Türk-İş Kayseri İl Temsilcisi İdris Güven: 'Asgari Ücret beklentimizin altında kaldı'
Türk-İş Kayseri İl Temsilcisi Koop-İş Sendikası Şube Başkanı İdris Güven, asgari ücretle ilgili yaptığı basın açıklamasında, 'Asgari Ücret beklentimizin altında kaldı' dedi.
Güven, 2020 yılında vergi oralarına gelecek zam ile asgari ücrete yapılan zammın miktarının eşit olmayacağını söyleyerek, 'Milyonlarca çalışanı ilgilendiren Asgari ücrette işçinin emekçinin beklediği sonuç maalesef alınamamıştır. Asgari ücret Ocak 2020 den itibaren brüt 2 bin 923 TL net 2 bin 324 TL olarak belirlenmiştir. Ocak 2020 de vergi oranları değiştirilecek ve birçok vergi kalemi yüzde 22 artacaktır. Asgari ücretliye açlık sınırının çok altında verilen bu ücret artışı kümülatif olarak yüzde 15'ler civarında olup, birkaç gün sonra yeni yılda fazlasıyla yüzde 22 olarak geri alınacaktır. 2020 yılına Asgari ücretliler yüzde 7 oranın da ücretlerinde erime ile başlayacaktır. Bu onlar için başlangıç olup yıl içerisinde Gelir verginin artması ile yine maaşları eriyecektir. Maalesef bu şartlar da yetkililerin medya da emekçilerimizi enflasyona ezdirmedik demeleri hiç gerçekçi görülmemektedir. Zaten TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları da gerçekleri yansıtmamaktadır. 2 Aralık 2019 tarihinde başlayan Asgari Ücret görüşmelerinde başından beri 2.578,00TL nin altında bir rakamı ilk defa Türk-İş ve diğer işçi konfederasyonları kabul etmeyeceklerini ifade etmişlerdir. Bu rakamın altında bir rakam çıkması durumun da ortak eylem yapma kararı da almışlardır. Asgari ücret belirleme komisyonun da ki adaletsiz sayısal ortam maalesef işçi kesimi istese de istemese de çoğunluğun olduğu taraftan yana çıkmaktadır. Bu nedenle emekçinin beklentilerinin karşılanmadığı masayı haklı olarak Türk-İş terk etmiştir' dedi.
Vergi dilimlerinde değişiklik yapılmadığı sürece işçinin alım gücünde düşüş olacağını ve Aralık - Ocak ayı maaşlarında düşüş yaşanacağını söyleyen Güven, sözlerine şu şekilde devam etti:
'2020 yılında emekçilerin alım gücünün iyice azalacağı görülmekte, buna istinaden maalesef hükümet işçilerin emekçilerin ceplerine para girmesini sağlamak yerine patronların ceplerinden bir şey çıkmasına engel olmuştur. Bizlerin emekçi temsilcileri olarak bunu kabul etmesi mümkün değildir. Hızla artan enflasyon ve alım gücünün düştüğü ülkemizde emekçiye reva görünen ücret ancak onların ayda 10-15 gün hayatlarını idame ettirmelerine yeterli gelmektedir. İnsanların huzur içerisinde yaşamaları ve bakmakla yükümlü oldukları ailelerine baka bilmeleri için iyi bir ücret almaları gerekmektedir. Asgari ücret komisyonu da emekçileri açlık sınırının altın da çalıştırmayı kendilerinde hak görmüştür. Devletin resmi kurumu olan TÜİK'in verilerinin altında bir rakamı kabul etmişlerdir. Ancak bilinmesi gereken bir şeyi de unutmuşlardır, ülkemiz de iş gücüne en fazla katılan kesimin yüzde 47'si asgari ücretle çalışmaktadır. Siz üreten kesimi açlık sınırının altında çalıştırırsanız ekonomide ve ülke kalkınmasın da virgül kadar yol kat edemezsiniz. Zaten Asgari ücretli ve emekçilerin en büyük sıkıntılarından biri olan vergi dilimlerinde de her hangi bir düzenleme yapılmamaktadır. Bu nedenle ocak ayında alınan maaş ile aralık ayında alınan maaş arasında çok büyük düşüş yaşanmaktadır. İşçiye emekçiye kaşıkla verilen zamlar yıl içerinde kepçe ile geri alınmaktadır. Biz emekçilerin kimsenin kazancında gözümüz yok. Sadece herkes gibi bizde milli gelirden adil ve adaletli bir pay istemekteyiz yani hakkımızı versinler yeter bizlere. Bu ülkenin kalkınması büyümesi için her zaman en ön saflarda mücadele eden işçi sınıfı bundan sonrada bu yoldan asla vazgeçmeyecektir. Bu nedenle haklarımızın verilmesini talep etmekteyiz.'
