ASLINDA O BİR GAZETECİ

ASLINDA O BİR GAZETECİ
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Osman Başeğmez’i Kayseri Basın İlan Kurumu Müdürü olarak tanıdı. Kayseri’de göreve başladığı günden bu yana Kayseri Basınının kalitesinin artması için yoğun çalışmalar yürüttü. Şubedeki görevinin yanında şehirde pek çok eğitim-kültür-sanat ve spor çevreleriyle iyi ilişkiler kurmasıyla da gündemde oldu. Çok yönlü kişiliğiyle tanıdığımız Basın İlan Kurumu Kayseri Şube Müdürü Osman Başeğmez de aslında meslektaşımız… Uzun yıllar gazetecilik yapan Osman Başeğmez ile siz değerli Kayseri Olay gazetesi okurları için konuştuk.

Sizce gazeteci nasıl olunur?

Ben gazeteciliğe 1995 yılında Konya’da başladım. O dönemde çevremdeki meslek büyüklerinin çok sık söylediği bir söz sizin bu sorunuzla birlikte aklıma geldi. “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur!” derlerdi. Özellikle gazeteciliğe ya da başka bir ifadeyle basın sektörüne alaylı olarak başlayan, işi tamamen piyasada öğrenen, işin teorisine hiç bakmadan pratik uygulamalar yapa yapa bir noktaya gelenler en çok “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur” görüşünü savunurlardı. Aslında dönemin koşullarında haksız da değiller. İletişim Fakülteleri 90’lı yılların sonlarından itibaren Anadolu şehirlerinde yaygınlaştığı düşünülürse, gazeteci olmak için gazeteci doğmak gerekiyor. Anadolu’da özellikle bizim kuşak döneminde basın sektörüne giren arkadaşlarımızın pek çoğu, bende dâhil ya lise eğitimi devam ederken okuldan arta kalan zamanlarda gazetecilik yapmaya başlıyor, ya da liseden mezun olur olmaz gazetelerde ve 90’lı yılların ortalarında açılmaya başlayan televizyon ve radyolarda çalışmalara başlıyorlardı. Teorik bir bilgi birikimi olmadığı için kişisel yetenekler daha büyük önem arz ediyordu. Patronların gözünde liseden mezun olan her yetenekli genç birer gazeteci adayıydı. Ama şimdi artık böyle bakılmıyor. Eğitime önem veriliyor. Artık İletişim Fakültelerinden mezun olan arkadaşlarımız Anadolu’nun pek çok yerinde iş bulabiliyor. Basın İlan Kurumumuz da İletişim Fakültesi mezunlarının sektörde istihdam edilmesini destekliyor. İletişim Fakültesi mezunlarının gazetelerin asgari kadrolarında beklemeye tabii tutulmadan alınmalarını sağlayan düzenlemeleri yaptı. Bu sayede pek çok iletişim fakültesi mezunu sektöre adım attı. Biraz başa dönecek olursak artık, İletişim Fakültelerimiz sayesinde gazeteci doğmanın yanında, gazeteci de olunur.

 

 

Bir gazetecide olması gereken yetenekler neler sizce?

Ben sadece gazetecilik için değil, hemen her alan için yeteneklerin doğuştan gelebildiği kadar, edinilebilir, kazanılabilir olduğuna inanıyorum. Yaratılanın en şereflisi olan insan anatomisi buna imkân veriyor. Akıl buna imkân veriyor. Yeter ki insan önüne bir hedef koysun, karar versin ve başlasın… Yetenek kazanılabilir. Gazetecilik fiziki bir iş olmanın ötesinde fikri bir iş… Bu alanda başarılı olmak, yetenekli olmak daha çok okumak, daha çok araştırmak, daha çok meraklı olmak, hayata ve olaylara diğer insanların baktığı çerçevenin daha ötesinden bakabilmeyi gerektiriyor. Gazeteci hizmet verdiği topluma olaylar ve gelişmeleri aktardığı için bir anlamda ‘anı’ toplumdan daha önce yaşıyor. Sırf bu nedenle gazetecinin olabildiğince donanımlı, entelektüel birikimi yüksek olması gerekir. Fikri derinliği kazanması gerekir. Olaylara ve gelişmeleri değerlendirirken fikri derinlik çok önemli hale geliyor. Yaşandı, oldu, bittilerin dışında okuyucuya bir şeyler verebilmek için ben fikri derinliği önemsiyorum.

