ANNELERİN FERYADI

ANNELERİN FERYADI
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Eskişehir’de 2 Haziran 2013 tarihinde Gezi Parkı eylemleri sırasında uğradığı saldırı sonrasında 38 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın davasının 3. Duruşması yapıldı. Çocuklarını Gezi eylemleri sırasında kaybeden annelerin, Ali İsmail Korkmaz’ın annesini yalnız bırakmazken, 4’ü polis 8 sanığın yargılandığı dava,  9 Ekim 2014 tarihine ertelendi. Duruşmaya verilen arada destek için bekleyen vatandaşların yanına giderek, onlara teşekkür eden acılı anneler, katillerin cezalandırılmasını istedi.

 

İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı’nın alışveriş merkezine dönüştürülmesine tepki önce İstanbul’da ardından da Türkiye genelinde vatandaşları sokağa dökmüştü. Eskişehir’deki eylemler sırasında, 2 Haziran 2013 tarihinde aralarında polisler ve sivil vatandaşların bulunduğu bir grubunu saldırısına uğrayan 19 yaşındaki  Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesiyle ilgili davanın 3. duruşması Kayseri Adliyesi’nde görüldü.

ACILI ANNELER BİR ARAYA GELDİ

Türkiye’nin yakından takip ettiği dava öncesinde Ali İsmail Korkmaz gibi gezi eylemleri sırasında hayatlarını kaybeden  aileler CHP Kadın Kolları Başkanı Kıvılcım Akdağ’ın Gesi’deki bağ evinde düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldiler. İftar yemeğinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz, Ali İsmail Korkmaz'ın beyin kanamasını görmeyerek eve gönderen ve ardından da Ali İsmail Korkmaz'a ölümüne sebep olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan polise 'ayağında travma var' diyerek rapor vermesine tepki gösterdi. Baba Korkmaz, Bunların hepsi düzmece. Olayın seyrini değiştirmeye yönelik böyle bir rapor 1 yıl sonra ortaya çıktı, bunu anlamak mümkün değil. Biz bu davada adaleti arıyoruz" dedi.

CHP il Örgütü tarafından verilen iftar yemeğine Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel, babası Şahap Korkmaz ve yakınları, Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, Mehmet Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük'ün annesi Saykı Sarısülük, Abdullah Cömert'in annesi Hatice Cömert, kardeşi Adnan Cömert, Ahmet Atakan'ın babası Ali Atakan'da katıldı.

OĞLUNU ADINI KOLUNA YAZDIRDI

Oğlunu hunharca bir saldırı sonucu kaybeden anne Emel Korkmaz’ın oğlunun adını koluna yazdırdı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Anne Korkmaz, "Bunları, Alimin ölümünden 10 gün sonra yaptırdım. Ben, hep karşıydım böyle şeylere. Ama, acısını içime gömdüğüm Alim bana bunu da yaptırttı. Kolyeye de karşıydım. ’Neden isimlerini taşıyorlar?’ derdim. Onu da Alim için yaptırdım. Alişimin, adını, hatırasını taşımak istedim. Gerçi o benim yüreğimde, beynimde, aklımda, her yerde. Ali İsmail’i kalbime kazıdım. Yine de ismini taşımak istedim."

Anne Emel Korkmaz, Gezi olayları sırasında dövülüp 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz 2013 tarihinde hayatını kaybeden oğlunun pusu kurularak katledildiğini, bazı kişilerin saçma sapan şeylerle katilleri sıyırmaya çalıştıklarını belirterek şöyle devam etti:
"Görüntüler ortada. Nasıl bir vicdan? Onlar insan kanı taşımıyor mu bu raporu verenler? Onların evlatları, anneleri yok mu? Empati kursunlar; ’Benim çocuğumun başına böyle bir şey gelmiş olsa, acaba ben ne yapardım? Annem ne yapardı?’ Onu düşünsünler. Yani hangi vicdanla, hangi dinle böyle bir şey yapabiliyorlar? Çocuğa tekme atıyor, benim oğlum beyin kanaması geçiriyor, doktor ’Bir şeyin yok’ deyip eve gönderiyor. Oğlumu darp eden katil insan olamaz. ’Travma var’ diye rapor veriyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu nasıl bir ülkede ve nasıl bir hükümet tarafından yönetildiğimizin bir göstergesidir. Adaleti bulmak, oğlumun katillerinin cezalandırılması için buradayım. Oğlum geri gelmeyecek. O acı dinmeyecek. Ama katiller de rahat rahat sokakta dolaşmasınlar. Onlar da cezalandırılsın ki, başka canlar yanmasın, başka anneler ağlamasın diye. Biz bunu istiyoruz."

