'YOLSUZLUK VE RÜŞVET İDDİALARI SONUÇLANDIRILMALI'
Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Avukatlık mesleği bitiriliyor” dedi.
Açıklamasında, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonların yanı sıra basın özgürlüğüne de dikkat çeken Konaç, “Yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları ve rüşvet soruşturmaları mutlaka sonuçlandırılmalıdır. Adil bir süreç işletilerek, bu konuda kamu vicdanını tatmin edecek bir netice elde edilmelidir” dedi. Seçim nedeniyle oluşan gerginliğin acilen aşılmasını dile getiren Konaç, “Basın özgürlüğü adına yaşanan son olaylar tereddütleri katlamıştır” şeklinde konuştu.
Kayseri Barosu üyeleri, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle dün Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk koyup, saygı duruşunda bulundu. Daha sonra Baro hizmet binasında, meslektaşları ile birlikte bası toplantısı düzenleyen Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç, ülke gündeminde yer alan konuların yanında Avukatlık mesleğinde yaşanan sorunlara kadar detaylı açıklama yaptı.
“HUKUK DEVLETİNİN SAĞLANMASI ADINA
MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Avukatlar Günü'nün bu yıl çok tartışmalı ve çetin geçen bir seçimin sonrasına denk geldiğini ifade eden Konaç, “Ülkemiz böyle önemli bir seçim sürecinden geçmişken, demokrasinin, hukuk devletinin, adil yargılamanın, insan haklarının, özgürlüklerin tartışma konusu olmaktan çıktığı bir ülke olma adına gelişmelerin yaşandığı, sıkıntıların asgari düzeye indirildiği günleri görmeyi temenni ediyorum. Savunma mesleğinin temsilcisi avukatlarımız ve Barolarımız adına her zaman Hukuk Devletinin sağlanması adına verilecek mücadelenin yanında olacağımızı, Kayseri Barosuna kayıtlı 1074 avukatla birlikte ifade etmenin mutluluğu içindeyim” dedi.
“SEÇİMLER TOPLUMU GERDİ”
Türkiye, seçim nedeniyle toplumda gerginliğin oluştuğunu ve acilen aşılması gerektiğini savunan Konaç, öncelikle seçilen tüm belediye başkanlarına başarıla diledi. Konaç, “Seçimlerin doğasında bulunan tartışmaların ve çekişmelerin bir kenara bırakılarak, hizmet rozetinin takılmasının, milletimizin acil beklentisi olduğunu hatırlatmayı bir borç biliyoruz. Görünen o ki; bu seçimler beraberinde başka tartışmaları getirmiş ve milletimiz yaşanan seçim çalışmaları nedeniyle adeta duygusal bir bölünme eşiğine gelmiştir. Amacımız suçlu aramak değildir. Milletimiz; her siyasi partinin ve kullandıkları seçim dilinin, bu olumsuz gelişmelere katkısının farkındadır. Ama seçim bitmiştir ve ahengi bozulan toplumun kardeşliğinin yeniden tesisine acil ihtiyaç vardır” diye konuştu.
Açıklamasında, “Bu ülkenin Başbakanı beğenelim veya beğenmeyelim; hepimizin Başbakanıdır. Sandıkla gelenin sandıkla gitmesi asıl olandır” ifadelerine de yer veren Konaç, Baro olarak hukuk adına gördükleri yanlışları toplumla paylaşmaya devam edeceklerini söyledi.
“BİZ BARO'YUZ, HUKUK ADINA GÖRDÜĞÜMÜZ YANLIŞLARI TOPLUM İLE PAYLAŞMAK GÖREVİMİZ”
Baro Başkanı Konaç, şöyle konuştu: “Biz Baro'yuz. Hukuk adına gördüğümüz yanlışları toplum ile paylaşmanın görevimiz olduğunun bilincindeyiz. Baromuza kayıtlı bütün meslektaşlarımızın hassasiyetlerine ve siyasi görüşlerine saygı duymak gerektiğinin de farkındayız. Bundan dolayı siyasetin tarafı olmadan, yandaşlık yapmadan, hiç kimsenin hatırı için yapılan yanlışları görmezden gelmeden, vatanımızın, milletimizin birlik ve bütünlüğünü her şeyin üstünde tutarak konuşmanın, tavır almanın en önemli görevimiz olduğunu biliyoruz. Bu yüzden herkesi sağduyu içinde hareket etmeye davet ederken, kin ve nefret dilinin kim olursa olsun acilen terk edilmesi gerektiğini görüyoruz. Bu topraklarda yüzyıllardır devam eden kardeşliğin bozulmasına katkı sağlayanları, vicdanlar ve tarih asla affetmez. Bunun unutulmaması gerektiğini hatırlatmayı görev sayıyoruz.”
