Arıkan: 'Mağduriyetlerin sebebi AK Parti'nin getirdiği bozuk sistem'

Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Türkiye'de bir çok alanda mağduriyetler yaşandığını belirterek, 'Asgari ücretli mağdur, emekli mağdur, öğretmenler mağdur, gençler mağdur, çiftçi mağdur... Bu mağduriyetlerin sebebi AK Parti'nin getirdiği bozuk sistemdir.' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…

Arıkan: 'Mağduriyetlerin sebebi AK Parti'nin getirdiği bozuk sistem'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Yeni Yol Grubu haftalık TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasının başında bir yıl önce İliç’te meydana gelen ve 9 çalışanın toprak altında kalarak can verdiği olayı hatırlatan Arıkan, ‘Bundan tam 1 yıl önce 9 emekçimiz; aç gözlülük, rant ve ihmal nedeniyle tonlarca toprağın altında kaldı.Öncelikle bu faciada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, aile ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Aradan geçen zamanda ne asıl sorumlular bulunabildi, ne de bundan sonraki kazaları önlemek adına bir adım atılabildi. Bakın; İliç Araştırma Komisyonu son toplantısını 9 Temmuz’da yaptı. Üzerinden tam 8 ay geçti. Hepimiz asıl sorumluyu çok iyi biliyoruz; Nerden biliyoruz Soma’dan biliyoruz, Ermenek’ten biliyoruz, Amasra’dan Çorlu’daki tren kazasından, Kartalkaya’daki otel yangınından biliyoruz. Kayyum atamak için bir günde kararname yazanlar, Bir gecede yandaş şirketlere vergi affı çıkaranlar, 9 kardeşimizi kaybettiğimiz İliç’in 8 aydır raporunu yazamadılar! Biz İliç’te yine rant, ihmal ve denetimsizlikten oluşan ‘ölüm üçgenini’ görüyoruz. Yine; İşadamı, siyasetçi ve bürokratlardan oluşan ‘menfaat üçgenini’ görüyoruz. Kazanın yaşandığı madende 2019 yılında boruların patlamasıyla tonlarca siyanür nehre akmıştı. Bunun için sadece 16 milyon ceza verilmişti. Bütün bunlardan sonra madene iki kez kapasite artışı için izin verilmişti! Soruyorum: Bir bardak temiz su, nefes alan bir ağaç, çağıldayan bir dere kaç milyon eder? Soruyorum Ak Partili arkadaşlar! Maden altında kalan 9 işçinin hayatı, umutları, geride bıraktığı aileleri kaç milyon eder? Komisyon raporu henüz açıklanmadı fakat komisyonda gördüğümüz duyduğumuz net bir fotoğrafı milletimizle paylaşmak istiyorum; faciaya neden olan toprak kaymasının bulunduğu alanın ilgili 3 bakanlıktan hangisinin sorumluluğunda olduğunu bir türlü bulamadık. Çok tanıdık geldi değil mi? Haftalardır bunu konuşuyoruz. Yetki var, sorumluluk yok! Türkiye her yıl kazalara, felaketlere kurban vermek zorunda değildir’ dedi. 

Kim mağdur değil ki?

Bugün bu ülkede yaşayan herkes, hükümetin uygulamaları nedeniyle bir şekilde, mağdur olduğunu belirten, kimsenin güvende olmadığını her yeni karar, her yeni düzenleme ve her yeni politika ile bir kesmin mağdur edildiğini belirten Arıkan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Bu ülkede kim mağdur değil ki? Asgari ücretli mağdur.22.000 lira ile geçinmek imkânsız. Emekli mağdur. Hayatını çalışarak geçirdi, 14.000 lira ile geçinemediği için yine çalışmak zorunda. Öğretmen mağdur. Atanamadı, atanan da hak ettiği ücreti alamıyor. Gençler mağdur. 16 yıl Okuyor, çabalıyor ama iş bulamıyor. Çiftçi mağdur. Tarlasını ekip biçiyor ama kazandığı masrafını bile karşılamıyor. Peki bu mağduriyetlerin ortak noktası ne? AK Partinin getirdiği bu sistem! Bu sistem, çözüm üretmiyor, mağduriyet üretiyor. Çünkü bu sistem, halkı değil, rantı düşünüyor! Bu sistem, adaleti değil, keyfiyeti esas alıyor.’

