Arıkan: BOP Eş Başkanlığı görevi devam ediyor!
Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, televizyonların ortak yayınında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Arıkan, sorulan bir soru üzerine Cumhurbaşkanı AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BOP Eş Başkanlığı görevinin bittiği konusunda bir açıklama yapmadığını belirterek, 'Haliyle aleyhte bir beyan şu ana kadar gelmediğine göre o görevin devam ettiği kanaati ben de hakim…' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…
Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Olay Türk Televizyonu’nun da içinde yer aldığı televizyon kanallarında gazetecilerin Osman Çiftci, Cem Atakan, Metin Kösedağ ve Doğan Havur’un sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Arıkan, Suriye’de yaşanan gelişmeleri de değerlendirdi. Son dönemde yaşanan olayların Suriye’de işlerin iyiye gitmediğini gösterdiğini belirten Arıkan, ‘En son hem Dışişleri Bakanı hem Milli Savunma Bakanı hem MİT'in başkanı apar topar Suriye'ye gittiler. Bir takım görüşmeler yaptılar. Şara dün Türkiye'ye geldi. Burada Sayın Cumhurbaşkanı'yla görüşmeler yaptı. Birçok problem, birçok soru işareti hala tazeliğini koruyor. Bir İsrail mikrobu var bölgede. Ve sürekli kandan ve gözyaşından beslenen bir terör örgütü İsrail. Ve bu İsrail, bu hengame içerisinde sessiz sedasız Şam'a kadar dayandı. Ben, iktidar yetkilileri, iktidara yakın, medya mensuplarıyla yaptığımız görüşmelerde ‘Yani ne var? Orası boş araziler, İsrail alsa ne olur?’ şeklinde akla ziyan açıklamalar duyma durumunda kaldım. Ben şok oldum yani ne demek boş araziler orası İsrail alabilir. İsrail masum bir devlet değil. İsrail kandan beslenen bir devlet. Değil Şam'a kadar yaklaşmak, bir metrekare toprağın verilmesi bile vebal olarak o insana yeten bir düzende bu cümlenin kullanılmasına ben doğru bulmuyorum ki, bugün çok keyifli İsrail. Olan bitenden çok keyifli. Şam'a kadar dayanmış vaziyette…’
İşler iyi gitmiyor!
ABD Başkanı Trump’un Suriye ve İsrail ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Arıkan, Amerika’nın İsrail’in hamisi olduğunu belirterek, Türkiye’nin Trump’ın açıklamalarına karşı sessiz kalmasını eleştirdi. Arıkan, ‘Bakın ateşkes ilan edildiğinde de bir yalancı bahar oluşturuldu. Nasıl ki Esad gittiğinde Şam'ı şerifin fethi kutlu olsun naralar atılırken işler orada da iyi gitmiyordu. Biz Emevi Camisi'ne halılar döşerken bunu televizyon ekranlarında paylaşırken, Emevi Camisi'nde namaz kılarken bunu televizyon ekranlarında paylaşıp da bizim iyi niyetli insanlarımızı kısmi anlamda rahatlatırken İsrail'i Şam'a kadar dayandı. Yine ateşkes görüşmeleri esnasında bin 391 Gazzeli şehit edildi. Ateşkes ilan edildikten sonra bu yapıldı. Bayram sabahı, daha iki hafta önce bayram icra ettik, bayram sabahı 33 tane Gazzeli katledildi ve 33 tane Gazzeli'nin 13 tanesi çocuktu ve bu 13 çocuğun üzerinde bayramlıkları vardı. O çocukların bayramlıkları kefen oldu o çocuklara. Bütün bunları biz konuşamıyoruz. Ve 13-14 bin kilometre ötedeki Trump bölgeyle alakalı tasarrufta bulunuyor. Tabiri yerindeyse hem Türkiye Cumhuriyeti devletine hem Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına hakaretler ediyor. Aynı anda canlı yayında dinliyoruz. 55 dakikalık konuşma. Satır satır takip ettiğimiz açıklamalar. Aynı cümleleri duyuyoruz. Ama akşam ekranlara baktığımızda, iktidara yakın medya kanallarında büyük bir kahramanlık hikayesi varmış gibi Trump'ın Sayın Erdoğan'a dostum demesini, Sayın Erdoğan'ın da onu sevmesini, onun onu sevmesi, karşılıklı böyle bir sevgi cümleleri kurulduğunu söylüyor. Suriye'nin 2 bin yıl sonra, iki bin yıl boyunca ele geçiremeyen Suriye'nin Türkiye'nin yaptığı operasyonlarla ele geçirildiğini söylüyor. Sonra bizim Cumhurbaşkanı demiş ki, Trump ona demiş ki… Bunlar kıraathane muhabbetleri. İki tane devlet başkanı arasında geçecek muhabbetler değil bunlar.’
