam bir antrenörlük damgası yemeliydi. Çok şükür, o dönemde Belediye Bingölspor’da teknik sorumlu olarak çalıştım ve idealim gerçekleşmiş oldu. Bu doğrultuda devam ettik ve etmeyi de istiyorum. Mesleğimi seviyorum.

Eğitimci kimliğinizin yansıması nedir futbola?

Dedim ya. Mesleğimi seviyorum. Bunda Öğretmenlik mesleğini icra etmiş olmamın etkisi büyük. Çünkü bir futbolcu kimliğinden ziyade, vatanını, milletini seven, ülkesine, Türk Futboluna yararlı bir sporcu yetiştirme düşüncesi ile işimi yapıyorum.

Futbolda başarı kriteri üzerine ne düşünüyorsunuz?

Bu sıklıkla karşılaştığımız bir soru. Sizin gibi Gazeteci arkadaşlar özellikle bu soruyu değişik açılardan olsa da bizlere iletiyorlar. Başarı demek sadece Kupa kazanmak değildir. Elbette bunlar sporun doğasında olan ve hedeflenen şeyler, ancak bu konuda benim yorumum biraz farklı.
Konuya benim feyiz aldığım bir kıssa ile açıklık getirmek istiyorum. Gaziantep baklavasını hepimiz biliriz. Meşhur bir baklava ustasına sormuşlar, “Baklavalarınız nasıl bu kadar tanındık ve lezzetli olabiliyor. İşin sırrı nedir” diye. Usta ise cevap olarak, “Baklava hamurunu açarken hep güzel dualar ediyorum. Yiyene sağlık ve sıhhat versin diye. Baklavanın şiresini dökerken, dua ediyorum Allahım yiyeceklere sağlık sıhhat ver diye” şeklinde bir cevap vermiş. Bende tıpkı bu örnekteki gibi görev aldığım kulüplere dualarla adım attım. Dualarla işimizin başına geçtik. Bence başarı kriteri budur. Allah’a çok şükür başarılı da olduğumuza inanıyorum.

Onlarca kulüpten bahsettik, genel anlamda tavırları ve sizin tavrınız nasıldı görev aldığınız zamanlarda?
Rahmetli annemin bir öğüdü vardı, “Oğlum bir yerden çıktığın zaman kapıyı sert çarpma ki, kapı sana açık kalsın” derdi. Görev aldığım kulüplere de hep bu söz üzerine göre yaklaştım.
Gönül kırmadan, hatır koymadan güzel bir şekilde, beraberliğin verdiği güçle işimize sarıldık. Bu anlamda güzel dostluklara, işlere imza attığımızı düşünüyorum.

Bu tavır size ne kazandırdı?

Her şeyden önce eskiden çalıştığım bir ekip bana geri dönüş yaptığı zaman ciddi anlamda mutlu oluyorum. İyi ve sağlam temelli dostluklar kazandığım düşüncesini pekiştiriyor. Yolspor olsun, Kocasinan Şimşekspor olsun hep bu dostlukların filizlendiği yerler oldu. Yolspor’a tekrar gelişim de bu zeminde gerçekleşti.

Biraz detaya inecek olursak, bu işlerin maddi durumu nedir, genel anlamda?
Amacımız Türk Futboluna, Kayseri sporuna yetenekli gençlerimizi kazandırmak. Ancak profesyonel anlamdaki takımlardan, bir destek göremedik. Yani maddiyattan öte alt yapı konusunda yetişen gençlerimize yeterli ilgi gösterilmiyor.

Bakın Erkiletspor’da olsun, Kocasinan Şimşekspor’da olsun çok yetenekli çocuklarımız var.
Ancak geçmişte yaşadığım bir anımda, bir dönem Trabzonspor’a gitmiştik. Karadeniz ekibiyle o dönem gittiğimiz kursiyerler vasıtasıyla temas kurmuştuk.

Bizden iyi oyuncularımızın listesini istemişler ve gerek Trabzonspor’un alt yapısındaki ve listede yazdığımız futbolcular çok iyi yerlere geldiler. Kayserispor’da da aynı şeyleri istiyoruz. Ama olmuyor. Bizler zaman zaman deplasman maçlarına gittiğimizde, 61 numara forma görürken, 38 numara göremiyoruz. Kayserispor’un ve spora omuz veren herkesin bu konuda ciddi anlamda düşünmesi gerektiğine inanıyorum.