 

DEMİRTAŞ KAYSERİ’DE

Cumhurbaşkanı adayı, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ali İsmail Korkmaz davası nedeniyle kente geldi. Demirtaş’a HDP Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken eşlik etti. Demirtaş, Adliye girişinde yaptığı açıklamada ‘’ Türkiye’de hepimizin gelinen noktayı sorgulama, insanlık vicdanının geldiği noktayı sorgulamak için, kendimize soru sormamızı gerektiriyor. Kaybettiklerimizi elbette, geri getiremeyiz. Türkiye’de insanların birbirine döverek öldürmeyeceği bir ortamı, hepimizin linç öfke, ve kinle yaklaşmayacağı bir ortamı yakalamamız gerekir. Toplumda barış içinde birbirimize sarılarak el ele, yürek yüreğe yaşamamızın yolu böyle acı olaylarla yüzleşebilmektir ‘’ dedi.

Demirtaş, davanın takipçisi olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bugün Kayseri Adliyesi'nde görülmekte olan Ali İsmail kardeşimizin katledilmesine dair duruşmayı izlemek için buradayız. Biliyorsunuz Gezi direnişi sırasında Eskişehir'de hunharca, insanlık dışı bir muameleyle dövülerek katledilen genç bir kardeşimiz. Elbette ki ölüm her canlının tadacağı bir sondur. Allah'ın emridir fakat genç bir insanın 19 yaşında bir insanın bu şekilde öldürülebiliyor olması Türkiye'de gelinen noktayı sorgulama, insanlık vicdanın geldiği vicdanı sorgulamak adına kendine soru sormasını gerektiriyor. Bir daha da Türkiye'de insanların birbirlerini linç kültürüyle, birbirini dövecek kadar öfkeyle, kinle yaklaşmayacağı bir ortamı yaratmayı ve yakalamamız gerekir." Demirtaş’ın yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa, milletvekilleri İlhan Cihaner, Gökhan Günaydın, Aykut Erdoğdu, Muharrem Işık da davayı takip etti.

 CHP’DE DEMİRTAŞ ÖNLEMİ Mİ?

Ali İsmail Korkmaz’ın davası için takip etmek için Ankara, Hatay ve Eskişehir’den 5 otobüs ile ağırlığını öğrencilerin oluşturduğu yaklaşık 500 kişi de Kayseri Adliyesi önünde davayı takip etti. Dava öncesinde oluşturulan tertip komitesinde farklı siyasi parti ve derneklere farklı görevler verilirken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de anons aracı ile alanda olması bekleniyordu. CHP’nin anons aracı Kayseri Adliyesi önüne geldi ancak bir türlü eylemcilerin bulunduğu noktaya gelmedi. Bu durum alandakiler tarafından, “Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın CHP’nin aracına çıkarak, vatandaşlara sesleneceğinden endişe eden CHP’liler aracı alana getirmedi” şeklinde yorumlandı.

DURUŞMADA NELER OLDU?     

Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın üçüncü duruşması, Yeni Adliye binasının zemin katında duruşma salonuna çevrilen konferans salonunda yapıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan polisler Hüseyin Engin, Şaban Gökpınar, Yalçın Akbulut ile tutuklu sanıklardan polis Mevlüt Saldoğan ile Muhammed Vatansever, Ramazan ve İsmail Koyuncu ile Ebubekir Harlar hazır bulundu. Uluslararası Af Örgütü gözlemcisi Andrea De Rujiter, dilekçe vererek duruşmaya gözlemci olarak katıldı.

OTOPSİ RAPORU: BEYİN TRAVMASI OLMASAYDI ÖLMEZDİ

Mahkeme heyeti, olay günü çekilen kamera görüntüleriyle ilgili olarak TÜBİTAK’tan istenilen yazının gelmediğini bildirdi. Daha sonra otopsi tutanağının okunmasına geçildi.

