Tüp bebek sürecindeki anne adaylarına 5 uyarı
Memorial Kayseri Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'nden Doç. Dr. Semih Zeki Uludağ, tüp bebek sürecindeki anne adaylarına beslenme konusunda uyarılarda bulundu.
Üreme çağındaki kadınların yüzde 15,5'inde kısırlık görülüyor. Gebeliklerin ise yüzde 30'u düşükle sonuçlanabiliyor. Bu nedenle tüp bebek tedavisiyle gebe kalan anne adaylarının beslenme konusunda bazı uyarılara dikkat etmesi gerekiyor. Yaşam tarzı ve diyet alışkanlıkları, hem doğal yolla oluşan hem de tüp bebek tedavisiyle gerçekleşen gebeliklerin sonuçlarını olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Hazır gıdalardan uzak durulmalı
dengeli ve doğal beslenmenin tüp bebek tedavisine olumlu etkilerinin bulunduğunu ifade edem Doç. Dr. Zeki Uludağ; 'Bu süreçte anne adayları ideal kilosunu korumalı, bol sıvı almalı ve tedaviyi olumsuz etkileyecek hazır gıdalardan uzak durmalıdır. Mümkün olduğunca doğal gıdalar ve mevsiminde yetişen meyve ile sebzeleri tüketmek önemlidir. Folik asit ve D vitamininden zengin besinler, omega-3 içeren unsature yağlar, tam tahıllı gıdalar, süt ve süt ürünleri ile balık tüketmek ve zeytinyağı ağırlıklı Akdeniz diyeti tüp bebek tedavisinde başarı ihtimalini artırmaktadır. Yüksek glisemik içeriğe sahip karbonhidratlar ile aşırı kırmızı et ve içeriğinde trans yağları bulunan gıdaları tüketmek, fast food tarzı beslenme alışkanlıkları tüp bebek tedavisini olumsuz etkilemektedir. Besinlerin raf ömrünü uzatan kimyasal koruyucular, plastik kaplardaki gıdalar, meyve ve sebzelerdeki pestisitler, et ürünlerindeki antibiyotikler ve hormonlar ile cıva oranı yüksek derin deniz balıkları da üreme sağlığı açısından önerilmeyen besinlerdir. Pet şişe ve damacanalar ile gıdaları saklamak için kullanılan plastik kaplardaki Bisfenol-A isimli kimyasal madde vücuttaki tiroit ve büyüme hormonları ile östrojen ve testosteron hormonlarının üretimini değiştirebilmektedir' ifadelerini kullandı. Sağlıklı gebelik için önemli uyarılarda bulunan Uludağ açıklamasını şöyle sürdürdü;
Folik asit kadınlarda yumurta gelişimi, döllenme ve embriyo gelişimde rol oynayan önemli bir vitamindir. Kadınlarda folik asit alımının yumurtlama sorunu nedeniyle oluşan kısırlık riskini yüzde 30 oranında azalttığı belirlenmiştir. Tüp bebek tedavisinde ise folik asit kullanan kadınlarda, kullanmayanlara göre gebelik oranının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gebelik planlayan kadınların da günde en az 400 mikrogram folik asit almaları önerilmektedir. D vitamininin sadece kemiklere değil, üreme fonksiyonlarına da önemli etkileri olduğu tespit edilmiştir. Tüp bebek tedavisi öncesinde kadınlara verilecek D vitamini takviyesi ile D vitamini normal düzeye gelenlerde gebelik ve canlı doğum oranı, D vitamini düzeyi düşük olanlara oranla 1,34 kat artmaktadır. Fazla miktarda karbonhidrat tüketimi ve yüksek glisemik yük içeren, yani kan şekerini hızlı yükselten gıdalarla (beyaz buğday ekmeği, pirinç, mısır gevreği gibi) beslenen kadınlarda yumurtlama sorunlarına bağlı kısırlık daha sık görülmektedir. Düzenli yumurtlama problemine neden olan Polikistik Over Sendromu'nun (PKOS) yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratları