Türk Astronomi Derneği Başkanından son elektromanyetik sinyallere dair değerlendirme
Türk Astronomi Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Küçük, Kanada'da yer alan British Columbia Üniversitesi'nden bilim insanlarının, CHIME (Kanada Hidrojen Yoğunluğu Haritalama Deneyi) teleskobu ile kaydettikleri sinyallerin, evrenin 1 buçuk milyar yıl öncesine dair bulgulara ulaşılmasına olanak sağlayacağını söyledi.
Uzaydan gelen verileri alarak, evren hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlayan bu tür çalışmaların sık sık yapıldığını belirten Türk Astronomi Derneği Başkanı ve ERÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Küçük, söz konusu sinyallerin, evrenin 1 buçuk milyar yıl öncesine dair bulgulara ulaşılmasını sağlayacağını ifade etti. Prof. Dr. Küçük, 'Bu sinyaller bize 1 buçuk milyar yıl uzaktan geliyor. Evrenin boyutlarını düşündüğümüzde, bu sinyaller evrenin neredeyse yarısı kadar bir yol kat etmiş. Bu da evrenimizin 1 buçuk milyar yıl önceki halini görmemiz anlamına geliyor. Oradan gelen atom ve sinyallerin yapısını incelendiğinde 1 buçuk milyar yıl öncesi görülebilecek ve bu da çok önemli' dedi.
'Önemli olan sinyallerin kaynağı'
Son kaydedilen sinyalin bazı farklılıklar arz etmesi nedeniyle öncekilere göre önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Öncekinde tek bir sinyal gelmişken burada, art arda 60'dan fazla hızlı radyo parlamaları gördüler. Bu, haberlere patlama diye yansıdı ama aslında fast radio bust yani bir tür parlama. Ama önemli olan bu sinyallerin kaynakları ya da nereden geldikleri. Kara deliklerin birleşmelerinden gelen sinyaller de olabilir, nötron yıldızlarının, milisaniye mertebesinde dönerken ortaya çıkan parlamalardan kaynaklanan sinyaller olabilir. Elektromanyetik sinyaller belli frekanslarda geliyor. En son kaydedilen parlamalar 400 MHz frekansında. Farklı farklı frekanslarda sinyaller kaydediliyor. 400 MHz bu parlamalar içinde en düşük frekans. Bu da olayın önemini artırıyor.'
'Evrende yalnız değiliz'
Sinyallerin alınmasının ardından, evrende insan dışında başka canlılar olabileceğine dair yorumlar yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Küçük, 'Böyle gizemli sinyaller geldikçe bir umut doğuyor. Çünkü insanlar nereden geldiklerini ve içinde yaşadıkları evreni merak ediyorlar. Evrenin 14 milyar yıllık bir yapısı var. Böyle bir muazzam yapı içerisinde sadece dünyada yaşam olması bu yapıya hakaret olur. Evrende yaşamın son derece artan bir şekilde kendini gösteriyor olması lazım. Her yer yaşam kaynıyor, organik moleküllerden tutun da değişik moleküllerin varlığını her zaman inceliyoruz. Evrende bir yaşam var, yalnız da değiliz. Ama 70'lerde gönderdiğimiz sinyallere halen daha bir yanıt alamadık. İnsanları heyecanlandıran, meraklandıran da bu sinyalin diğerlerinden farklı olması' ifadelerini kullandı.
Uzaydan gelen verileri alarak, evren hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlayan bu tür çalışmaların sık sık yapıldığını belirten Türk Astronomi Derneği Başkanı ve ERÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Küçük, söz konusu sinyallerin, evrenin 1 buçuk milyar yıl öncesine dair bulgulara ulaşılmasını sağlayacağını ifade etti. Prof. Dr. Küçük, 'Bu sinyaller bize 1 buçuk milyar yıl uzaktan geliyor. Evrenin boyutlarını düşündüğümüzde, bu sinyaller evrenin neredeyse yarısı kadar bir yol kat etmiş. Bu da evrenimizin 1 buçuk milyar yıl önceki halini görmemiz anlamına geliyor. Oradan gelen atom ve sinyallerin yapısını incelendiğinde 1 buçuk milyar yıl öncesi görülebilecek ve bu da çok önemli' dedi.
'Önemli olan sinyallerin kaynağı'
Son kaydedilen sinyalin bazı farklılıklar arz etmesi nedeniyle öncekilere göre önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Öncekinde tek bir sinyal gelmişken burada, art arda 60'dan fazla hızlı radyo parlamaları gördüler. Bu, haberlere patlama diye yansıdı ama aslında fast radio bust yani bir tür parlama. Ama önemli olan bu sinyallerin kaynakları ya da nereden geldikleri. Kara deliklerin birleşmelerinden gelen sinyaller de olabilir, nötron yıldızlarının, milisaniye mertebesinde dönerken ortaya çıkan parlamalardan kaynaklanan sinyaller olabilir. Elektromanyetik sinyaller belli frekanslarda geliyor. En son kaydedilen parlamalar 400 MHz frekansında. Farklı farklı frekanslarda sinyaller kaydediliyor. 400 MHz bu parlamalar içinde en düşük frekans. Bu da olayın önemini artırıyor.'
'Evrende yalnız değiliz'
Sinyallerin alınmasının ardından, evrende insan dışında başka canlılar olabileceğine dair yorumlar yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Küçük, 'Böyle gizemli sinyaller geldikçe bir umut doğuyor. Çünkü insanlar nereden geldiklerini ve içinde yaşadıkları evreni merak ediyorlar. Evrenin 14 milyar yıllık bir yapısı var. Böyle bir muazzam yapı içerisinde sadece dünyada yaşam olması bu yapıya hakaret olur. Evrende yaşamın son derece artan bir şekilde kendini gösteriyor olması lazım. Her yer yaşam kaynıyor, organik moleküllerden tutun da değişik moleküllerin varlığını her zaman inceliyoruz. Evrende bir yaşam var, yalnız da değiliz. Ama 70'lerde gönderdiğimiz sinyallere halen daha bir yanıt alamadık. İnsanları heyecanlandıran, meraklandıran da bu sinyalin diğerlerinden farklı olması' ifadelerini kullandı.