Mağduriyetlerin sebebinin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunu belirten Arıkan, ‘Bu sistem, çözüm üretmiyor, mağduriyet üretiyor.Çünkü bu sistem, halkı değil, rantı düşünüyor!Bu sistem, adaleti değil, keyfiyeti esas alıyor.
Hep birlikte hatırlayalım.2017 referandumunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bize nasıl anlatıldı? ‘Parlamenter sistem bize ayak bağı oluyor!’, ‘Hızlı ve etkin kararlar alamıyoruz!’, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçince ülke uçacak!’,  ‘Bizim çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yok, yeter ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçelim!’ denildi. Üzerinden tam 7 yıl geçti, Mesela Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, hâlâ hunharca can almaya devam eden sokak köpekleri sorununu, çözmeye gücü yetiyor mu? İkide bir, aile, kültür, değerler türküsü söylüyorlar! Ben de soruyorum: Aileyi, kültürü, değerlerimizi kanser eden gündüz kuşağı programlarına, televizyon dizilerine niçin dur demiyorsunuz? RTÜK ne işe yarıyor? Bir de neyden dert yanıyordu bu arkadaşlar? Bürokratik vesayetten! Ne zamana kadar? Tabii ki bürokrasiyi ele geçirene kadar! Cumhuriyet tarihinde daha önce örneği görülmemiş bir bürokrat tipi türedi ülkede! Bunu biz ‘en büyük hayırsever benim’ diyen Ziraat Bankası müdüründe bir kere daha gördük. Sonunda ‘şahsım devleti’ anlayışı, ‘şahsım bankası’ anlayışını doğurdu. Ankara bürokrasisinde vatandaşa tepeden bakan bir anlayış bugün egemen. Vatandaş üst üste iki soru soramıyor? Bugün git yarın gel, ‘Bugün git on gün sonra gel’e döndü. Vatandaş işini halletmek için daha önce olduğundan daha fazla torpil bulmak zorunda.

İşsizlik rakamları gerçeği yansıtmıyor

'Gelelim Ekonomiye! Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, ekonomik yıkımını anlatacak birçok malzeme var, ben bugün sizlere işsizlik rakamlarından bahsedeceğim. Aralık 2024’te işsizlik oranı yüzde 8.5 açıklandı. Yani 3 milyon insan işsiz. Hükümetin açıkladığı birçok rakamın gerçeği yansıtmadığı gibi Bu rakam da gerçeği tam yansıtmıyor. Çünkü: İş bulma umudunu kaybedip, iş aramaktan vazgeçenler bu yüzde 8,5 e dahil değil. Tam zamanlı iş bulamadığı için  yarı zamanlı işlerde çalışmak zorunda kalanlar da yüzde 8,5 e dahil değil. Bunları da eklediğimizde işsiz sayısı 11.4 milyona çıkıyor. İşsizlik oranı da yüzde 28.2’ye fırlıyor! Peki dünya sıralamasında neredeyiz?
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine göre bizden daha kötü durumda olan sadece 28 ülke var. Bunların yarısı Afrika ülkesi, diğerleri ise adını bile duymadığımız küçük ülkeler. Son bir yılda işsiz sayımız tam 1.7 milyon kişi arttı. Halkın alım gücünü düşürerek, talebi baskılayan ekonomi politikaları, artan 1.7 milyon işsiz sayısının en önemli nedenidir! Bakın, Ocak 2025 itibarıyla:
Açlık sınırı 22 bin TL-açlık sınırının altında
Yoksulluk sınırı 72 bin TL
Çalışanların yarısı asgari ücretle, yani 22 bin TL ile geçinmeye çalışıyor!
Şimdi soruyorum:
Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar enflasyonu nasıl artırabilir? Enflasyonu artıranlar belli! 2021’de servet transferiyle, düşük faizle servetine servet katanlar, yüksek faizle kazancını daha da büyütenler, enflasyonu artırıyorlar. Kazanan hep aynı kesim! Bedeli ise halk ödüyor! İşte  Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi budur. Tekraren söylüyorum bu sistem, halkı değil, rantı düşünüyor!’