daha çok tüketen kadınlarda ortaya çıktığı belirlenmiştir. Özellikle tüp bebek tedavisi öncesinde ve sonrasında anne adaylarının glisemik indeksi düşük tam tahıl içeren ve lif içeriği yüksek gıdalarla beslenmesi başarıyı artırmaktadır. Yağ asitleri vücutta yumurta gelişimi ve erken embriyo döneminde enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Trans yağ asidi içeren gıdalarla (işlenmiş yiyecekler, kızartmalar, margarinler, cipsler, krakerler, bisküvi, çikolata) beslenen kadınlarda, yumurtlama sorunlarına bağlı kısırlığın ve genç kadınlarda görülen iyi huylu fakat çoğunlukla ağrılı kronik bir hastalık olan endometriozisin görülme oranının yüksek olduğu belirlenmiştir. Özellikle Polikistik Over Sendromlu veya endometriozisi olan kadınların omega-3 takviyesi alması ya da içeriğinde omega-3 olan besinleri tüketmesi önerilmektedir. Yapılan çalışmalarda özellikle omega-3 yağ içeriği diyetle beslenen kadınlarda aylık gebe kalma ihtimalinin diğer kadınlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Vücudun günlük protein ihtiyacı balık, beyaz ve kırmızı et, süt ve süt ürünleri ile baklagillerden karşılanmaktadır. Kısırlık sorunu ile karşı karşıya gelen kadınlarda günlük protein alım miktarının ne olması gerektiği veya proteinlerin hangi gıdalardan alınmasının daha iyi olacağı ile ilgili net bir öneri bulunmamaktadır. Bununla birlikte kırmızı etin aşırı tüketilmesinin yumurtlama sorunları oluşturabileceği ileri sürülmektedir. Tüp bebek tedavisinde ise balık, yumurta, süt ve sebze ağırlıklı protein alınmasının daha iyi olduğu, aşırı kırmızı et tüketiminin ise embriyo gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dair bazı kanıtlar bulunmaktadır.'
Üreme çağındaki kadınların yüzde 15,5'inde kısırlık görülüyor. Gebeliklerin ise yüzde 30'u düşükle sonuçlanabiliyor. Bu nedenle tüp bebek tedavisiyle gebe kalan anne adaylarının beslenme konusunda bazı uyarılara dikkat etmesi gerekiyor. Yaşam tarzı ve diyet alışkanlıkları, hem doğal yolla oluşan hem de tüp bebek tedavisiyle gerçekleşen gebeliklerin sonuçlarını olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Hazır gıdalardan uzak durulmalı
dengeli ve doğal beslenmenin tüp bebek tedavisine olumlu etkilerinin bulunduğunu ifade edem Doç. Dr. Zeki Uludağ; 'Bu süreçte anne adayları ideal kilosunu korumalı, bol sıvı almalı ve tedaviyi olumsuz etkileyecek hazır gıdalardan uzak durmalıdır. Mümkün olduğunca doğal gıdalar ve mevsiminde yetişen meyve ile sebzeleri tüketmek önemlidir. Folik asit ve D vitamininden zengin besinler, omega-3 içeren unsature yağlar, tam tahıllı gıdalar, süt ve süt ürünleri ile balık tüketmek ve zeytinyağı ağırlıklı Akdeniz diyeti tüp bebek tedavisinde başarı ihtimalini artırmaktadır. Yüksek glisemik içeriğe sahip karbonhidratlar ile aşırı kırmızı et ve içeriğinde trans yağları bulunan gıdaları tüketmek, fast food tarzı beslenme alışkanlıkları tüp bebek tedavisini olumsuz etkilemektedir. Besinlerin raf ömrünü uzatan kimyasal koruyucular, plastik kaplardaki gıdalar, meyve ve sebzelerdeki pestisitler, et ürünlerindeki antibiyotikler ve hormonlar ile cıva oranı yüksek derin deniz balıkları da üreme sağlığı açısından önerilmeyen besinlerdir. Pet şişe ve damacanalar ile gıdaları saklamak için kullanılan plastik kaplardaki Bisfenol-A isimli kimyasal madde vücuttaki tiroit ve büyüme hormonları ile östrojen ve testosteron hormonlarının üretimini değiştirebilmektedir' ifadelerini kullandı. Sağlıklı gebelik için önemli uyarılarda bulunan Uludağ açıklamasını şöyle sürdürdü;