Tutanakta, şöyle denildi:

"03.06.2013 günü Yunus Emre caddesinde ikametine gitmekte olan Ali İsmail Korkmaz’ın 2-3 kişilik grup tarafından sopalarla darp edildiği ve Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne sevk edilip, taburcu edildiği, evine döndükten sonra fenalaşıp, Eskişehir Devlet Hastanesi’ne gittiği ve Eskişehir Osmangazi Hastanesi’ne sevk edildiği ve burada hayatını kaybettiği, kimlik tanığı olarak aile yakınlarından Dönmez Korkmaz’ın otopsiye katıldığı."

 

KALP HASTALIĞI VARDI

10 Temmuz 2013 tarihinde ölen Ali İsmail Korkmaz’ın Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan otopsisinde, ölümünün, kafatası travmasına bağlı olarak beyin kanamasının meydana geldiği, ardından çeşitli komplikasyonların oluştuğu, kronik kalp damar ve kapak hastalığı bulunduğu ve bu nedenle ilaç kullandığı nedeniyle de aldığı kafa travmasının ölümünü hızlandırdığı, kafa travması meydana gelmeseydi ölümünün meydana gelmeyeceğine dair karara varıldığı okundu. Anne Emel Korkmaz, otopsi tutanağı okunduğu sırada gözyaşlarını tutamadı. Fenalık geçiren, anne ve baba Korkmaz, salondan bir yakınlarının koluna girerek ayrıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda ise Ali İsmail Korkmaz’ın sağ omuz ve arka tarafında bulunan kırıkların hayati tehlikesini orta derecede etkilediği, kafa ve yüz bölgesinde belirlenen travmaların ise hayati tehlike oluşturabilecek boyutta olduğu, kalp damar ve kapak hastalığı nedeniyle kullandığı ilaçların beyin kanamasını hızlandırdığı ve kanamayı kolaylaştırdığı okundu. Otopsi raporundan sonra, Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan tanık ifadelerinin okunmasına geçildi.

 

SANIKLAR KAMERALARDA BELİRLENEMEMİŞ

Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan tanık ifadelerinin ardından, sanıkların telefon görüşmeleriyle ilgili TİB’den 30 Haziran’da düzenlenen bilirkişi raporlarının okunmasına geçildi.

Okunan raporların ardından duruşmaya 1.5 saat ara verildi. Ara verilmesiyle birlikte Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları, sanık ve sanık avukatlarına 'Çocuklarımızın katillerini savunuyorsunuz' diye bağırarak tepki gösterdi. Duruşmaya verilen aranın ardından Anne Korkmaz, Adliye bahçesinde kendilerini destekleyen gruba yaptığı konuşmada,  oğlunun öldürülmesine karışanların kimsenin yüzüne bakamayacak hale geleceğini ifade ederek, "Bu ülkede adalet ne kadar var o tartışılır. İnşallah bu halkın sayesinde adalet yerini bulacak ve katiller en ağır biçimde cezalandırılacaktır. Bundan hiç şüphemiz yok" diye konuştu.

HEPİNİZ ALİSİNİZ

Duruşmaya verilen aranın ardından Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin yanı sıra onlara destek için gelen Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan, Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert, Ethem Sarısülük’ün annesi Safi Sarısülük, kendilerine destek vermek için bekleyen gençlerin yanına gitti. “Hepimiz Ali’yiz öldürmekle bitmeyiz”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak” şeklinde sloganlarla karşılanan annelerin konuşmakta güçlük çektikleri gözlendi. Emel Korkmaz, “Türkiye’de adalet ne kadar var tartışılır. Sizin sayenizde, bu halkın sayesinde adalet yerini bulacak. Katiller en ağır şekilde cezalandırılacak” dedi. Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan ise duruşma salonlarında, “Âdalet mülkün temelidir” sözünü hatırlatarak, “Biz gördük, adalet katillerin adaleti” dedi. Ankara’da tabanca ile vurularak öldürülen Ethem Sarısülük’ün annesi Safi Sarısülük, oğlunun katil zanlısı polis memuru Ahmet Şahbaz’ın tutuklandığını hatırlatarak, “Bu katiller asılmadıkça bitmeyecek. Bizim evlatlarımız yatarken onlara gezmek yok” sözleriyle tepkisini dile getirdi. Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert ise kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür etti.

