'Aşkın silkele, silkele!'
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütçe görüşmeleri devam ederken, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç'in konuşma yapmak için kürsüye geldiği sırada CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın 'Aşkın silkele silkele' sözleri duyuldu. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…
TBMM Bütçe görüşmeleri devam ederken AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a belediyelerin SGK borçlarına yönelik, ‘Kendilerini daha kararlı bir şekilde silkelemende fayda var’ sözleri sık sık gündeme geliyor. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç de TBMM’de partisi adına bütçe üzerine görüşlerini dile getirdi. Genç’in kürsüye yönelmesi sırasında da CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın ‘Aşkın silkele silkele!’ sözleri duyuldu.
CHP’lilerin alkışları eşliğinde kürsüye gelen Genç, Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin yalnızca geçmiş yılın muhasebesi değil, aynı zamanda iktidarın halka ve demokrasiye bakış açısının da bir yansıması olduğunu belirterek, ‘Unutulmasın ki demokrasi aynı zamanda hesap vermeyi de gerektirir. Kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin denetim ve hesap verebilirlik mekanizmalarının etkisizleştirilmesi halkın bütçe hakkını daha önce hiç olmadığı kadar tehdit etmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte bütçe süreçleri demokratik denetimden uzaklaştırılmış, halkın iradesi görmezden gelinmiştir. Anayasa'mızın 161'inci maddesi ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gibi yasal düzenlemeler bütçe süreçlerinin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde yürütülmesini zorunlu kılar ancak Sayıştay raporlarının sansürlenmesi ve kamu harcamalarının denetlenememesi bu ilkelerin açıkça ihlal edildiğini göstermektedir. Mevcut sistem kamu harcamalarının denetimini zorlaştırmakta hatta bazı alanlarda bu denetimi imkânsız hâle getirmektedir. Bugün Meclisin halk adına bütçe üzerinde denetim yapma yetkisi neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştır.‘ dedi.
Vergi adaleti açısından tablo karanlık
Bütçe’de kamu kaynaklarının israf edildiğini ve belirli gruplara rant sağlamanın sistematik hale getirildiğini ifade eden Genç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Hazine garantili projeler, geçiş garantili yollar ve köprüler, kamu-özel iş birliği projeleri halkın sırtına büyük maliyetler yüklemektedir. Bu projelerin gerçek maliyetleri kamuoyundan gizlenmekte, denetim mekanizmaları devre dışı bırakılmaktadır. Vergi adaleti açısından da tablo çok karanlıktır. Türkiye'de vergi gelirlerinin büyük bir kısmı dolaylı vergilerden oluşmaktadır. Bu durum dar gelirli vatandaşları ağır bir yük altına sokarken büyük sermaye gruplarına sağlanan vergi muafiyetleri ve teşvikler gelir adaletsizliğini daha da derinleştirmektedir. Asgari ücretle geçinen bir vatandaş gelirine oranla bir holding patronundan daha fazla vergi ödemektedir. Bu adaletsiz düzen hem toplumsal huzuru tehdit etmekte hem de ekonomik eşitsizliği daha da artırmaktadır. Hükûmetin büyük şirketlere sağladığı vergi muafiyetleri ile halktan topladığı vergiler arasındaki uçurum sosyal devlet anlayışının tamamen terk edildiğini göstermektedir.’
Sayıştay’ın yetkisi sınırlandırıldı
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yarattığı çöküşün ekonomi ile sınırlı olmadığını, kamu yönetiminde liyakat sisteminin kaldırılmasıyla toplusal huzurun ve ekonomik krizlerin tetiklendiğini ifade eden Genç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Sayıştayın denetim yetkisinin sınırlandırılması, düzenleyici ve denetleyici kurumların zayıflatılması kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasına olanak tanımaktadır. Örneğin, Türkiye Varlık Fonu gibi yapılar kamu kaynaklarının denetimsiz bir şekilde kullanılmasına ne yazık ki zemin hazırlamaktadır. Bu Fon bir paralel bütçe gibi çalışmakta, halkın mal varlığını iktidarın siyasi ve ekonomik çıkarları doğrultusunda yönlendirmektedir. Cari açık tahminlerindeki uyumsuzluklar ise ayrı bir konu. Orta Vadeli Program'da cari açığın 2027 yılında 22,6 milyar dolar olacağı söyleniyor ama Kalkınma Planı 2028 yılında "Bu rakamı 2,8 milyar dolara indireceğiz." diyor. Kıymetli arkadaşlar, nasıl olacak bu iş, elimizde sihirli bir değnek mi var? Ekonomimizin mevcut üretim yapısı ve ihracat performansı göz önüne alındığında bu tahminlerin gerçekle alakası olmadığı çok açık. ‘
2025 yılı bütçesi faize hizmet eden bir bütçedir
Bütçede şimdiden 2 trilyona yakın açık olduğunu belirten Genç, kaynakların halkın ihtiyaçlarına değil, yandaş şirketlere ve rant projelerine aktarıldığını söyledi. Faiz ödemelerinin bütçedeki en büyük kalemlerden biri olduğunu ifade eden Genç, ‘2025 yılı bütçesi faize hizmet eden bir bütçedir. Halktan toplanan her bir kuruş vergi sağlığa, eğitime değil borcun faizine aktarılmaktadır. İktidar, bütçe açığını kapatmak için daha fazla borçlanmaya gidecek ve bu borcun faizi, yine, aziz halkımızdan çıkacaktır. 2024'ün Ocak-Kasım döneminde 1 trilyon liradan fazla ÖTV toplanmış ve Aralık ayında da bütçe hedeflerinin çok üzerine çıkacaksınız ama kurumlardan alınan vergi ise 800 milyar lirada kalmış. Bir bütçe düşünün ki özel tüketimden alınan vergi, gelirin aslan payını oluşturuyor. Bu, halkın mutfağındaki yangını büyüten bir düzendir, başka bir şey değildir. Hükûmetin sözde dezenflasyon politikası toplumu daha fazla yoksullaştırmaktan öteye gidememektedir. Bugün uygulanan politikalar halkı değil, yalnızca belirli sermaye gruplarını zenginleştiren bir anlayışın ürünüdür. Yapılan yanlışlıkların bedeli dar gelirli vatandaşlarımıza ödetilmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak sürekli vatandaşlarımızla, emek örgütleriyle ve iş insanlarıyla bir araya geliyoruz. Sürekli halkın içindeyiz; çarşıda, pazarda, mahalledeyiz. Nereye gitsek, kiminle konuşsak sorun aynı: Geçim, geçim, geçim. Ne diyoruz? Geçim olmazsa erken seçim olur.
Bu bütçeyi reddediyoruz
Kamu kaynaklarının etkin ve adil bir şekilde kullanılmasının yalnızca ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda da demokratik bir zorunluluk olduğunu, vergi sisteminin halkın lehine yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifaden eden Genç, ‘Dolaylı vergilerin oranının azaltılması ve temel hizmetlere daha fazla kaynak ayrılması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Sayıştayın bağımsız denetim yetkisinin güçlendirilmesi, kamu ihale süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve kamu kaynaklarının hesap verebilir bir anlayışla yönetilmesi temel hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bu Meclisin görevi, halkın alın teriyle oluşturulan bütçenin halkın yararına kullanılmasını sağlamaktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler bu bütçeyi reddediyoruz çünkü bu bütçe halkın bütçesi değildir. Biz halkın refahını önceleyen, eğitime, sağlığa ve sosyal yardımlara öncelik veren bir bütçe için çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Türkiye borçla değil üretimle, yoksullukla değil refahla büyüyen bir ülke olacak diyorum.