Bugün iletişim teknolojisinin topluma sağladığı imkânlar sayesinde haber artık saniyeler içerisinde tüketilir hale geldi. Gazetecinin yazdığı haber, çok kısa zamanda topluma ulaştırılıp okunduktan sonra güncelliğini kaybediyor. Zamanı ve günümüzü iyi okuyabilmek gerekiyor. Ben çok iyi hatırlıyorum ve yaşadığım için biliyorum, 90’lı yıllarda öğlen saat 14:00’den sonra herhangi bir kişi yada kurumun basın toplantısı yapacağı bilgisi geldiğinde gazete içinde tepki görürdü… Gazeteye, baskıya nasıl yetiştirileceği kaygısı duyulurdu. Ve pek çok kurum bu durumu bildiği için basın toplantısını öğleden önceki bir saatte yapardı… Ama artık böyle değil… Durum değişti. Pek çok kurum, organizasyon yaparken insanların daha çok internetin başında, sosyal medyayı kullandığı saatleri tercih eder oldu. Gazeteciler de artık buna dikkat etmek zorunda. Özel haberlerin dışında, rutin haberleri artık ilk önce verme yarışı başladı. Bu yarışa bizim Kayseri’deki gazeteci arkadaşlarımızın da katılmasını önemsiyorum. Basılı gazete ile gazetenin internet sitesi birbirini desteklemeli. Sitede yayınlama yarışı da başlamalı. Zaman yönetimi tekrar gözden geçirilmeli. Bunu yapan internet habercileri var. Gazetelerimizde en azından ajansa düşen haberleri anında sistemlerinde okuyucularına ulaştırmalı. Bunu yapmadıkları takdirde kaybeden tarafta oluyorlar. Çünkü rakip, saniyeler içerisinde yayına giriyor. Halkta bunu tercih ediyor. Basın İlan Kurumumuz gazetelerin internet sitelerinin gelişmesi ve geleceğe hazırlanması için önemli adımlar attı. İnternet sitesini düzenli olarak güncelleyen ve resmi ilanları sitesinde de yayınlayan gazeteler 1/10 oranında ek gösterge verdi. Basın İlan Kurumunun bu teşviki gazetelerimizin web sitesi yöneticileri tarafından doğru okunmalıdır. Prosedürü yerine getirmenin ötesinde, reflekslerini buna göre yeniden oluşturmalı ve web siteleri aracılığıyla anlık haber akışını sağlamalıdır. Ben Anadolu’da bunu yapıp internet reklamlarından da önemli pay alan gazetelere ait sitelerin olduğunu biliyorum. Sitelere alınan reklamların yanında sadece Google reklamlarından alınan payın 20 bin TL’yi bulan basın kuruluşlarımızın olduğunu biliyorum. Kayseri’de de bunu başaracak gazetelerimizin olduğuna inanıyorum. Son dönemde gazetelerimizin yöneticileriyle yaptığım toplantılarda bu alana da dikkat çekiyor ve gazetelerimizin resmi ilan gelirlerinin yanında özel ilanlarının artması için de el birliğiyle çalışmalar yapıyorum. Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Atalay da Anadolu’yu dolaştığında hep bu gerçeğe dikkat çekiyor. Resmi ilanın yanında gazetelerin özel ilan ve reklamlarının artırılması için de taraflara önemli mesajlar veriyor.