 

'ŞABAN TİMİNE SAHİP OL''

Duruşmanın ikinci bölümünde Savcı, duruşmanın ilk bölümünde bilirkişi ve adli tıp raporlarına göre, tutuklu sanıklar hakkında "Üzerlerine atılan suçun niteliği, somut deliller nedeniyle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına" karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, baba Şahap ve anne Emel Korkmaz’a "Bir diyeceğiniz var mı?" diye sordu. Baba ve anne Korkmaz, avukatlarının beyan edeceğini söyledi. Korkmaz ailesinin avukatlarından Özlem Şen Abay, "Ali İsmail Korkmaz’ın kullandığı ilaçların kanamayı kolaylaştırıcı ve arttırıcı olduğu tespitine katılmamaktayız. Ancak rapor özü itibariyle 10 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen ölüm olayıyla illiyet bağı sağlamakta" dedi.

TİB’den gelen cep telefonu kayıtlarına göre, sanıkların delilleri karartmaya yönelik olarak cep telefonuyla görüştüklerini söyleyen Avukat Mehmet Vakurkulat, şöyle devam etti:

"Sanıklar arasındaki iletişim bilgileri, sanıklar arasındaki iletişim, suçun birlikte işlediğini göstermektedir. Olayın sonrasında o delillerin karartılmasıyla ilgili delilleri göstermektedir. Şaban Gökpınar ve İsmail Koyuncu’nun Tusa inşaat, Ali Taran ile ortak görüşmesi görülmektedir. Yine Şaban Gökpınar ve Ramazan Koyuncu’nun Uğur Dingiz ile ortak görüşmesi görülmektedir. Mevlüt Saldoğan, Muhammet Vatanseven ve Ramazan Koyuncu’nun Şakir Aydın ile ortak görüşmesi görülmektedir. Mevlüt Saldoğan ve İsmail Koyuncu’nun Mehmet Nuri Eliaçık ile görüşmeleri görülmektedir. Olay sonrasında sanıkların birbiriyle irtibatta oldukları ve delilleri karartmak amaçlı olduğunu düşünmekteyiz. Sanıkların olay yerinde olduğu açıktır. Ali İsmail Korkmaz’ın olay anında cep telefonunun sinyaline bakıldığında olay yerinde olduğu belirlemektedir. Darp edilerek öldürülen kişinin Ali İsmail olup olmadığı şüphesini ortadan kaldırmaktadır. Emniyetten gelmiş olan, telsiz görüşme dökümleri incelendiğinde, olay günü belki öncesi ve sonrasında, emniyetin müdahalesinin nasıl bir ruh hali, şiddetle yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Telsiz görüşmelerinde ''Çevik kuvvet gözaltı yok. Sadece dağıtacağız. Dağıtacağız. Dalacağız, süreceyiz. Üzerimize çekeceğiz, sonra dalacağız" ifadeleri kullanılmaktadır Sanıklardan Şaban’ın telsiz kayıtlarında oradaki timlerden birinin yetkilisi olarak geçtiği ve talimatlar vardır. O da 'Şaban timlerine sahip ol'dur. Telsiz görüşmeleri, bir emniyet görevinden değil, daha çok hasımane bir görüşmelerden ibarettir."

 

Salonda bulunan ağabey Gürkan Korkmaz, telsiz konuşmalarının ardından sanıklara dönerek, "Adam mısınız" diye bağırdı. Mahkeme Başkanı bunun üzerine aileyi uyardı.

 

AK PARTİ MİLLETVEKİLİ ZİVER ÖZDEMİR’İN TELEFON KAYITLARINDA GEÇMESİ

Avukat Ümit Erdem de telsiz kayıtlarını açıklayarak, dosyada mevcut telsiz kayıtları incelendiğinde durumun ortaya çıktığını savunurken, Ali İsmail’in sokağa girmesi üzerine, "Gazı kesiyoruz bu saatten sonra. Halil ağabey sivilleri alacak mıyız? Şimdi tam zamanı ara sokaklarda alacağız" anonsunun geçildiğinin görüldüğünü belirterek şöyle dedi:"Bunlar da Emniyet’in bilgisi dahilindedir. Mevlüt Saldoğan tutuklandıktan sonra AK Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir ile görüşmeleri var. Beyanında, 'Beni aradılar ama ben ilgilenmedim' diyor. Ziver Özdemir kayıtlara göre, kendisi arıyor. Daha sonra 1 Eylül’de Mevlüt Saldoğan’ı iki kez daha arıyor. Fırıncıların kayıtları silmesinde ve bu olaylarda yargıya müdahale var. Bu konular hakkında da suç duyurusunda bulunacağız."

