"YILGINLIĞA DÜŞMEDİM"
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarını bu kez Ege TV'de gündeme getirdi. Katıldığı televizyon programında sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, sorulan bir soru üzerine, yılgınlığa düşmediğini belirterek, konuyu takip etmeye devam edeceklerini açıkladı. Yolsuzluğun sıradan bir olay gelmesinden endişe duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Ne olacak işte yolsuzlukta yapılmış, kim yapmıyor ki gibi bir havanın ortaya çıkmasıdır. Bu çok tehlikelidir. O nedenle bizim bunu böyle çok sık gündeme getirmemiz doğru olmaz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı televizyon programında Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarını bir kez daha gündeme taşıdı. Ege TV'de yayınlanan ‘Söz Meclisten İçeri' adlı programa konuk olan Kılıçdaroğlu, Gönül Soyoğul, Nedim Atilla ve Ümit Yaldız'ın sorularını yanıtladı. “Efendim biz sizi tanıdığımızda dosyalarla, yolsuzluk dosyalarıyla, belgelerle konuşan, bunları soğukkanlılıkla tartışan ve sonucuna giden, sonucu alan bir isim olarak parladınız, sizin yıldızınız o zaman asıl parladı. Fakat sanki en son Kayseri'yi hatırlıyorum. Ondan sonra doysa akışı, yani belge akışımı gelmedi, siz mi yoksa Erdoğan'ın belirlediği gündemle savaşıp ona cevap verme üslubunu benimsediniz? Yani neden bu yolda devam etmiyorsunuz? Bu güzel bir yoldu.” Şeklindeki soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Güzel bir yoldu. Deniz feneri olayını takip ettik. Deniz feneri olayında potansiyel suçluların evleri aranacaktı, işyerleri aranacaktı. Ama bir bakan arama öncesi onlara haber verdi. Ben köstebek bakan dedim ve adını açıkladım. Beni mahkemeye verdi. Üstelik yapılan tüm telefon konuşmalarını saniyesi saniyesine verdim. Elime önemli bir belge geçmişti bunu açıkladım. Sayın Beşir Atalay köstebek bakan. Mahkemeye verdi mahkemeden bir şey çıkmadı köstebekliği kanıtlandı sadece o kadar. Normali neydi? Bütün medyanın, sivil toplum kuruluşlarının bu bakanın üstüne gitmesi lazımdı ve onun o bakanlık koltuğunda oturmaması lazımdı. Siz savcının arama yapacağı yere bakan olarak önceden haber verirseniz…Siz o koltukta nasıl oturursunuz. Siz hukuku çiğniyorsunuz, ihlal ediyorsunuz. Suçluları koruyorsunuz siz. Demokratik bir ülkede o bakan bırakın o bakanlıktan gitmeyi siyasi hayatı biter. Bizde gitti mi? Hayır” dedi. Yılgınlığa düşüp düşmediği yönündeki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hayır yılgınlığa düşmedim. Bunu açıkladık, Kayseri dosyasını da açıkladık. Ne oldu? Bakın Sayın Başbakana rüşveti toplayan adamın el yazısıyla kimden ne kadar rüşvet aldığının el defterini gönderdik. Soruşturma açın bari. El defteri bu. Mahkeme dosyasında duruyor bu. Yargıç bu defteri görmüyor, savcı bu defteri görmüyor, belediye başkanı bu defteri görmüyor, vali bu defteri görmüyor, emniyet bu defteri görmüyor. Ama dosyada duruyor. Başbakana gönderdim. Ne söyledi? Altında dedi rüşvet toplayan adamın imzası yok diyor bir işe yaramaz. Böyle şey olur mu? Adam diyor zaten ben topladım”
“Devam edecek misiniz?” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Devam ederiz tabi niye etmeyelim. Şimdi bakın, birde şöyle. Türkiye'de o kadar çok yolsuzluk yapılıyor ki, her yolsuzluğu gündeme getirdiğiniz zaman yolsuzluğu sıradanlaştırırsınız. Düşündüğümüz en tehlikeli olay budur. Ne olacak işte yolsuzlukta yapılmış, kim yapmıyor ki gibi bir havanın ortaya çıkmasıdır. Bu çok tehlikelidir. O nedenle bizim bunu böyle çok sık gündeme getirmemiz doğru olmaz.
Genel Başkan olduktan sonra iki tane önemli dosyayı getirdim toplumun önüne koyduk. Beşir Atalay bey o koltukta oturduğu sürece kendisi hukuku ihlal eden kişidir. Suçluları koruyan kişidir. Bunu sadece benim üzerinde durmam yetmez. Medyanın durması lazım, sivil toplum kuruluşlarının durması lazım, meslek kuruluşlarının durması lazım, vatandaşın durması lazım. Ya arkadaş sen nasıl gidersin suçluyu korursun demesi lazım” dedi.