Trump bize niye ‘dost’ diyor
‘Amerika’nın düşmanı olmak tehlikeli olabilir, ama dostu olmak ölümcüldür’ sözünü hatırlatan Arıkan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Biz bugün Amerika'ya dostsak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Bizdeki hangi eksiklikten dolayı yaptığımız hangi eksiklerden dolayı Trump bize bu cümleyi kuruyor. Dost olduğunu bize ifade ediyor. Bizim bu cümle bile geceleri uykumuzu kaçırması gerekir. AK Parti'ye iyi niyetli oy vermiş benim hacı amcam, hacı abim, hacı teyzemin bir düşünmesi lazım. Trump bize niye dost diyor? Trump iyi olamaz.’
Yönetimin değişmesi gerekiyor!
Türkiye ile İsrail’in Suriye’de karşı karşıya kalması gibi durumun söz konusu olup olmadığını, böyle bir durumda kendisinin yetkili olması durumunda neler yapacağının sorulması üzerine Arıkan, ‘İzleyicilerimiz karamsarlığa kapılmasın ama bunları bilmemiz gerekiyor. Sıkıntıların da giderilmesi çok zor şeyler değil. Ama yönetimin değişmesi gerekiyor. Büyük Ortadoğu Projesi diye bir proje var. Ve bugün hiç kimse konuşmaz oldu bunu. 2004 yılında dönemin Amerika Dışişleri Bakanı çıktı, dedi ki, ‘22 tane bölge ülkesinin sınırları değişecek’. Ve bu projenin Eş Başkanının da dönemin Başbakanı olduğunu ifade etti. Daha sonrasında Sayın Başbakan Türkiye'de bunu ifade etti, dedi ki, ‘Ben Orta Doğu Projesi'nin eş başkanıyım. Bu projenin neticesini Diyarbakır bölgenin yıldızı olacak’ dedi. Bütün bu cümleleri biz duyduk. Ve hala Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Ben Büyük Ortadoğu Projesi'ni eş başkanlığı bıraktım’ cümlesini kullanmadı.Bunlar hem Sayın Cumhurbaşkanı hem de Amerikalı yetkililerin ağzından çıkan cümleler.’
Gazeteci Osman Çiftci’nin ‘Hala öyle olduğunu düşünüyor musunuz?’ şeklindeki sorusu üzerine açıklamalarını sürdüren Arıkan, ‘Oraya bağlayacağım. Olan biteni aktararak oraya bağlayacağım. En neticede Trump bir önceki seçildiği dönemde Türkiye'yle hiç ilişkiler kuramadı. Sayın Cumhurbaşkanımız belediye başkanı olduğu esnada cezaevine haksız bir şekilde tutuklanmıştı. Cezaevine gönderilmişti. Pınarhisar cezaevinde dört ay tutuklu kalmıştı. Ve tutuklu kalıp da çıktıktan sonra sadece eski bir belediye başkanı sıfatı ile Amerika'da Beyaz Saray'da ağırlanmıştı. Bakın burası önemli. Hiçbir sıfatı yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski başkanı olarak Beyaz Saray'da misafir edildi. Sonrasında Trump birinci döneminde seçildikten sonra Sayın Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanımız misafir olabilmek için olağanüstü gayretler gösterdi. Ve bugün hala bu olağanüstü gayretler gösteriliyor. Hiçbir sıfatı olmazken Beyaz Saray'ı elini kolunu sallayarak gidebilen Sayın Cumhurbaşkanımız bugün Cumhurbaşkanı sıfatıyla Beyaz Saray'da ağırlanamıyor. Ne diyor Trump? Ortadoğu turum esnasında belki bir ihtimal Türkiye'ye uğrarım açıklamasını yapıyor.