 

ANNE EMEL KORKMAZ 'DAYANAMIYORUM' DİYEREK AĞLADI

Anne Emel Korkmaz, telsiz konuşmaları nedeniyle "Dayanamıyorum" diyerek ağladı. Avukat Pınar Çelik Arpacı ise, tutuklu sanık Mevlüt Saldoğan’ın aldığı sağlık raporuyla ilgili olarak, "Sanık Mevlüt Saldoğan’ın Ali İsmail’i dövdükten sonra Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne giderek adli rapor almıştır. Öyle şiddetli vurmuştur ki, hem Ali İsmail Korkmaz’ın kafatasında hem de kendi ayağında çatlak oluşmuştur. Sanık iki saat sonra rapor almıştır. Yapmış olduğu suçu kapatmak için bir müşteki hareketi yapmıştır. Öldürme isteğinin ortaya çıktığını düşünüyoruz" diye konuştu.

 

ANNE KORKMAZ: SENİN AYAĞIN KOPSAYDI

Anne Emel Korkmaz, Mevlüt Saldoğan’ın ayağında çatlak oluştuğunu duyunca, "Senin ayağın kopsaydı" diye tepki gösterdi.

 

Duruşmaya katılan Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz da söz alarak, davada 3’üncü duruşmanın görüldüğünü, Gezi davaları gerek cinayet davaları, gerek ihmalen kasten taksiren davalarında mağdur olan anne babanın en sakin haliyle izlediklerini anlatırken, "Yalçın Akbulut için sınırımız dolmuştur. Sanıklar tasarlayarak iştirak halinde adam öldürmeye kastederek ellerinde silah sayılacak copları varken, 'Sadece dalacağız' derken, devletin 'En büyük terör örgütü' olduğunu ispatlarcasına, elinde ne bir sopa, ne bir taş olan, otopsi raporunda kalbinin, ciğerinin sökülüp tartıldığı konuşulurken, sakin olmamız beklenemez. Biz elimizden gelen hassasiyeti gösterdik. Bu kasti raporlardan sonra tutuksuz sanıkların cezaevine gönderilmesini bekliyoruz. Ben avukatım ve inanmadığım bir sistemin parçasıyım. Kamuoyu vicdanını rahatlatacak şekilde karar verilmesini istiyorum" diye konuştu.

 

SANIK İFADELERİ

''KANUNLARIN BANA VERDİĞİ YETKİLER DAHİLİNDE...''

Söz verilen tutuklu sanıklardan Mevlüt Saldoğan, "Aleyhime olanları kabul etmiyorum. Aslında müdafilerin belirttiği gibi yalan söylemediğin ortada. Zaman içinde görülecek. TÜBİTAK raporlar gelmediği halde tutuklu bulunmaktayım. Tahliyemi talep ediyorum. Bir insan, baba ve polis olarak namusum şerefim üzerine yemin ediyorum ki kasten yaralamak üzerine hareket etmedim. Kanunların bana verdiği yetkiler dahilinde bedenen zor kullanmak yoluyla hareket ettim" dedi.

 

Tutuklu sanık Muhammet Vatansever de, polislerle hiçbir ilişkisi olmadığını, ortak konuşulduğu söylenen kişiyi tanımadığını kaydederek, "Sanayiciyim, arabasını tamir etmişimdir. O yüzden konuşmuşumdur, araştırılsın" ifadesini verdi.

 

''BANA TUT DEDİLER''

Tutuklu sanık İsmail Koyuncu da polisle işbirliği yapmadığını, hiçbir suç işlemediğini, köylü çocuğu olduğunu devlete karşı boynunun kıldan ince olduğunu anlatırken, "Bana ’Tut’ dediler ve tutup kenara çekmeye çalıştım. Bu husustan özür diliyorum. Allah katından vicdanım rahat ve suçsuzum. Bu olaydan sonra ailem ve ben mağdur oldum. İşyerimi kaybettim. İtibarım kayboldu. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu.

 

Tutuklu fırın işçisi Ebubekir Harlar ise, "Bilirkişi raporunda telefon görüşmeleri üç kişi görüştüğümüz çıkıyor. Çakışan kişiler hep restoran sahipleridir. İş görüşmesi şeklindedir. Olay sonrasında hiçbirini görmedim" dedi.

