Bakan Özhaseki uyardı: Deprem kadar tehlikeli bir musibet!
Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi Çalıştayı'nda konuşan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, vatandaşları uyararak, 'Ülkemizin başında deprem kadar tehlikeli bir diğer musibet ise iklim değişikliği' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırladığımız haber bülteninde…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi Çalıştay’ına düzenlendi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti Milletvekilleri Şaban Çopuroğlu, Ayşe Böhürler, Murat Cahid Cıngı, Sayın Bayar Özsoy, akademisyenler ve bakanlık bürokratları katıldı.
Toplantıda 6 Şubat depremlerinin ardından bakanlık olarak yaptıkları açıklamalar hakkında bilgi veren Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, iklim değişikliğinin Türkiye için deprem kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin Akdeniz havzasında yer alması dolayısıyla cennet vatanımız iklim krizinin ağır sonuçlarıyla da karşı karşıya. Son yıllarda daha sık görmeye başladığımız seller, yangınlar ve kuraklık iklim değişikliğinin en somut göstergeleri.
Bilimsel araştırmalara göre;son dönemde dünyada ortalama sıcaklığın 1 derece arttığı, eğer 2 derece artarsa küresel gıda krizinin başlayabileceği, 3 derece arttığında ise dünyanın yaşanmaz hale gelebileceği öngörülüyor.
İklim Değişikliğinin en büyük sebebi iseSanayi Devrimi ile birlikte başlayan çevre kirliliğidir.Bu konuda ABD’nin, AB’nin, Çin'in ve Hindistan'ın dünyayı çok daha fazla kirlettiğini görüyoruz.
Dünya bir denge üzerine yaratılmış. Bu denge bozulduğu zaman felaketler de arka arkaya geliyor. Eğer doğayı tahrip ederseniz, atmosferi kirletirseniz tabiat sizden intikam almaya başlıyor.
Şair Sadi Şirazi, Bostan adlı eserinde ne güzel söylemiş: “Cömert insan velidir.” Veli, dost demektir. Tabiatın cömertliğini şöyle bir düşünün. Tabiat insana dosttur. Sularıyla toprağıyla, ormanıyla, meyveleriyle, havasıyla… İnsanın da bu dostluğu fark edip, ona göre davranması gerekiyor.
İnsan ne zaman tabiatın dostluğunu unutmuş, bu dostluğa aykırı davranmışsa; o zaman işte hava kirliliği, iklim değişikliği, sera atmosferde gazı birikimi, karbon oranı yüksekliği gibi felaketler meydana gelmiştir.
Biz bu felaketleri durdurmaya gayret ediyoruz. Ortak evimiz Dünya’nın geleceği için Türkiye olarak ulusal ve uluslararası ölçekte bütün adımları atıyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak iklim değişikliğinin etkilerinden en az etkilenebilmek için durmadan, dinlenmeden gece gündüz çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.
Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesi
Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesi konusunda yaptığı çalışmalar hakkında da bilgiler veren Bakan Özhaseki, “Bu bağlamda Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile başlayan ekonomilerde yeşil dönüşüm sürecini yakından takip ediyoruz. İklim değişikliği ile mücadele ve yeşil dönüşüm konularında Avrupa’ya uyum sağlamanın ötesinde birçok alanda bu sürece öncülük ediyoruz.
Bakanlığımızın iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil dönüşüm konusundaki başlıca adımlarını şöyle ifade edebiliriz:
1.Ülke olarak Paris Anlaşması’na taraf olduk ve 2053 net sıfır emisyon hedefimizi açıkladık. Tüm bunlarla yeşil dönüşüm hedefimizi ortaya koyduk.
2. Ülkemizin sera gazı emisyon projeksiyonlarını gerçekleştirdik ve 2030 yılı Ulusal Katkı Beyanımızı Birleşmiş Milletler sekretaryasına sunduk.Ulusal Katkı Beyanımıza göre emisyonlarımızı2030 yılında artıştan %41 oranında azaltacağımızı taahhüt ettik.
3. Ayrıca, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Dönüşüm için İklim Kanunu önerimizi; paydaşların talepleri ve bilimsel veriler doğrultusunda güncelliyoruz.
4.Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması kapsamında ihracatçımızın rekabet gücünü arttırmak amacıyla Emisyon Ticaret Sistemimizin kurulması için gerekli çalışmalar son aşamaya gelmiştir.
5.Korunan alan miktarı ve kurduğumuz ekolojik koridorlarla ülkemizin yeşil varlığını çoğaltıyoruz. Korunan alan miktarı 2011 yılında %6,3 iken 2023’te %12,71’e yükselmiştir. Hedefimiz bu oranı OECD ortalaması olan yüzde 17’nin üstüne çıkarmaktır.