Folik asit kadınlarda yumurta gelişimi, döllenme ve embriyo gelişimde rol oynayan önemli bir vitamindir. Kadınlarda folik asit alımının yumurtlama sorunu nedeniyle oluşan kısırlık riskini yüzde 30 oranında azalttığı belirlenmiştir. Tüp bebek tedavisinde ise folik asit kullanan kadınlarda, kullanmayanlara göre gebelik oranının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gebelik planlayan kadınların da günde en az 400 mikrogram folik asit almaları önerilmektedir. D vitamininin sadece kemiklere değil, üreme fonksiyonlarına da önemli etkileri olduğu tespit edilmiştir. Tüp bebek tedavisi öncesinde kadınlara verilecek D vitamini takviyesi ile D vitamini normal düzeye gelenlerde gebelik ve canlı doğum oranı, D vitamini düzeyi düşük olanlara oranla 1,34 kat artmaktadır. Fazla miktarda karbonhidrat tüketimi ve yüksek glisemik yük içeren, yani kan şekerini hızlı yükselten gıdalarla (beyaz buğday ekmeği, pirinç, mısır gevreği gibi) beslenen kadınlarda yumurtlama sorunlarına bağlı kısırlık daha sık görülmektedir. Düzenli yumurtlama problemine neden olan Polikistik Over Sendromu'nun (PKOS) yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratları daha çok tüketen kadınlarda ortaya çıktığı belirlenmiştir. Özellikle tüp bebek tedavisi öncesinde ve sonrasında anne adaylarının glisemik indeksi düşük tam tahıl içeren ve lif içeriği yüksek gıdalarla beslenmesi başarıyı artırmaktadır. Yağ asitleri vücutta yumurta gelişimi ve erken embriyo döneminde enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Trans yağ asidi içeren gıdalarla (işlenmiş yiyecekler, kızartmalar, margarinler, cipsler, krakerler, bisküvi, çikolata) beslenen kadınlarda, yumurtlama sorunlarına bağlı kısırlığın ve genç kadınlarda görülen iyi huylu fakat çoğunlukla ağrılı kronik bir hastalık olan endometriozisin görülme oranının yüksek olduğu belirlenmiştir. Özellikle Polikistik Over Sendromlu veya endometriozisi olan kadınların omega-3 takviyesi alması ya da içeriğinde omega-3 olan besinleri tüketmesi önerilmektedir. Yapılan çalışmalarda özellikle omega-3 yağ içeriği diyetle beslenen kadınlarda aylık gebe kalma ihtimalinin diğer kadınlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Vücudun günlük protein ihtiyacı balık, beyaz ve kırmızı et, süt ve süt ürünleri ile baklagillerden karşılanmaktadır. Kısırlık sorunu ile karşı karşıya gelen kadınlarda günlük protein alım miktarının ne olması gerektiği veya proteinlerin hangi gıdalardan alınmasının daha iyi olacağı ile ilgili net bir öneri bulunmamaktadır. Bununla birlikte kırmızı etin aşırı tüketilmesinin yumurtlama sorunları oluşturabileceği ileri sürülmektedir. Tüp bebek tedavisinde ise balık, yumurta, süt ve sebze ağırlıklı protein alınmasının daha iyi olduğu, aşırı kırmızı et tüketiminin ise embriyo gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dair bazı kanıtlar bulunmaktadır.'