 

Tutuklu sanık Ramazan Koyuncu da, "Suçlamaları kabul etmiyorum. O gece polisle işbirliğim olmamıştır. Olsaydı tanık olarak katılan Semih Berkay Yapıcı görürdü. Biber gazı atıldığında fırına girmişimdir. Uzakta durmuşumdur. Görüntülerde vardır. Hiçbir kimseye böyle bir şeyi yapmak aklımın ucundan geçmez. Şakir bey Jandarma Komutanlığı'nda görevli başçavuştur. Beni ifadeye çağırmıştır. Öteki şahsı ise bilmiyorum" diye konuştu.

 

''O GÜN TELSİZİM YOKTU''

Tutuksuz yargılanan Şaban Gökpınar ise şöyle dedi:

"Ali Taran ve Uğur Dingiz jandarma personelidir. Savcıdan aldıkları talimatla ortak kişileri aramışlardır. Olay günü telsiz kullanmadım ve taşımadım. Benim o gün amir olduğum söylenmektedir. Başpolislikle ilgili kanuni haklar verilmemiştir ve polis memuru olarak geçmekteyiz. Anons edilen başka Şaban olabilir."

 

''TARTIŞTIĞIM KİŞİ ALİ İSMAİL DEĞİL''

Tutuksuz sanık Hüseyin Engin ise, suçlamaları kabul etmediğini ve tahliyesini istedi. Tutuksuz sanık Yalçın Akbulut da, "TİB’den gelen raporla şahsın Ali İsmail Korkmaz olmadığı görülüyor. Benim tartıştığım kişi de Ali İsmail değil. Görüntülerde görünüyor" diye konuştu.

 

''17 SAAT EVİNDE UYUDUĞUNA NASIL İNANALIM''

Mevlüt Saldoğan’ın avukatı da söz alarak, "Müvekkilim ifadelerinde de söylediği gibi dürtme mahiyetindedir ki ayağında da rahatsızlık olduğunu belirtmiştir. Maktülün kafatasında kırık mevcut değildir. Hafıza kaybı olduğu öne sürülüyor. Bilgisayarlı beyin tomografisinde beyin kanaması mevcut değildir. Maktul hastaneye gittiğinde tomografide beyin kanaması geçirmediği raporlardadır. Bu husus düşünüldüğünde hastaneden çıktıktan sonra 17 saat evinde uyuduğuna nasıl inanalım. Hastaneden sonra başına hangi iş geldi bilmiyoruz. TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu'ndan raporlar gelmemişken tutuklu kalması düşündürücüdür. Hastanede geçirdiği ikinci ameliyatın hastane enfeksiyonu nedeniyle geliştiği ortadadır. Hastane enfeksiyonuyla da ölme ihtimali vardır. Şüpheden sanık mı yararlanır. Müvekkilim ve diğer sanıklar bu şüpheler doğrultusunda sanki giderek katletmiştir. Davanın iki önemli delili Adli Tıp veya TÜBİTAK’tan gelecek raporlardır" diye konuştu.

 

''ALİ İSMAİL'İN YÜZÜNDE DARBE İZİ YOK''

Sanık avukatları, güvenlik kamera görüntülerinde orada arbededeki kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını iddia ederek, "Ali İsmail hastaneye merdivenden düştüğünü söyleyerek tedavi olmuştur. Yüzünde hiçbir darbe izi yoktur. Fırın önünde 6-7 saniyelik görüntüler var. Oradan da Ali İsmail Korkmaz’ın olup olmadığı belli olmamaktadır" diye ifade verdi.

 

DURUŞMA 9 EKİM’E ERTELENDİ

Ali İsmail Korkmaz davasında Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 4’üncü duruşmanın 9 Ekim’de yapılmasını, eksik evrakların da bu tarihe kadar tamamlanmasını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti bu arada, tutuklu sanıklar polis memuru Mevlüt Saldoğan, fırıncı İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatanseven, fırın işçisi Ebubekir Harlar’ın tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanık polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin, Yalçın Akbulut’un tutuksuz olarak yargılanmalarının devamına da karar verdi. 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Ekim’de yapılacak duruşmaya kadar TÜBİTAK, Eskişehir Sağlık Müdürlüğü, Adli Tıptan gelecek yazıların sorulmasına, Eskişehir Jandarma Komutanlığına olayla ilgili  zanlıların iddia ettiği Ali Taran ve Uğur Dingiz kişilerin jandarmada görevli olup olmadığının yazı yazılmasına, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazılarak sanık Şaban Gökpınar’ın telsizi olup olmadığı ve olay günü telsiz görüşmesi yapıp yapmadığının sorulmasına, Ali İsmail Korkmaz’ın arkadaşları Yaşar Kolkuvvet ve Tuna Tiryaki’nin ifadelerinin alınmasına, zanlılardan Ramazan Koyuncu’ya avukat verilmesi için yazı yazılmasına, bilirkişi raporlarının da dosyaya eklenmesini eskişehir jandarma komutanlığına yazılması yolunda da karar aldı.