Yine Kayseri basınımız için bana göre Sayın Valimiz Orhan Düzgün önemli bir şans. Kendisi yerel gazetelerimizi çok önemsiyor. Değer veriyor. Gazeteleri satır satır takip edip, gerekli inceleme ve işlem olur ise bunu başlatıyor. Gazetecilerimizin özellikle kamudaki haberlere ulaşmada önemli kolaylıklar sağladığını da biliyorum. Ben bu vesileyle Sayın Valimiz Orhan Düzgün’e de Kayseri basınımız adına teşekkürlerimi arz ediyorum.

 Bu mesleğin zorlukları nelerdir?

 Gazetecilik mesleği aslında bünyesinde pek çok ‘enleri’ barındırıyor. Bu enlerden biri de bana göre ‘en meşakkatli’ bir meslek olması… Ama bu meşakkatten sadece karşılaşılan sorun ve sıkıntılar anlaşılmasın, bu sorun ve sıkıntıların içerisinde bile heyecan verici, içerisinde koşuşturmacanın olduğu, merakın olduğu, ülke sevgisinin olduğu, insan sevgisinin olduğu dürtü ve duygular var. Aslında gazeteci toplumun diğer fertlerine göre zorluklarla mücadelede daha yeteneklidir. Böyle de olması gerekir. Gazetecilikte zorlukları aşmanın yolu çok çalışmaktan geçer. Durağanlaştığınız anda zorluklarla karşılaşırsınız. Mücadele etmeye başladığınız anda da zorlukların bir bir ortadan kaybolduğunu görürsünüz. Mazeretlerin arkasına sığınmak, zor denilen işlerin başarılmasını engeller. Elbette her mesleğin olduğu gibi gazeteciliğin zorlukları var. Ben bu zorlukları da bilen, bildiği gibi bu zorluklardan kaynaklanacak sorunları anlayabilen biri olduğumu düşünüyorum. Bana göre bir gazeteci aynı zamanda toplumun diğer fertlerinin çoğunluğuna göre medeni cesareti daha yüksek kişilerdir. Bu medeni cesaretteki yükseklikte zorlukları aşmada çoğu zaman farkında olmadan bir anahtar görevi görür.

 Mesleğinizi seviyor musunuz?

Bu soruya samimiyetle verilecek en kısa cevap “Kesinlikle evet”dir. Şu an Kayseri’deki dostlarım, tanıdıklarım, her gün gelip geçerken selamlaştığım kişiler beni Basın İlan Kurumu Kayseri Şube Müdürü olarak tanıyor ve biliyor. Ama Kayseri öncesi yaşamımda basın sektöründe dolu dolu geçen bir 16 yıl var. Televizyon haberciliğiyle basın sektörüne girdim. Sonra gazetede muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulundum. Konya Ticaret Odası’nda basın müşavirliği yaptım. Burada bilimsel hakemli dergilerde genel yayın yönetmenliği yaptım. Kısacası vatani görevimi yaparken bile Allaha çok şükür mesleğimle ilgili birim ve alanda çalıştım. Basın İlan Kurumu’nda yaptığım görevimi de basın sektörünün dışında görmüyorum. Dolayısıyla çok sevdiğim mesleğimi farklı kurum ve pozisyonlarda en iyi şekilde halen yerine getirmeye çalışıyorum. İnsanın kendi kendini övmesi benim çok hazzettiğim bir durum değil, kendi başarılarımdan da bahsetmeyi çok sevmediğimin altını çizerek şunu ifade etmek istiyorum ki, hep en iyi olmaya çalıştım. Kayseri’ye atandıktan sonra Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Atalay’ın ortaya koyduğu “Anadolu basını vizyonunu” gerçekleştirmek için sektörle birlikte önemli bir noktaya geldik. Ancak geldiğimiz noktayı yeterli görmüyorum. Daha alınacak çok mesafemizin olduğunu düşünüyorum.

