Bakan Özhaseki: Güçlü olma zorunluluğumuz var
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yılı ve Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Atatürk Anıtına çelenklerin sunumuyla resmi olarak başladı. Tören sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 'Böyle bir dünyada bizim de daha güçlü olmak gibi bir zorunluluğumuz olduğunu da ifade etmek istiyorum' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırladığımız haber bülteninde…
Cumhuriyetin Kuruluşunun 100. Yılı ve Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, kapsamındaki resmi törenler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de katıldığı çelenk sunumu töreni ile başladı. Çelenklerin sunumunun ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, şunları söyledi:
“Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutluyoruz. Cenabı Allah nice yüz yıllara huzurla eriştirsin. Güçlü bir devletin mutlu insanları olarak eriştirsin diye dua ediyoruz. Zor bir dünyada yaşıyoruz. Zaten cumhuriyetin kurulması da kolay olmadı. Önce birinci Cihan harbi, arkasından Kurtuluş Harbi, sonra kurucu iradenin mecliste cumhuriyet ilanıyla başlayan bugüne kadar devam eden bir süreç. Her on yılda bir, birçok zorluklarla göğüs gererek müthiş bir kalkınma mücadelesi içerisinde Türkiye bugünlere kadar geldi. Çok şükür 100. yılda son 20 yapılanların, en azından mutluluğu içerisindeyiz. Gururunu taşıyoruz. Hem ulaşımda, hem enerjide, hem ekonomide, hem sağlıkta, kültürde, sanatta, sporda aklınıza gelebilecek her bir alanda artık biz Türkiye'yiz Türk insanıyız. Bu ülkenin insanları olarak biz de varız dediğimiz bir dünyadayız. Ve bundan 15 gün kadar önce gittiğimiz Birleşmiş Milletler'de Cumhurbaşkanımız orada Birleşmiş Milletler kürsüsünde bütün dünyaya hitap ederken, ‘Daha adil bir dünya mümkündür’ diyerek söze başladı. ‘Dünya beşten büyüktür’ diye devam etti. Sonra bizim adalet medeniyetimizin batıdan çok farklı olduğunu orada da ifade etti. Bugün geldiğimiz noktada dünyanın dört bir tarafında bin bir türlü zorlukların yaşandığı Filistin'de, Gazze'deki insanların o acı içerisindeki çırpınışları elbette ki içimizi yakıyor. Oradaki çocuklarımızın ölümü, hepimizi, emin olun, perişan ediyor adeta. Ve böyle bir dünyada bizim de daha güçlü olmak gibi bir zorunluluğumuz olduğunu da ifade etmek istiyorum. Evet zor bir coğrafyadayız. Bu coğrafyada güçlü olmak bir mecburiyettir. Ne kadar güçlüyseniz o kadar ayaktasınız. Sözünüzü o kadar dinletiyorsunuz. O kadar siz varsınız. Değilseniz Allah korusun. Sizin de üzerinizde binbir türlü oyunlar oynanıyor. Özellikle son on beş yirmi yıldır hepimiz biliyoruz ki bu ülkeyi bölebilmek adına Çukur eylemleriyle başlayan öz yönetim ilan ettik diyenlerin, paçavralarını bayrak diye çektiği gördük. Bugün artık terörden bahsedilmeyen huzur içerisinde bir Türkiye var. Yabancı ülke tahrikleriyle, teşvikleriyle, kandırmalarıyla, onlar namına ihtilal denemesine kalkan alçakların bertaraf edildiği bir Türkiye var. Çok şükür emin adımlarla önüne bakan dik bir şekilde yürüyen bir Türkiye var. Bundan da iftihar ediyoruz. İnşallah bundan sonra da böyle olacaktır. Bize düşen doğrusu ecdadın başta Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu cumhuriyetin üzerine hem kalkınmayı hem de demokrasiyi taçlandırarak devam ettirmek olacaktır. Bizim de vazifemiz herhalde bugünün insanına düşen de bu olacaktır, diye düşünüyorum. İnşallah bundan sonra da bizler elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”