Daha enteresanı o iki gün önce küstah Trump Amerikan televizyonu açıklama yaparken diyor ki Netanyahu'ya, ‘Eğer senin bir problemin olursa Türkiye'ye, Sayın Erdoğan benim dostumdur. Nasıl ki Rahip Brunson meselesini çözdüm, yine çözerim’ diyor. Ve bu cümleyi bizim medyamız iktidara yakın medya nasıl kahramanlık olarak verebildi? Nasıl olağanüstü bir başarı olarak verebildi? Ben hayretler içerisinde kalıyor. Bu aklı, bu mantığı anlayabilmiş değilim. En nihayetinde Ekrem İmamoğlu tutuklanmadan birkaç saat önce Sayın Erdoğan Trump'la görüşme yaptı. Bunu bir kenara not ediyoruz. Trump seçildi.Küstahça açıklamalar yaptı. Bize mektup yazdı. Ve ben ona bir cevap olarak mektup yazdım. Belki takip etmişsinizdir. Bize kullandığı cümleyi ben kullanarak Trump'a mektup gönderdim ve bunu Beyaz Saray'a gönderdik. Bilmiyorum ellerine ulaşmadı ama Posta'ya verdik. Büyükelçiliklerine verdik. Amerika'nın küstah başkanı benim Cumhurbaşkanıma o mektubun başındaki cümleyi kullanamaz. Ben yetkim olmamasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığı hakaretten dolayı bir cevap mektubunu ona gönderdim. Esas aktaracağım şey şurası. Trump seçildiğinden beri İslam coğrafyasının aleyhine cümle kurmadığı gün yok. İnsanlığın daha kötüye gitmesi için kurduğu cümle olmadığı bir gün yok. Bütün bunlara rağmen Trump seçildiğinden beri Sayın Erdoğan'ın ne Amerika'yla ne de AK Parti'nin herhangi bir yetkisinin Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı ne kadar bakanı varsa hiçbir AK Parti üst düzey yöneticisinin Amerika ve Trump'la alakalı açıklaması yok. Menfi bir açıklaması yok. Ya adam Kanada'yı alacağım diyor, Gazze'yi alacağım diyor. İran'ı ortadan kaldıracağım diyor. Trump’a karşı bizi ne tutuyor!
Ukrayna'nın Devlet Başkanı Türkiye'ye geldi. Sayın Erdoğan'la görüşme yapıyor. Aynı saatlerde aynı gün Riyad'da Amerikan ve Rus yetkilileri bir araya gelip kimisi paralara el koyuyor. Kimisi madenlere el koyuyor. Kimisi de ülkedeki gayrimenkullere el koyuyor. O esnada devlet başkanı bizim burada Sayın Erdoğan'la görüşüyor. Ya böyle bir şey olabilir mi? Ve Ukrayna Devlet Başkanı Amerika'ya gittiğinde Beyaz Saray'da başına neler geldi? Bunların hepsini biz üzülerek gördük. Ama bizim ne hikmetse Trump'a karşı bir tedirginlik içerisindeyiz. Konuşamıyoruz. Ney bizi tutuyor? Yani biz bugün varız, yarın yokuz. O koltuklarda kalabilmek için bu kadar ülkenin onurunu ayaklar altına almaya hiç kimsenin hakkı yok. Ve elhamdülillah hepimiz Müslümanız. Ve yarın bir gün o musalla taşına konacağız. Ruzi mahşere çıkacağız. Ruzi mahşerde Cenabı Allah bize ‘İktidarda ne kadar kaldın’ diye sormayacak. İktidarda kalmak için sen hangi tavizleri verdin? Hangi yanlışları yaptın sorusunu soracak. Gazze'yle alakalı Bu kurarken Trump, orayı, orayı insansızlaştırmaktan, orayı turizm cenneti yapmaktan, orasını aslında İsrail'in toprağı olduğunu, İsrail'in ne mantıkla orayı Gazzeliler bıraktı. Onu anlayamadım cümlesini kuracak. İran'ı ortadan kaldırmaktan bahsedecek. Irak'la alakalı bir sürü tehdit cümleleri kuracak. Yemen'i sabah akşam bombalayacak. Bütün bunlar olurken biz Trump'a karşı niye sessiziz böyle?’
Açıklamalarının devamında BOP eş başkanlığı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aleyhte bir beyanın gelmediğini ifade eden Arıkan, ‘Programın başından beri kullandığım bütün cümlelerin ispatlı, veriye dayalı, belgelerini paylaşabileceğim cümleler olması gayretini gösterdim. Sayın Cumhurbaşkanı Büyük Orta Doğu Projesi Eş başkan olduğunu kendisi söyledi. Ben herhangi bir atıfta bulunmadım. Daha sonra o proje kapsamında Diyarbakır'ın bölgenin yıldızı olacağını ifade etti. Ve en nihayetinde, İngiltere'ydi herhalde, Yahudi Üstün Cesaret Madalyası verildi kendisine. Ne bu madalyanın iadesiyle alakalı ne de Büyük Orta Doğu Projesi'nden çıkıldığını, Büyük Orta Doğu Projesi'nin artık yürürlükte olmadığını, böyle bir projenin olmadığıyla alakalı bir cümle ben kendilerinden duymadım. Eğer sizler duyduysanız, ben de aydınlanmak isterim. Haliyle aleyhte bir beyan, şu ana kadar gelmediğine göre, o görevin devam ettiği kanaati ben de hakim.’ dedi.