BARO'DAN AKP'YE 10 ARALIK TEPKİSİ

BARO'DAN AKP'YE 10 ARALIK TEPKİSİ
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kayseri Baro Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ali Fuat Yıldız, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada,  AKP hükümetinin yargıdaki icraatlarına tepki gösterdi. Son dönemde yapılan özel amaçlı yasalar ve yasa maddeleri ile Muasır medeniyet seviyesi her zaman ideal hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin hedeflerinden ve evrensel hukukundan ve insan hakları kriterlerinden uzaklaştırıldığını belirten Yıldız, “Somut delil varlığı şartı ihlal edilerek soyut iddialar ile makul şüphe adı altında içeriği belirsiz düzenlemeler ile toplumun her kesimi ve her birey makul şüpheli haline getirilmektedir” dedi.

 

 

 

Baro hizmet binasında dün İnsan Hakları Komisyonu üyesi avukatlarla birlikte basın toplantısı düzenleyen Kayseri Baro Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ali Fuat Yıldız, 10 Aralık tarihinin Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu hatırlattı. Yıldız, “Bugün ile ilgili olarak , günümüzde  ülkemizde ve dünyada  insan hakları bakımından, oldukça olumlu gelişmelerin olduğunu ve  bu güzel  gelişmelerin katlanarak devam edeceğinin beklendiğini söylemek isterdik.

Ancak genelde dünyada ve özelde ülkemizde, mevcut durum ve  gelecek için güzel şeyler söyleme imkanımız maalesef bulunmamaktadır.  Dünya genelinde değerlendirme yapıldığında, hemen hemen tamamı geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere onlarca yerde savaşlar ve çatışmalar devam etmektedir. Bu çatışmalarda söz sahibi olmayan ve olayların meydana gelmesine de etkisi olmayan milyonlarca insan, insan olmanın getirdiği asgari yaşam koşullarından mahrum edilmekte, yüz binlercesi öldürülmekte, kadınlar tecavüze uğramakta,  ölümden kurtulabilen insanlar ise işkenceye maruz kalmakta veya en iyi halde dahi evini barkını, memleketini ve çoğunlukla da ülkesini terk etmek zorunda kalmaktadır”

“İNSANLARA AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR”

 

Konuşmasında,  insanların inançları, cinsiyetleri, milliyetleri ve mensubiyetleri sebebi ile ayrımcılığa ve insan hakkı ihlallerine maruz kalmaya devam ettiğini vurgulayan Yıldız, şunları söyledi: “Bu ihlaller çoğunlukla devlet eli ile vatandaşına karşı uyguladığı eylemlerden kaynaklı olmakla birlikte büyük bir kısmı da terör örgütleri vasıtası ile gerçekleştirilmektedir. Mevcut durumda uluslararası güçler kendi ülkelerinin çıkarlarına göre tavır belirlemeye devam ettiği için bu ihlallerin önüne maalesef geçilememektedir. Bu ihlallerin sonlandırılabilmesinin tek yolu dünya genelinde ülke çıkarlarını değil insan haklarını ön plana alan, ülke, inanç,  jeopolitik durum ve milliyet ekseninden uzak insanı merkezine oturtan, yaptırımları somut olarak uygulayacak,  tüm ülkelerin katılımı ile meydana getirilecek uluslar arası organizasyonlar ile mümkün olacaktır. Aksi halde uluslararası alanda etkili belirli güç odaklarının var ise; insaflarına terk edilmiş bir dünya, bu hali ile varlığını devam ettirecek görünmektedir”

 

“İNSANLAR HAK İHLALLERİ İLE KARŞI KARŞIYA KALMAKTADIR”

Türkiye’nin devlet merkezli ve insanı devlete kul gören anlayıştan kurtulamadığını kaydeden Yıldız, “Geleneklerimizde ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’  anlayışının hakim olduğunu öne sürmemize ve bu söylemin devlet ve hükümet temsilcileri  tarafından sık sık tekrar edilmesine rağmen; devletin ve insanın karşılaştığı her alanda, devlet tahakkümü öne geçmekte ve insanlar hak ihlalleri ile karşı karşıya kalmaktadır” şeklinde konuştu.

AKP’YE ANAYASA TEPKİSİ!

Anayasa maddelerinden de örnekler veren ve AKP Hükümeti’nin yargıya yönelik bazı değişiklik girişimlerine de tepki gösteren Baro Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ali Fuat Yıldız, ancak ülkemizde tanımlanan neticede kişi hak ve hürriyetleri ile ilintili tüm bu hususlara ilişkin insan hakkı ihlali niteliğini taşıyan binlerce örnek vermenin mümkün olduğunu söyledi.