6.Son 20 yılda sosyal konut ve kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ürettiğimiz 3 milyon konutumuzu çevreye saygılı, sıfır atık uyumlu ve iklim dostu olacak şekilde imal ettik. İnşası devam eden 350 bin konutun dönüşümünde de aynı hassasiyeti gösteriyoruz.
7.Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi: 2002 yılında 15 olan katı atık düzenli depolama tesisi sayımızı 93’e çıkardık. 2018 yılından bu yana 17 milyon ton tehlikeli atığın ve 969 bin ton ithal edilmiş plastik atığın güvenli şekilde taşınarak geri kazanımı ve bertarafını sağladık.
8. Bugüne kadar atık su arıtma tesislerinin enerji giderleri için 1 milyar TL değerinde destek sağladık.
2002 yılında 145 atık su arıtma tesisi ile belediye nüfusunun %35’ine hizmet verilirken 2023 yılı itibarıyla atık su arıtma tesisi sayısı 1209’a, hizmet verilen belediye nüfusu ise %90’a ulaşmıştır.
9.Deniz ve kıyılarımızısıkı bir şekilde denetliyoruz. Denizlerimizin temizliğinin önemli bir göstergesi olan mavi bayraklı plajlarımızın sayısı 551’e yükselmiştir. Bu sayıyla dünyada 3’üncü sıradayız. Hedefimiz dünya birinciliği.
10. Şehirlerimizin Hava Kalitesini izlemek ve iyileştirmek için teknolojik altyapı imkanlarını kullanmaktayız.
Bakanlığımızca geliştirilen yerli ve milli NEFES yazılımı, hava kalitesi değerlerinin tespit edilmesini sağlamaktadır.
11. Havzalarımızı, denizlerimizi, hava kalitemizi ve kirletici vasfı yüksek olan tesisleri online olarak izlediğimiz, Sürekli İzleme Merkezi’mizi kurduk. 2002 yılına kadar, 8 olan Hava Kalitesi Ölçüm istasyonu sayımızı, bugün, 366’yaçıkardık.
12.Sıfır Atık:
İklim kriziyle mücadele için çevrenin korunması şarttır. Bu anlamda Sıfır Atık, amiral gemimiz olarak tarif edebileceğimiz bir projedir.
Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde bir küresel çevre hareketi ve dünya markası haline gelen Sıfır Atık ile;
• Bugüne kadar 177 bin binada sıfır atık yönetim sistemini hayata geçirdik ve 20 milyon kişiye eğitim verdik.
• Yapılan bu çalışmalar sonucunda 2017 yılında %13 olan geri kazanım oranımız 2022 yılı sonu itibarıyla %30,13’e yükselmiştir. Bu oranı 2023 yılında %35’e, 2035 yılında ise %60’a çıkarmayı hedefliyoruz.
• Proje başlangıcından bu yana 45,5 milyon ton geri kazanılabilir atık, Bakanlığımızdan lisans almış işletmelerce işlenerek ekonomiye kazandırılmıştır.
• Toplanan atıklar sayesinde; 96 milyar TLekonomik kazanç sağlanmış,
• 432 milyon ağaç kurtarılmış,
• 108 milyon varil petrolden tasarruf edilmiştir.
Bununla birlikte, 30 Mart gününün Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edilerek tüm dünyada kutlanması kararlaştırılmıştır.
Son G20 Liderler Zirvesi Sonuç Metni’nde de Sıfır Atık’a yer verildi.
Bu anlamda Sıfır Atık Projesi döngüsel ekonomiye katkıları dolayısıyla Türkiye’nin dünyaya kazandırdığı bir marka olmuştur.
Yine son BM Zirvesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımız, Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi ve BM Genel Sekreteri tarafından “Sıfır Atık Küresel İyi Niyet Beyanı” imzalandı. Dünya; Sıfır Atık’a güçlü bir şekilde davet edildi.
Sıfır Atık; sadece bir çevre hareketi ve döngüsel ekonomi modeli olmanın çok ötesinde uluslararası anlamda değer taşıyan bir ilke ve olmazsa olmaz bir kaide olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
13. Millet Bahçeleri:
Ülke olarak iklim değişikliğine karşı kararlı bir mücadele sürdürüyoruz. Bu kapsamda, 81 ilimize 100 milyon metrekare millet bahçesi hedefiyle; “Türkiye’nin Büyük Ekolojik Dönüşümü”nü daha da ileri taşıyoruz.
Yaptığımız millet bahçeleri vediğer yeşil alanlarıyla kişi başına düşen yeşil alan miktarını 15 metrekarenin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.