“VATAN HAİNLİĞİNE EŞ DEĞER DİNLEMELERDEN HESAP SORULMALIDIR”
Yasa dışı dinlemelere de tepki gösteren Konaç, “Vatan hainliğine eş değer dinlemelerden hesap sorulmalıdır” dedi. Konaç, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti aleyhine ortaya sürülen kasetler, ülkemizin birliğine yönelik iğrenç bir tehdit olduğu gibi, içeriğinin hukuki olarak incelenmesi de zaruridir. Dinleme ve paylaşım faillerinin bulunup cezalandırılması da en büyük arzumuzdur. Tüm bunlara sebep olan kanunsuz dinlemelere karşı, yeterince tedbir alınmadığının ortaya çıkması bir tarafa, bu konuda zaaf gösteren devlet organizasyonu da acilen gözden geçirilmelidir. Dinlemelerin ne kadar ahlaksız bir şekilde kamuoyuna ulaştığı malumdur. Bunların failleri mutlaka tespit edilerek hesap sorulmalıdır.”
“HAYAL KIRIKLIĞI”
HSYK'da AKP Hükümeti'nin yaptığı değişikliği de eleştiren Konaç, “HSYK kanun değişikliği, yargının yürütmenin emrine girdiği ve bağımsızlığını kaybettiği algısını pekiştirmiştir” diye konuştu. Konaç, şunları söyledi: “Anayasa değişikliği ile bağımsız yargı adına atılan en önemli adım, ne yazık ki geri adım atılarak, oluşan umut yerini hayal kırıklığına bırakmıştır. Yaşanan olaylarda mevzuat dışına çıkan yargı mensuplarından hesap sormak varken, bunun yerine önemli bir kısım kazanımlardan vazgeçilmesi büyük bir hata olmuştur. Özellikle son HSYK kanun değişikliği ile yapılan görevden alma ve atamalar, niyet ne olursa olsun, toplumda yargıya müdahale olarak algılanmış ve büyük bir toplum kesiminde yolsuzlukların üstünün kapatılması adına bir yargı kıyımı olarak kabul edilmiştir. Konu ne olursa olsun, Yargı içinde kusurlu olanlar varsa mutlaka hesaba çekilmeli ve hak ettikleri cezaları görmelidir. Ama alınan kararlar sonucu yapılan tasarruflar yargıya müdahale kanaatini doğurmuştur. Bunun mutlaka telafi edilmesi ve kamuoyunun aydınlatılması gerekmektedir.”
“HUKUKEN İZAH EDİLEMEYEN KAPATMALAR DOĞRU DEĞİL”
Sosyal medyaya yönelik olarak iktidar tarafından hayata geçirilen yasaklarla ilgili de görüşlerini aktaran Konaç, “Herkes hukuka uygun davranmak zorundadır ama özgürlükler baskı ve hukuksuz uygulamalarla kısıtlanamaz. Seçim arifesinde yaşanan Twitter ve Youtube gibi sosyal paylaşım sitelerinin kapatılması büyük tartışmalara sebep olmuştur. Özgürlüklerin önünün açılması adına atılan adımların bir kısmından adeta vazgeçilmiştir. Bu sitelerin Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymaması, mahkeme kararlarını yerine getirmemesi, özel hayata müdahale içeren paylaşımlara engel olmaması, başka ülkelerdeki talepleri yerine getirirken bizim ülkemiz hukukunu dikkate almaması asla kabul edilemez. Bu konuda Devlet olarak alınacak tedbirlerin sonuna kadar yanında olmamız gerektiğinin farkındayız. Ancak zamanlama itibarıyla farklı kuşkuları beraberinde getiren ve hukuken izah edilemeyen kapatmaların doğru olmadığı kanaatindeyiz” dedi.
ÖLÜMLERE DUYARSIZ KALMADI
Eylemlerde hayatını kaybeden vatandaşları da unutmayan Konaç, “Toplumsal olayların yaşandığı süreçlerde genç ve hayatın baharında yavrularımız ne yazık ki can vermiştir. Güvenlik görevlisi kardeşlerimiz toprağa düşmüştür. Kim olursa olsun bu olaylardaki ölümler vicdanları kanatmıştır. Bu yaşananların failleri mutlaka ortaya çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır. Devlete güvenin tesis edilmesi, Hukuk Devleti kurallarının işlemesine bağlıdır” diye konuştu.