Güven, 2020 yılında vergi oralarına gelecek zam ile asgari ücrete yapılan zammın miktarının eşit olmayacağını söyleyerek, 'Milyonlarca çalışanı ilgilendiren Asgari ücrette işçinin emekçinin beklediği sonuç maalesef alınamamıştır. Asgari ücret Ocak 2020 den itibaren brüt 2 bin 923 TL net 2 bin 324 TL olarak belirlenmiştir. Ocak 2020 de vergi oranları değiştirilecek ve birçok vergi kalemi yüzde 22 artacaktır. Asgari ücretliye açlık sınırının çok altında verilen bu ücret artışı kümülatif olarak yüzde 15'ler civarında olup, birkaç gün sonra yeni yılda fazlasıyla yüzde 22 olarak geri alınacaktır. 2020 yılına Asgari ücretliler yüzde 7 oranın da ücretlerinde erime ile başlayacaktır. Bu onlar için başlangıç olup yıl içerisinde Gelir verginin artması ile yine maaşları eriyecektir. Maalesef bu şartlar da yetkililerin medya da emekçilerimizi enflasyona ezdirmedik demeleri hiç gerçekçi görülmemektedir. Zaten TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları da gerçekleri yansıtmamaktadır. 2 Aralık 2019 tarihinde başlayan Asgari Ücret görüşmelerinde başından beri 2.578,00TL nin altında bir rakamı ilk defa Türk-İş ve diğer işçi konfederasyonları kabul etmeyeceklerini ifade etmişlerdir. Bu rakamın altında bir rakam çıkması durumun da ortak eylem yapma kararı da almışlardır. Asgari ücret belirleme komisyonun da ki adaletsiz sayısal ortam maalesef işçi kesimi istese de istemese de çoğunluğun olduğu taraftan yana çıkmaktadır. Bu nedenle emekçinin beklentilerinin karşılanmadığı masayı haklı olarak Türk-İş terk etmiştir' dedi.
Vergi dilimlerinde değişiklik yapılmadığı sürece işçinin alım gücünde düşüş olacağını ve Aralık - Ocak ayı maaşlarında düşüş yaşanacağını söyleyen Güven, sözlerine şu şekilde devam etti:
'2020 yılında emekçilerin alım gücünün iyice azalacağı görülmekte, buna istinaden maalesef hükümet işçilerin emekçilerin ceplerine para girmesini sağlamak yerine patronların ceplerinden bir şey çıkmasına engel olmuştur. Bizlerin emekçi temsilcileri olarak bunu kabul etmesi mümkün değildir. Hızla artan enflasyon ve alım gücünün düştüğü ülkemizde emekçiye reva görünen ücret ancak onların ayda 10-15 gün hayatlarını idame ettirmelerine yeterli gelmektedir. İnsanların huzur içerisinde yaşamaları ve bakmakla yükümlü oldukları ailelerine baka bilmeleri için iyi bir ücret almaları gerekmektedir. Asgari ücret komisyonu da emekçileri açlık sınırının altın da çalıştırmayı kendilerinde hak görmüştür. Devletin resmi kurumu olan TÜİK'in verilerinin altında bir rakamı kabul etmişlerdir. Ancak bilinmesi gereken bir şeyi de unutmuşlardır, ülkemiz de iş gücüne en fazla katılan kesimin yüzde 47'si asgari ücretle çalışmaktadır. Siz üreten kesimi açlık sınırının altında çalıştırırsanız ekonomide ve ülke kalkınmasın da virgül kadar yol kat edemezsiniz. Zaten Asgari ücretli ve emekçilerin en büyük sıkıntılarından biri olan vergi dilimlerinde de her hangi bir düzenleme yapılmamaktadır. Bu nedenle ocak ayında alınan maaş ile aralık ayında alınan maaş arasında çok büyük düşüş yaşanmaktadır. İşçiye emekçiye kaşıkla verilen zamlar yıl içerinde kepçe ile geri alınmaktadır. Biz emekçilerin kimsenin kazancında gözümüz yok. Sadece herkes gibi bizde milli gelirden adil ve adaletli bir pay istemekteyiz yani hakkımızı versinler yeter bizlere. Bu ülkenin kalkınması büyümesi için her zaman en ön saflarda mücadele eden işçi sınıfı bundan sonrada bu yoldan asla vazgeçmeyecektir. Bu nedenle haklarımızın verilmesini talep etmekteyiz.'