Aydın: 24 Milyon insanın hayatı tehlikede!
TOBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Sektör Meclisi üyesi Kayserili İş adamı Ali Aydın 24 milyon insanın hayatının tehlikede olduğunu belirterek, gerekli önlemlerin bir an önce alınmasını istedi. Ayrıntılar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırladığımız haber bülteninde…
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Müteahhitleri Meclisi ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda söz alan TOBB Türkiye İnşaat Müteahhitleri Sektör Meclisi üyesi, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Genel Başkan yardımcısı, Anadolu Yapı Müteahhitleri Federasyonu Başkanı Kayserili İş Adamı Ali Aydın, sektörün sorunlarının yanı sıra riskli yapı konusuna değinerek, 24 Milyon insanın hayatının tehlike altında olduğunu dikkat çekti.
Aydın, “Yarım kalmış yüz milyarlarca dolarlık (Kendi firmamızın böyle bir sorunu yok) yapılamayan tamamlanamayan inşaatlar ekonomik bir sorundur. Bu konuda genel ve yerel idarecilerimizin yapacağı tespitler neticesinde çözüm üretilmelidir. Bunun yanında Yapı Denetimi kanununun amacı; depreme dayanıklı konutların yapılması için yapım sürecinin sağlıklı yürütülmesi gerekirken, bunun bir rant kapısı haline dönüşmesinin önlenmelidir. 16.05.2012 tarihinde Riskli alan ve yapılar için 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu çıktığında ülkemizde 21 milyon yapı stokunun olduğunu, riskli yapımızın da 7 milyon olduğu yetkililerce açıklanmıştı. 2024 yılına girdik, 12 yıl sonra ülkemizde 6 milyon riskli yapı olduğu açıklanması ve bu konutlarda yaşayan yaklaşık 24 milyon insanımızın hayatının tehlikede olduğunu gerçeğiyle acilen bu konutların dönüştürülmesi, ilk icraat olmalıdır. Bu hızla gidilirse 72 yılda ancak riskli yapı biter verisi çıkıyor. Bunun için de Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nın müdürlükle başkanlıkla değil 2 ayrı bakanlığa dönüştürülmelidir. Bunlardan birincisi Çevre ve iklim değişikliği Bakanlığı (85 milyon insanımızı ve geleceğimizi ilgilendiriyor.) İkincisi ise Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Bakanlığı (6 milyon riskli yapıda yaklaşık 24 milyon insanımızın yaşam hakkını ilgilendiriyor.)”
Bütün sorumluluk müteahhitlere kalıyor!
Bir inşaatın yapımı aşamasında birçok sorumlunun olmasına rağmen son tahlilde tüm sorumluluğun müteahhitlere kaldığını ifade eden Aydın, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “ Şehirlerin imar planlaması sürecinde müteahhitlerin hiçbir katılımı yokken, çok katlı binaların ve yer seçimlerinin yanında fay hatlarının olmasının dikkate alınarak müteahhitlere imar izinlerinin verilmesi gerekirken, bu konularda tüm sorumluluk yapımcılara, algı olarak da, olsa yüklenmektedir. Bu konuda kent konseylerinin işlevinin arttırılması elzemdir. Bir binanın yapımına başlamadan önce; Belediyelerin verdiği imar yönetmeliğine göre alınmış. Projeyi yapan mimar ve mühendislerin, bu projelerin imar yönetmeliğine göre belediyelerimizin içerisindeki yetkili mimar ve mühendislerin inceleyip onay vermesi, bu onaylanmış projelerin buraya atanmış yapı Denetim Firma yetkililerince incelenip onaylanması sonrası ilgili belediyesinden yapı ruhsatları alınmaktadır. Buraya kadar müteahhidin hiçbir etkisi ve yetkisi yoktur. İnşaatın yapım sürecinde denetim firmalarının imalatın her aşamasını denetlemesi, şantiyeye getirilen beton kalitesinden ve demirin laboratuvarda incelenmesi ile şantiye şefi ve teknikerinin bir bütünlük içerisinde bu süreci yönetmesi gerekirken bu planlama ve organizasyonun yapılması şartken böyle olmuyor, darmadağın bir yetki karmaşası yaşanıyor. Sonuçta elbette yapının bir sorumlusu var o da yapımcı dediğimiz müteahhittir. Bütün sorumluluklar bu meslek grubunda kalıyor ve hapis cezası alıyor. Bunun en acı tarafı da canlarımız insanlarımız ölüyor. Bu yetki kargaşasına dur demek gerekiyor. Bizden daha çok deprem yaşayan bir Japonya bu sorunu çözmüşse biz de genel idaremizle, yerel idaremizle ve teknik kadromuz ve yapımcı olan müteahhitlerimizle tüm sorumluluklarımızı alarak çözmeliyiz.”