'VATANDAŞIN HASTANEYE ERİŞİMİ ZORLAŞIYOR'
CHP İzmir milletvekilleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Ekim'de İzmir'in Bayraklı İlçesi'nde temelini atacağı şehir hastanesine tepki göstererek, yapılanan sağlıkta dönüşüm değil, yıkım olduğunu savundu. CHP Milletvekili Hülya Güven bu konuda Kayseri örneğini vererek, “Devletin ödeyeceği kira 3 milyar 443 milyon TL. Hastanenin sabit yatırımının sekiz katı bedel ödenecek. Bunun yanında kentin içinde boşalan hastane binalarının yerine ne yapılacağı belli değil” dedi.
CHP İzmir milletvekilleri; Hülya Güven, Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu ve CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ülkümen Rodoplu, partinin İl Başkanlığı'nda düzenledikleri basın toplantısında, şehir hastaneleri ile birlikte yapılanın sağlıkta dönüşüm değil sağlıkta yıkım olduğunu öne sürdü.
“YOKSUL KESİM OLUMSUZ ETKİLENECEK”
CHP'li Hülya Güven, Hükümet'in şehir hastaneleri ile yatak sayısının 43 bin 200'e çıkacağını söylediğini ancak bunun gerçek olmadığını, boşaltılacak yataklarla birlikte sayıda artış gerçekleşmediğini söyledi. Güven, sağlık tesislerinin ihaleyi alan şirketler tarafından yönetileceğini belirterek, şunları söyledi:
'Vatandaşın sağlığa erişimi zorlaşıyor. Karaburun Liman Reis Mahallesi'nde romatizma hastası Zehra Teyze, röntgen için her gün üç saat merkeze yürüyor, iğnesi vurulup üç saat daha yürüyerek evine dönüyor. Çünkü dolmuş parası 4 lira. Bu sistemden yoksul kesim olumsuz etkilenecek. Hastaneler heyet raporu ile ilaçlarını bedava alırken şimdi katkı payı gelmiştir. Yanık tedavileri olanaksız hale gelecektir. Yanık tedavisi uzun ve zor olduğu için kar getirmez. Engelliler sağlık hizmetini almakta zorlanacaklar. Sağlığın özelleşmesiyle yeni birçok hastalık ortaya çıkacaktır. Kuş gribi, Domuz Gribi gibi yeni hastalıklar yeni fobiler yaratılarak sağlıkta kar elde etmek amaçlanacaktır.'
ESKİ HASTANE BİNALARI NE OLACAK?
CHP Milletvekili Hülya Güven, yoksul kesimin bundan çok olumsuz etkileneceğini belirterek şöyle konuştu: 'Sağlıkta dönüşümde son noktaya geldik. Artık şehir hastaneleriyle birlikte yaşamaya başlayacağız. Bugünlerde Türkiye'de yerli ve yabancı şirketler 100 milyar liralık hastane kirası için yarışıyor. Şimdiye kadar 77 şirket ihaleye girdi. Bunların 23'ü yabancı, yabancıların 8'i İtalyan. 25 ilde 35 şehir hastanesi. Bunlar daha da artacak. Sağlık tesislerine kiralama süresi 49 yıldan 25 yıla indirildi. Daha sonra ne olacağı tabiki belli değil. Bu kamu özel ortaklığı kanun metni incelendiğinde bütünüyle uluslararası kredi kuruluşları ve şirketlerin yararına bir sistem. Sonraki değişiklikler en çok yaşlılarımızı etkileyecek. Örneğin Kayseri'de 1500 yataklı şehir hastanesi kuruldu. Devletin ödeyeceği kira 3 milyar 443 milyon TL. Hastanenin sabit yatırımının sekiz katı bedel ödenecek. Benzer yatak kapasitesindeki bir hastaneye ödenenin ise 17 katı para ödenecek. Ayrıca şehir içinde bulunan ve şehir hastanelerine taşınacak olan diğer hastaneler de şehir hastanelerini yapacak olan firmalara hediye edilecek. Kentin içinde boşalan hastane binalarının yerine ne yapılacağı belli değil. Bu sorumuza, soru önergeleriyle yanıt verilmiş değil. Sağlıkta dönüşüm adı altında yapılan sağlıkta yıkımdır. Sağlık Bakanlığı'nın kendi ana hizmet binasından başlayarak, toplum sağlık merkezlerine kadar tüm binaların bu modelle yaptırılabileceği, tüm birimlerin ve bu binaların Sağlık Bakanlığı'nın kiracısı, sağlık görevlilerinin de bu şirketlerin çalışanı olacağı görülecektir.'