“BASINA SANSÜR UYGULANMAKTA VE TOPLUMUN

HABER ALMA HÜRRİYETİ ENGELLENMEKTEDİR”

Yıldız, “Son dönemde Avrupa Birliği kriterlerine ve temel insan hak ve hürriyetlerine aykırı şekilde yapılan yasal düzenlemeler ve halen mecliste görüşülmekte olup yasa metni haline getirilme niyeti güdülen düzenlemeler  ilerisi için maalesef temel hak ve hürriyetlerden uzaklaşılması ve devlet – vatandaş ilişkisinde devlet gücünü temel alan ve vatandaşı devlet karşısında korunmasız bırakan, hak ihlallerinin yoğun olacağı bir dönemin işaretleri görünmektedir.  Mevcut halde dahi ; Son bir yılda yaklaşık 1500 insanımız iş kazası adı altında ve esasında iş cinayetleri olarak tabir edilebilecek olaylar sebebi ile hayatını kaybetmiş ve binlercesi malul kalmıştır,

Anayasal hak olan toplantı ve gösterilerde ateşli silahlar ile hayatını kaybedenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Basına sansür uygulanmakta ve toplumun haber alma hürriyeti engellenmektedir.

-Dinleme yetkisi genişletilmekte ve somut bir suç unsuru olmamasına rağmen kişilerin özel hayatlarına bu yolla müdahale edilmektedir.

-Siyasal iktidarın kendisine yakın görmediği kişi ve şirketlere baskı uygulanmakta ve teşebbüs hürriyeti kısıtlanmaktadır. Yargısal faaliyetler sırasında Anayasa ve yasal metinler göz ardı edilerek, yasal göz altı süreleri dolmasına rağmen kişilerin hürriyeti kısıtlanmaktadır. Toplumun belirli kesimleri devlet ve siyasi iktidar tarafından dışlanmakta ve  inançları ve düşünceleri ile siyasi tercihleri sebebi ile ayrımcılığa maruz bırakılmakta ve haklarında fişleme tabir edilen belgelerin bulunduğu sıkça iddia edilmektedir. Anayasanın getirdiği temel hak ve hürriyetlere aykırı olarak ceza davası açılması, arama ve el koyma işlemleri yapılması için gerekli somut delil varlığı şartı ihlal edilerek soyut iddialar ile makul şüphe adı altında içeriği belirsiz düzenlemeler ile toplumun her kesimi ve her birey makul şüpheli haline getirilmektedir. Yine dönemin gereklerine göre yargısal düzenlemeler yapılmakta ve özel yetkili mahkemeler denilebilecek Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmak sureti ile bu mahkemelerin arama,dinleme,tutuklama gibi tedbir nitelikli kararlarına karşı fiili olarak itiraz ve hak arama yolları kapatılmış bulunmaktadır.

Adil yargılanma ilkesine ve masumiyet karinesine açıkça aykırı olarak kişilerin ve vekillerinin (avukatların) soruşturma dosyasını incelemesini engelleyici düzenlemeler getirilmektedir. Kadınlara uygulanan şiddet her geçen gün artmış ve öldürülen kadın sayısı telaffuz etmekte zorlanılacak rakamlara ulaşmıştır. Özürlü insanların yaşamlarını kolaylaştıracak ve asgari yaşam seviyesine ulaştıracak fiziki ve yasal düzenlemeler bir türlü yeterli seviyeye ulaştırılamamıştır”

“CUMHURİYET HEDEFLERİNDEN UZAKLAŞILIYOR”

Son dönemde yapılan özel amaçlı yasalar ve yasa maddeleri ile Muasır medeniyet seviyesi her zaman ideal hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu hedeften ve evrensel hukuk ve insan hakları kriterlerinden uzaklaştırıldığını anlatan Yıldız, “Genelde dünyada ve özelde ülkemizde insan hakkı ihlalleri yoğun olarak yaşanmakta olup özellikle son dönemde yapılan ve yapılması düşünülen yasal düzenlemelerin bu hak ihlallerini arttıracak nitelik taşıdığını üzülerek müşahede ediyoruz. Kayseri Barosu insan hakları komisyonu olarak yerelde ve ülke genelinde tüm insan hakları ihlallerinin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz”

Haber: Cafer ZENGİN