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ADINA YAŞANAN SON OLAYLAR TEREDDÜTLERİ KATLAMIŞTIR”
Basın özgürlüğünün tartışılmaz bir Anayasal hak olduğuna dikkat çeken ve bu konuya da vurgu yapan Konaç, “Bu özgürlüğün kişi hak ve hukukunun ihlal edilmesi, yalan iftira gibi kabul edilemeyecek hususlar dışında siyasi ve ideolojik kaygılarla kısıtlanması kabul edilemez. Bu uygulamaların olduğu ülkeler demokratik ülke vasfı taşıyabilir mi? Ancak son birkaç ayda ne yazık ki bir kısım basın yayın organları insaf sınırlarını zorlayacak şekilde kişi hak ve hukukunu ayaklar altına alacak bir çizgi içinde hareket etmiş, buna mukabil ülkemizin siyasi iktidarının basın yayın organlarına müdahalelerini de toplum olarak gözlemlemiş bulunmaktayız. İkisinin de vicdanlarda kabul görmediğini düşünüyoruz. Bu tavırlardan acilen vazgeçilmelidir” şeklinde konuştu.
“YOLSUZLUK,USULSÜZLÜK İDDİALARI VE RÜŞVET SORUŞTURMALARI MUTLAKA SONUÇLANDIRILMALIDIR”
5 Nisan Avukatlar Günü açıklamasında, ülke gündemine bomba gibi düşen bazı Bakan çocuklarının tutuklanması ile birlikte de tartışmaları da beraberinde getiren 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına da değinen Konaç, “Operasyonlar toplumun farklı kesimlerinde farklı algılar oluşturmuştur. Mahkemece yapılacak bir yargılamanın varlığı ve bir hüküm kurularak, varsa suçluların tespiti halinde yorum yapılması en doğru olanıdır. Hiç kimseyi haksız ve hukuksuz olarak suçlu ilan etmek doğru olamaz. Ancak gelinen noktada adil bir süreç işletilerek bu konuda kamu vicdanını tatmin edecek bir netice elde edilmelidir. Bu tüm milletimizin ortak beklentisidir” dedi.
“AVUKATLIK MESLEĞİ BİTİRİLİYOR”
Konuşmasının son bölümünde Avukatlık meleğinde yaşanan tartışmalara da değinen Konaç, “Avukatlık mesleği bitiriliyor” diye konuştu. Kayseri Baro Başkanı Konaç, şunları söyledi: “Mesleğimizin zarar görmesinin hukukun zarar görmesi, ülkemizin zarar görmesi anlamına geldiğinin anlaşılması artık imkânsız görünüyor. Savunmaya, Avukata gereken değer verilmediği müddetçe, Avukatlar her geçen gün daha da itibarsızlaştırıldığı takdirde, hiçbir çözümün yeterli olamayacağı aşikardır. Savunma, adalet mekanizması içerisinde kendisine layık olan yeri bulduğu müddetçe adaletin tecelli etmesi mümkün olabilecektir. İşin doğrusu; Barolar olarak bunları ifade ettiğimizde halen ve ısrarla kendi menfaatlerimizin peşindeymişiz gibi algılanmaktan bizler artık yorulduk. Lütfen hukuk adına, ülkemiz adına Barolara kulak verin. Mesleğimiz artık icra edilemez hale gelmiştir. Açılan hukuk fakülteleri ve öğrenci sayılarındaki artışların nelere gebe olduğunu artık lütfen görün ve anlayın. Baroları oyalamamanızı ve artık çözüm üretmenizi umutla bekliyoruz. Bu kapsamda yeni Avukatlık Kanunu konusunda son zamanlarda ortaya konulan çaba ve iradenin bir an önce netice vermesi, diğer konularda da ortaya aynı şekilde irade konulmasını temenni ediyoruz. Yakın zamanda onca itiraz ve eleştirilere rağmen çıkarılan yargı paketleri ile getirilen değişikliklerin toplumda nasıl bir yaraya dönüştüğü hepimizin malumudur. Çıkarılan her yargı paketi, hukuktan ve hak sahiplerinden bir şey çalmaktan öteye geçmemiştir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm meslektaşlarımızın ‘5 Nisan Avukatlar Günü'nü yürekten kutluyorum”