Avukat Konaç: 'Dilencilere verilen cezalar komik, caydırıcı değil'
Dilenciliğe verilen cezanın caydırıcı olmadığını belirten Kayseri Baro Eski Başkanı Avukat Fevzi Konaç, çözümün cezada değil, istihdamı sağlayacak doğru politikaların uygulanmasında olduğunu söyledi.
Dilenciliğin önüne geçilmesi için iki tür yaptırım olduğunu belirten Konaç, açık dilencilikte Kabahatler Kanununun 33’üncü maddesine göre yaptırım uygulandığını, ancak para bedellerinin az olması nedeniyle caydırıcı olmadığını ifade etti. Konaç, “Kabahatler Kanununda dilencilik yapan kişiye belediyeler eliyle uygulanan cezalar komiktir. İdari ceza olarak verilen 50 TL’nin hiçbir şekilde kişiyi dilendiricilikten vazgeçirmesi mümkün değildir” dedi.
Türk Ceza Kanunun 229. Maddesine göre gerçekleştirildiğini dile getiren Konaç, “Bireysel olarak dilenmeyip çocuğunu ve bir yakınını dilendirme yoluyla topluluk oluşturulmasıyla ilgili olarak da Türk Ceza Kanunu’nun 229. Madde de bir yaptırım getirilmiştir. Bu anlamda bunu örgütlü olarak yaptıran kişilere de 1 yıldan 3 yıla kadar da hapis cezası ile ilgili olarak da bir ceza öngörmüştür” diye konuştu.
Öte yandan, son zamanlarda maddi bedeli küçük olan ürünleri, kişilerin merhamet duygularını kullanarak daha yüksek bedellere satan ‘örtülü dilencilik’ türünün artış gösterdiğini kaydeden Konaç, “Dilenen kişi aslında karşısına baktığı zaman dilenmiyor gibi görünüyor ve bir mal satarak geçimini temin etmeye çalışıyor duygusunu oluşturuyor. Örneğin normalde 25 kuruşluk suyu 1 liraya satıyor. Toplumun duyarlı olması gerekiyor. Örtülü dilencilikte kişiler eğer örgütlenip satış yapıyorsa ve bunun tespiti mümkünse, yakalanan şahıslar TCK 229’da olduğu gibi 1 veya 3 yıllık cezalara çarptırılıyor” ifadelerini kullandı.
Eğitim ve ekonomik önlemler kalıcı çözüm sağlar
Dilencilik karşısında cezaların ya da ceza artırımlarının çözüm olmayacağı vurgulayan Konaç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hayırsever bir toplumda dilendiriciliğin önüne geçmenin ve bu suçun cezalar ve ceza artırımı yoluyla çözmenin mümkün olabileceğini sanmıyorum. Bu, toplumsal bir sorundur; eğitim ve yoksulluğun giderilmesi gibi tedbirlerle önlenebilir. Hiçbir iş alanı açmadığınız ve el açmaktan başka çare bırakmadığınız insanların dilencilik yapmasının önünü cezalarla alamazsınız. Bugün cezanın ağırlığından dolayı evet der, iki gün bu işten uzak durur ama üçüncü gün kaderiyle baş başa kaldığı için el açmaktan başka çaresi kalmaz.”