“SİZİN SAYENİZDE ADALET YERİNİ BULACAK”

Kayseri Adliyesi’nde görülen Ali İsmail Korkmaz davasının 3. Duruşmasının sona ermesinin ardından davayı izlemek için kente gelen Gezi eylemlerinde hayatlarını kaybedenlerin anneleri, mahkeme sonunda açıklama yaptı.

Davayı takip etmek için Adliye önünde çevrilen alanda bekleyen eylemcilerin yanına giden aileler burada eylemcilere teşekkür etti.

Alanda konuşan Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, “Adalet ne kadar var bu tartışılır. Sizin sayenizde bu halkın sayesinde adalet yerini bulacak ve katiller en ağır şekilde cezalandırılacak” dedi.

Baba  Şahap Korkmaz da kalabalığa seslenerek, “Hepiniz Ali’siniz, Ethem ve diğerlerisiniz. Hepiniz birbirinizden daha değerlisiniz, teşekkür ederiz” diye konuştu.

“BAŞBAKAN’A SORUYORUM, BAŞKA ÖLEN DE Mİ VAR?”

BAŞBAKAN’A SORUYORUM, BAŞKA ÖLEN DE Mİ VAR?”

Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ise Kayseri Adliyesi’nde yaşadığı olayları asla unutmayacağını belirtti. Ayvalıtaş,  şöyle konuştu: “Hepiniz kardeşlerimiz, yoldaşlarımızsınız. Bugün Adliyenin içinde bir olay yaşadım ölünceye kadar gider. Çünkü unutmayacağım. ‘Dövülerek ölen Ali İsmail değildi’ Bunu katilin avukatı söylüyor. Acaba o kimdi? Bir tane daha mı ölü vardı? Bunu kamuoyuna ve Başbakan’a soruyorum o kim?”

“HEPİNİZ BERKİN OLUN, KIRMADAN DÖKMEDEN HAKKINIZI ARAYIN”

Berkin'in babası Sami Elvan da, kalabalığa seslenerek, şunları söyledi: “Ali İsmail’i kaybetmedik. Siz hepiniz Ali İsmail’siniz, çocuklarımızsınız. Yöne gördük ki, hala adalet yok. Adaletin a’sı yok. Sadece adaletin kime teşkil ettiği belli. Hırsızların, haydutlara çalışıyor. Adalet masumlara değil, halktan özgürlükten yana değil. Adalet diliyoruz ki bir gün yerini bulacak, aynı konuma kendileri düşecekler. Yarın bugün yanlış yaptık diyecekler. Bu yanlıştan dönmelerini istiyoruz.  Bu gençler bir şey yapmadı. Adalet, özgürlük için sokağa çıktılar. Bundan sonra çocuklarımızın kaybolmaması, herhangi bir dostumuzun, yoldaşlarımızın  burnu kanamasın tek temennimiz bu. Berkin, 52 dakika sonra geri dönüyor ve daha sonra 269 gün yaşam mücadelesi verdi ve direndi. Sizlerden de şunu bekliyorum,  onun gibi olun direnin ve adalet arayın.  Sadece haklarımızı savunarak yasal yollardan savunarak, kırarak dökerek değil. Ynai onlar gibi vahşice değil”

“BU HÜKÜMET ADALETİ İYİ YÜTÜRMEDİ”

Abdullah Can Cömert'in annesi Hatice Cömert de davaya destek veren herkese teşekkür ederek, Başbakan recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösterdi. Cömert, “Bu hükümet adaletsiz. Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olmuş ama yakışmaz. Çünkü adaleti iyi yürütmedi” dedi. Aileler daha sonra eylemcilerin arasından CHP minibüsüne binerek ayrıldı. HABER / FOTOĞRAF : Cafer Zengin/ Nejdet Kala