 Bu mesleği siz mi seçtiniz yoksa ailenizin baskısı oldu mu?

Ben bir memur çocuğuyum. Üç kardeşin en küçüğüyüm. Benim gazetecilik mesleğiyle tanışmam tamamen kader kısmetle ilgili… Lise çağında boş zamanlarında aile bütçesine katkı sağlamak ve kendi harçlığımı çıkarmak için inşaatlarda çalışıyordum. Malum Konya, Kayseri gibi şehirlerde kışın inşaat sezonunda çalışılmaz. Bir kış öncesinde inşaatta işlerin durduğu bir dönemde Konya’da Sun Tv televizyonunda kameraman ihtiyacı olduğunu öğrendim. Niyetim, yaz gelinceye kadar kışın televizyonda çalışıp harçlığımı çıkarmayı sürdürmek, yaz geldiğinde de inşaatta çalışmaya devam etmekti. Ama sektörün cazibesinden kurtulamadım ve haberciliğe devam ettim. 1996 yılında NTV kuruldu. NTV’nin yurt haber müdürü Vedat Abi ile tanıştım. Halen kendisi NTV’de yurt haber müdürlüğünün yanında çok etkin bir görevdedir. Benim NTV’de çalışmamı istedi. NTV ‘de yaklaşık 15 yıl çalıştım. Birçok prestijli işe imza attım. İş hayatındaki yoğun koşuşturmaca ve temponun yanında Halkla İlişkiler ve İktisat Fakültesi’ni de bitirdim. Sorunuzun özüne tekrar dönecek olursam, ailemin çok büyük desteğini gördüm, duasını aldım. Ama gazeteci oluşumu ben tamamen ‘kader’ olarak görüyorum.

 

Siz bir gazete sahibi olsanız neler yaparsınız?

Bir kere kesinlikle diğerlerinden farklı olmayı tercih ederdim. Hemen her sektörde olduğu gibi özellikle gazete işletmeciliğinde farklı olabilmek çok önemli. Kendinizi yenileyebiliyor olmanız çok önemli. Dönemin koşullarına ve çağın gerekliliklerine ayak uydurmak çok önemli. Artık bizim yetiştiğimiz dönemdeki gazetecilik anlayışından çok daha farklı gazetecilik yapılıyor. İnternet teknolojisi ve dijital çağ sektörümüzün neredeyse her aşamasında var. Peki ama bunu ne derece doğru kullanabiliyoruz? Bana göre Kayseri’de internet gazeteciliği çok geriden geliyor. Bu işe mevcut gazete sahiplerimizin hala neden gereken önemi ve özeni göstermediğini anlayamıyorum. Gerek gazetelerin içerik zenginliği, gerekse gazetelere ait haber sitelerinin içeriklerinin yeterince zengin olduğunu düşünmüyorum. Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Atalay iyi bir gazete okuyucusu ve takipçisi. Bir gün Kayseri gazeteleri üzerine bir toplantı yaparken, pek çok gazetede hiç köşe yazarının olmadığına dikkat çekmişti. Gerçekten de incelenen gazetelerin hiç birinde tek bir köşe yazısı bile yoktu. Buradan yola çıkarak gazetelerde köşe yazarlarının bol olması bir zenginlik… Sadece ajans haberlerinin dışında hiçbir haberin üretilmemiş olması ise kabul edilemez. Kurumumuz gazetelerin içeriklerinin zenginleşmesi için özendirici bir takım mevzuat değişiklikleri yaptı. Bu sayede okuyucular gazeteler arasında bir farklılık görür hale geldi. Ben bugün gazete sahibi olsam, kesinlikle içeriğimin büyük çoğunluğunu kendi fikir işçilerimin doldurması isterim. Bunu yaptığınız taktirde mesafe alabilirsiniz.


