Tunçbilek: Ülkemiz Katar tekeline girdi!

İYİ Parti Melikgazi Belediye Meclis Üyesi Ümit Yasin Tunçbilek, 'Ülkemiz Katar tekeline girdi. Bize sevimli gösterilen Katar zamanın İngiltere'si gibi ülkemizin ekonomisinin içine sızıyor' açıklamasıyla dikkat çekti.

TAKİP ET >>

“Yeni Nesil Kapitülasyon Ekonomik Kurtuluş Savaşı. 1800'lü yılların İngiltere'si şimdinin Katar'ı” başlıklı bir paylaşım yapan İYİ Parti Melikgazi Belediye Meclis Üyesi Ümit Yasin Tunçbilek, tarihten de bazı örneklere vererek, şu ifadeleri kullandı: Osmanlı'da verilmeye başlanılan kapitülasyonlar üç evreden oluşuyordu ve en ağırı da son evre olan üçüncü evre de oldu bu evre “eşitsiz mübadele”yle başladı. 19. Yüzyıldaki Osmanlı'nın yakalayamadığı sanayi devrimi her şeyi değiştirdi. 16 Ağustos 1838 yılında imzalanan Baltaliman Antlaşması sadece bir antlaşma değil aşırı düzeyde bir kapitülasyon antlaşmasıydı. Bu antlaşmaya göre; ihracat yasağı ve devlet tekelleri kaldırıldı ve piyasaya yabancılar hakim oldu. Yabancı tüccarlar ile yerli tüccarlar aynı haklara sahip oldu. Bundan sonra ise Osmanlı hiçbir mamül mal üretmeyecek, kumaş yerine iplik, iplik yerine ham pamuk ya da pamuk kozası satar hale getirilip çaresiz bırakıldı. Ekonomik sıkıntılar çeken Osmanlı yabancı şirketlere çok büyük imtiyazlar verdi ve borçlanmaya başlayıp savaştan yenilgi ile ayrılıp Sevr Antlaşması ile tüm maliyesini elinde tutacak olan bir maliye komisyonunun kurulmasını öngören 232. Maddeyi kayıtsız şartsız kabul etmek zorunda kaldı. Kapitülasyonlar Ulu önder Atatürk liderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler Birliği ile yapılan 28 Mart 1921 Anlaşmasının 7. Maddesiyle "geçersiz ve kaldırılmış" sayıldı. Kapitülasyonların gerçek anlamda kaldırılması ise Lozan Antlaşması'yla olmuştur. Diğer olay ise 1 Temmuz 1878 yılında Kıbrıs'ın İngiltere'ye verilmesi. Kıbrıs İngiltere'ye neden verildi sorusuna gelecek olursak başta 92.000 altın ve Berlin Konferansında İngiltere'nin Osmanlı'yı desteklemesi şartı ile verildi. Peki bu konferansta İngiltere Osmanlı'yı destekledi mi Tabi ki hayır.
BİZE SEVİMLİ GÖSTERİLEN KATAR ZAMANIN İNGİLTERE'Sİ GİBİ ÜLKEMİZİN EKONOMİSİNİN İÇİNE SIZIYOR
Gelelim günümüze bugünlerde Katar'a verilen imtiyazlar Kanal İstanbul'un çevre arazileri mi? Vakıfbank mı? Çaykur mu? THY mi? Şeker fabrikaları mı? Tank palet fabrikaları mı? Antalya limanı mı? Şuan ki Bein Media group eski adıyla Digitürk mü? Finansbank katarlı Qnb tarafından mı alındı? Bu ve bilinmeyen başka şeyler dışında bize de belki bir hediye uçak vermişlerdir belki de. Bunları bilemeyeceğiz çünkü ticari sır bunlar. Katar ile yapılan bu antlaşmalar, yatırımlar, topraklarını koruma ve yapılan swap antlaşmaları Baltalimanı Antlaşmasından bir farkı yok. Ülkemiz Katar tekeline girdi. Bize sevimli gösterilen Katar zamanın İngiltere'si gibi ülkemizin ekonomisinin içine sızıyor. Abdülhamit Dönemi gibiyiz şuan ama Abdülhamid öyle bir jenerasyon yaratmıştır ki, iktidar döneminde özgür zihinlerin üzerinde yarattığı psikolojik baskı, dünya savaşı çıkartabilecek ve yeni devlet kurabilecek çocukları yaratmıştır. Yani daha çocuk yaştasın ama amacın vatan kurtarmak. Hani vatan öylesine bitik duruma gelmiş ki çoluk çocuğun bile derdi haline gelmiş. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi “Her fabrika bir kaledir” Atatürk'ü yetiştiren askeri okullar nerede eyyy tarih…!

Bakmadan Geçme