Seslerini duyurmak için Ankara'ya yürüyorlar!
TEÇ-SEN çalışanların hak taleplerini iletmek ve sesini duyurmak için Ankara yürüyüşünü sürdürüyor. 24 Temmuzda başlatılan yürüyüş, 28 Temmuz'da son erecek. Peki TEÇ-SEN'in talepleri neler? Ankara yürüyüşünün perde arkasında ne var? Sendikanın Kayserili yöneticisi Ramazan Türkaslan yürüyüşü anlattı. Haberin detayları Kayseri haber bülteninde.
Kısa adı TEÇ-SEN olan Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası “Bolu-Mengen- Ankara Devlet Memurları Yürüyüşü” başlattı. Yürüyüş sendikanı Genel Başkanı Ümit Demirel'in, Mengen'de 14 Temmuz'da yaptığı basın açıklamasının ardından başladı.
HASIR ALTI EDİLEN SORUNLARININ ÇÖZÜLMESİ İÇİN
Bir dönem TEÇ-SEN Kayseri Şube Başkanı olarak görev yapan şu an sendikada Teşkilatlandırmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Ramazan Türkaslan, Ankara yürüyüşü ile ilgili olarak, “Kamu çalışanlarının çeyrek asırdır çözüm için bekletilen ve hasır altı edilen sorunlarının çözülmesi, duymayan kulakların duyması ve görmeyen gözlerin görmesi için aşçılar diyarı Mengen'den Ankara'ya yürüyoruz” diye konuştu.
ANKARA'YA YÜRÜYORUZ
“Bu yürüyüş, memuruyla emeklisiyle tıkanmış, tükenmiş ve yoksulluk deryasında boğulan, insanca yaşamak istiyorum diyen Devlet memurlarının yürüyüşüdür. Bu yürüyüş onurlu bir mücadelenin yürüyüşüdür” diyen Sendikanın Genel Başkanı Ümit Demirel de, “Aşçısı, bekçisi, hizmetlisi, kalorifercisi, terzisi, berberi, güvenlik görevlisi, bahçıvan, teknisyen yardımcısıyla 22 meslek gurubunu içine alan aslen teknik hizmetler sınıfında olması gerekirken 1965 yılından bugüne kadar yardımcı hizmetler sınıfı adıyla devam eden, ‘Her İşi Yapması beklenen ve hatta her işi zorla da olsa yapan' verilen her işi ‘görevim değil' diyerek itiraz ettiğinde de sürüm sürüm sürümdürülen, modern köleliğin adı olan , yasal hiçbir hakkı olmayan, 58 yıllık yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması ve bu kadroda görev yapan kamu çalışanlarının ise eğitim durumlarına uygun kadrolara atanması için Ankara'ya yürüyoruz” şeklinde konuştu.
MEMUR VE EMEKLİLERİMİZ GEÇİNEMEZ, GELECEĞİ DÜŞÜNEMEZ, DAR BOĞAZDAN ÇIKAMAZ HALE GELMİŞTİR
Türkaslan, şu talepleri sıraladı: 3600 ek göstergenin 1.dereceye gelen kamu çalışanlarına verilmesi için yürüyoruz. Devlet memurlarına bayram ikramiyesi verilmesi için yürüyoruz. Eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin eğitim çalışanlarının tümüne verilmesi için yürüyoruz. Yoksulluk sınırınının üzerinde bir ücret verilmesi için yürüyoruz. Ailelerimizin karamsar olduğu, geleceğimizin teminatı gençlerimiz umutsuz olduğu ve doğacak çocuklarımızın borçlu olduğu bir ülkeden sokakta yüzlerin güldüğü, umutların yeşerdiği, hayallerin kurulduğu, hedeflerin peşinden koşulduğu bir ülke hepimizin hayalidir. Ancak, Yüksek ve yapışkan enflasyon, fiyat belirsizliği, kur atakları, konut fiyatlarında aşırı değerlenme, kiraların önlenemez yükselişi, eğitimden sağlığa, ulaşımdan gıdaya, enerjiden akaryakıta gelen zamların durdurulamayışı, alım gücünün her geçen gün düşüşün önlenememesi nedeniyle memur ve emeklilerimiz geçinemez, geleceği düşünemez, dar boğazdan çıkamaz hale gelmiştir.
EV KİRALARI ORTALAMA 10.000 LİRANIN ÜZERİNDE SEYRETMEKTE OLUP YÜKSELİŞ DEVAM EDİYOR
Ev kiraları ortalama 10.000 liranın üzerinde seyretmekte olup yükseliş her geçen gün devam etmektedir. Devlet memurlarının ücret skalası yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Bugün yoksulluk sınırı 34.000 liradır. En düşük devlet memurunun ücreti 34.000 liranın üzerine çıkarılmalıdır. Bu ücret emeğin gerçek karşılığıdır. Ücret artışları 6 ayda bir değil mutlaka aylık enflasyon oranında yapılmalıdır. Gelir vergileri %15'e sabitlenmeli, sosyal yardımlar adıyla ödenen ücretlerin günün koşullarına uygun hale getirilmelidir. Büyükşehir, taşra ayrımı yapılmaksızın memurlarımıza mutlaka kira yardımı yapılması için Ankara'ya yürüyoruz. Sendikal barajların kaldırılması için yürüyoruz.