ATAŞ'TAN, AK PARTİ'YE FETÖ TEPKİSİ: HİÇ Mİ DERS ALMADINIZ?
İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, çoklu baro uygulamasının FETÖ projesi olduğunu belirterek, “Bu AKP’nin ele geçiremediği ender yerlerden biri baroları bölme projesidir. Bu bölme projesi 2013 yılında FETÖ Mecliste denemiş, o zaman da muhalefetin direnmesi üzerine teklif geri çekilmişti. Şimdi, soruyoruz, o dönemdi teklif kabul edilseydi ne olacaktı? Şimdi, neden bu FETÖ projesi getirilmek isteniyor?” şeklinde konuştu. Ataş, “Her şeye ‘tek’ diyen, ‘Çift başlılığı engellemek istiyoruz.’ diyerek bu ucube hükümet sistemini getiren iktidar şimdi: ‘Çoklu baro.’ diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” dedi.
TBMM'ye sunulan çoklu baro düzenlemesine ilişkin değişiklikler öngören 'Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' Genel Kurul'da kabul edilerek yasalaştı. Çoklu Baro uygulanmasına yönelik tepki gösteren İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ama çoklu baro, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” dedi.
HER ŞEY TEK AMA BARO ÇOKLU!
Ataş, “Anayasa’nın 135’inci maddesinde bu kurumlar kamu tüzel kişiliği olan yerler olarak yer alır. Valilikler gibi, kaymakamlıklar gibi, barolar da kamu tüzel kişiliği olan yerlerdir. Bir ilde iki tane vali olamayacağı gibi iki tane baro da olmaz, olamaz. Her şeye ‘tek’ diyen, ‘Çift başlılığı engellemek istiyoruz.’ diyerek bu ucube hükûmet sistemini getiren iktidar şimdi: “Çoklu baro.” diyor. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ama çoklu baro, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” şeklinde konuştu.
BU YAPIYLA ADALETLİ KARARLARIN ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİL
Yasalaşan teklifin sadece avukatların ve baroların değil, bütünüyle halkın zararına olacağını dile getiren İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, “Bugün, Türkiye’de hâkimler ve savcılar hükûmete bağımlı hâle getirilmiştir. Bağımsız karar alan hâkim ve savcılar meslekten ihraç edilme ya da sürgüne gönderilme tehdidini yaşamaktadır. Şimdi de yargının kurucu unsuru olan savunmayı yanına çekmeyi planlayan iktidar, yargıyı tamamen siyasallaştırıp; böl, parçala, yönet hesabı yapmaktadır. Hâkimler ve savcıları kendisine bağlamış olan hükûmet avukatları da kendisine bağlarsa halkın devlet kurumlarıyla mahkemelik olduğu durumlarda mahkemeden adaletli kararların çıkması mümkün olmayacaktır. Barolar bölününce siyasal yakınlılarına göre yeni barolar kurulacaktır.
AVUKATLARIN SADECE CÜBBESİ VARDIR. BU CÜBBEYE DÜĞME TAKAMAYACAĞINIZ GİBİ, BİR PARTİNİN SİYASİ ROZETİNİ DE TAKAMAZSINIZ
Açıklamasında “Adalet elbet biri herkese lazım olacaktır” diyen Milletvekili Dursun Ataş, şöyle konuştu: “AKP’li bir barodan atanacak sorumlu avukat, örneğin, Cumhurbaşkanına hakaret davasında sanığın avukatlığını nasıl bağımsız bir şekilde yapabilecektir? Ya da Hükûmete yakın baroların gönderdiği bir avukat ifade alma sırasında olası bir zorlama veya işkence karşısında nasıl hareket edebilecektir? Avukatların sadece cübbesi vardır. Bu cübbeye düğme takamayacağınız gibi, bir partinin siyasi rozetini de takamazsınız. Avukatların kime yakın olduğunu duruşma esnasında bilemezsiniz. Mahkemenin duruşma esnasında devlet kurumlarına karşı savunma yapan avukatların siyasal kimliğini ve aidiyetlerini bilmemesi gerekir çünkü hâkim ve savcılar bundan etkilenecektir. En kötüsü de iktidar güdümündeki yandaş barodan gelmiş bir avukatın, hâkimi, savcıyı etkilemesi ve vatandaşın hakkını savunabilmesi gibi bir durum olmayacaktır. Yapısıyla oynanan, siyasallaştırılıp bölünmeye çalışılan adalet ve savunma elbet bir gün herkese lazım olacaktır. Bu nedenle ‘adalet’ ‘yargı’ “savunma” gibi kavramlara zarar vermek herkese, her kesime ve devlete zarar vermektedir çünkü adalet sistemi, ülke ekonomisi başta olmak üzere toplumun her kesimini doğrudan ilgilendirmektedir. Metropoll araştırma şirketinin geçen ocak ayında yaptığı kamuoyu yoklamasında ‘Kurumlara Güven’ başlığında çıkan sonuçlar yargıya güven konusunda yeteri kadar fikir vermektedir. Ankete katılanlardan yüzde 54,3’ü mahkemelere güvenmediğini söylerken güvendiğini belirtenlerin oranı sadece yüzde 41’de kalmıştır. AKP, zaten güvenilmeyen yargıyı daha da güvensiz, daha taraflı ve daha bölünmüş hâle getirmeye çalışmaktadır. Aklı öldürürsen ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlette ölür. Bunu ben demiyorum. Bunu altı asır önce, bugün rahmetle andığımız Ayasofya’yı kılıç hakkı olarak alan, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han söylüyor ve altı asır önce söylüyor.”
FETÖ PROJELERİNDEN BELLİ Kİ DERS ALMAMIŞLAR
15 Temmuz hain darbe girişimin ardından dört yılın geçtiğini dile getiren Ataş, “Ne yazık ki FETÖ projeleri halen aktif. Çoklu Baro da bir FETÖ projesidir ve bu karanlık amaçlara yönelik oyundur. Geçmişte yaptıkları hatalar nedeniyle bu millete büyük bedeller ödetenler ne yazık ki bu hatalarından ders almamışlardır. Hala FETÖ taktikleri ve projeleri ile yeni belalara zemin hazırlamaktadırlar. Şimdi bu kanunu çıkaranlar, gelecekte yine ‘biz kandırıldık deyip’ işin içinden sıyrılacaklarını mı sanıyorlar? Bu milleti yine aldatacaklarını mı sanıyorlar? Milletimiz artık gerçekleri görüyor. FETÖ’nün siyasi yüzünü ortaya çıkaramayanlar, FETÖ projelerini yeniden çekinmeden sahneye koyuyor. Ancak şunu bilsinler ki, bizler bu oyunları ve gerçekleri milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Günü geldiğinde de milletimiz sandıkta bu düşünce içerisinde olanlara gereken cevabı verecektir. Bu kapsamda milletin kahramanca mücadele ettiği ve hainlere karşı dosta düşmana mesaj verdiği, vatanı için ölümü göze aldığı 15 Temmuz’un yıldönümünde bir kez daha bu ülke için şehit olan tüm kahramanları rahmetle anıyor, gazilerimize de sağlıklı ömürler diliyorum. Bu milletin birlik ve beraberliği için bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Milletin sesi olmayı sürdüreceğiz. Kirli planların bu ülkeye zarar vermesine engel olmak için milletten aldığımız gücü sonuna kadar koruyacağız ve savunacağız” dedi.