Bir yetkili olarak sizin için bile çok zor bir karar verdiğiniz durumlarda insanları daha iyisine ikna etmek zor değil mi?

Kayseri’ye ilk atandığım dönemlerde, tanışmak, kaynaşmak, birbirimizi anlayabilmek için gazetelerimizin sahip, yönetici ve çalışanlarıyla çok yoğun görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerimiz sırasında mesleki bilgi ve tecrübelerimden yola çıkarak, “Şunu yaparsanız iyi olur”, “Mizanpajda şunlara dikkat ederseniz görselliğiniz daha çok düzelir.” gibi çeşitli ortam ve platformlarda görüşlerimi açıkladım. İstediğim yada önerdiğim konular içerisinde ekstra maliyet getirenler konusunda istediğim mesafeyi alamadım. Ama, Kayseri’de mevcut kurulu düzen içerisinde ek bir maliyet getirmeden yapılabilecek yenilikler konusunda ise gerçekten çok iyi mesafeler aldım. Örneğin Kayseri’de bir “Devam sayfası” geleneği vardı. Bu gelenek artık haberlerin ilgi çekiciliğini ortadan kaldırıyor, hatta haberleri okunmaz hale getiriyordu. Önce gazetelerimizin yöneticilerine bunun nasıl olması gerektiğini anlattık. Ertesi gün çıktığında eksiklikler varsa onları söyledik. Söz ile anlatamadığımız gazetelerimizin bizzat mutfağına giderek, bilgisayar başında bizzat uygulayarak gösterdik. Gazete sayfalarının her sayfasının cazibesini artırmak için yeni mizanpaj örneklerini uygulayarak hayata geçirdik. Bunu yaparken asla gazetenin fikri içeriğine, siyasi düşüncesine müdahale etmedik. Kendileri basın özgürlüğünden ne anlıyorsa, o özgürlük alanına hiç dokunmadık. Böyle bir niyetimizin de hiç olmadığını belirtmek isterim.

 Kayseri’deki gazeteleri nasıl buluyorsunuz?

Kayseri’mizdeki gazeteleri dün ile değerlendirirsek, dünden çok daha iyi bir konumda olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, alınması gereken daha çok mesafe var. Gazetelerimizin daha zengin içerikle okuyucunun karşısına çıkması gerekiyor. Yerel gazeteler için siyasi, sosyal, ekonomik, kültür, sanat haberleri önemli… Ama en önemli alanlardan biri de spor… Salon sporları başta olmak üzere amatör sporlara da yer verilmesi bana göre çok önemli.

 Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Ben bu imkanı bize verdiği için Kayseri Olay gazetemize teşekkür ediyorum. Mübarek kurban bayramının arifesindeyiz. Bütün Kayserili hemşerilerimizin bayramlarını tebrik ediyorum.

 

 

 OSMAN BAŞEĞMEZ KİMDİR?

Adı Soyadı: Osman Başeğmez

Yaşı: 37

Mesleği: Gazeteci

Görevi: Basın İlan Kurumu Kayseri Şube Müdürü

Eğitim Durumu: Halkla İlişkiler ve İktisat Fakültesi mezunu/ Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde Yüksek Lisans öğrencisi. (Proje döneminde)

Bugüne kadar yaptığı görevler: Konya Sun Tv Haber Müdürlüğü, Konya Postası Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü, NTV Konya Temsilciliği, Konya Ticaret Odası Basın Müşavirliği, KTO-Karatay Üniversitesi Basın Halkla İlişkiler Danışmanlığı, Basın İlan Kurumu Konya Şube Müdürlüğü, ERÜ İletişim Fakültesi Öğretim Görevliliği (Basında Çalışma Hayatı Dersi) Basın İlan Kurumu Kayseri Şube Müdürlüğü (Halen)

Medeni Durum:Evli ve üç çocuk babası.

 

RÖPORTAJ: HÜSEYİN GÖKTAŞ