SAĞLIK ÇALIŞANLARI İŞ BIRAKTI!
Sağlık çalışları, 14 Mart Tıp Haftası'nı iş bırakma eylemi ile karşıladı. Memur Sen'e bağlı Sağlık Sen dışındaki sağlık alanında faaliyet gösteren tüm örgütlerin destek verdiği eylemde sağlık çalışanları ücretsiz sağlık ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle iş bıraktı. İş bırakma eylemi nedeniyle Erciyes Üniversitesi ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde iki ayrı kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi.
Kayseri Tabip Odası, Türk Sağlık Sen, Sağlık Emekçileri Sendikası, Ebeler Derneği, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Diş Hekimleri Odası ve Aile Hekimleri Derneği 14 Mart Tıp Bayramı öncesinde bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Türkiye genelinde farklı örgütlerin de katılımı ile sayıları 16'yı bulan sendika ve dernekler, acil servis ve yoğun bakım üniteleri dışında hastanelerde sağlık hizmeti vermeyerek, hükümete taleplerini iletmek için yurt genelinde eylemler yaptı. İlimizdeki ilk eylem Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Poliklinikleri önünde gerçekleşti. Türk Sağlık Sen 2 Nolu Şube Başkanı Kenan Çil burada yaptığı açıklamada, “Sağlık hizmetlerinde görev alan doktorumuzdan hemşiresine, ebemizden sağlık memurumuza teknik personelden, memura hizmetli arkadaşlara kadar her birinin sorunu ve sıkıntısı vardır. Kısacası dertler boyu aşmış, sabır taşı çatlamıştır. Ama hala çözümden uzak açıklamaları ile iktidar, sorunlara ne kadar uzaklığını ortaya koymaktadır. Sağlık Bakanı dün ‘Şifa veren ele vefa' adlı bir program düzenlemiştir. Şifa veren elleri sorunları ve dertler ile baş başa bırakmıştır. Süslü toplantılarla bu işi geçiştirmeyi adet edinmiştir. Bu toplantıda Sayın Başbakan sağlık çalışanlarının hakları ile ilgili bazı açıklamalar yapmıştır. Nöbet ücretine yüzde 50 zam yapacağız demiştir. Bir saatlik nöbet ücreti bir doktor için şu anda 7 TL; ebe, hemşire arkadaşlarımız için 4,7 TL'dir. Bu komik ücretlerin yüzde 50 artması çok büyük bir müjde midir? Nöbet ücretlerinde gerçek bir müjde verilmek isteniyorsa bir saatlik çalışma karşılığında alınan ücret nöbet ücreti olarak ödemelidir” dedi.
MEMUR SEN'E TEPKİ
Çil açıklamasında Memur Sen'e bağlı Sağlık Sen'e de tepki gösterdi. Çil,” İş bırakam eylemine neredeyse sağlık alanında faaliyet gösteren tüm STK'lar katılıyor. Biri hariç. O da Memur Sen'e bağlı Sağlık-Sen. Bizim dilekçe kampanyamızı karalayanlar çalışan hakkı için iş bırakıldığında da ortada yoklar. Toplantılarında idareci ağırlayıp, bakanda oy toplayın talimatı alanların bugün bu alanda olması zaten çok zordur. Onların yeri idareci yanıdır. Çalışanlarla alanlara çıkmak yerine idarecilerle poz vermek tek yaptıkları iştir. Tüm Sağlık çalışanlarını kendilerini uçurumun kenarına götüren bu yetkilendirilmişleri iyi tanımalı ve görmelidir. Bunlara üye olarak kalınan her saniye çalışanın kendine verdiği en büyük zarardır” şeklinde konuştu.
KİM 100. HASTA OLMAK İSTER
Sağlık Emekçileri Sendikası Şube Başkanı Orhan Karakaya'da yaptığı açıklamada yaşanan sorunlara dikkat çekerek, şunları söyledi: “14 Mart Sağlık Haftası'ndayız. Sağlığımız ve haklarımız için, halkımızın sağlığı için bugün aciller ve yoğun bakımlar dışında sağlık hizmeti üretmiyoruz. Sayın Sağlık Bakanı bu kararımızı duyunca demiş ki; ‘Her şey iyi giderken bu iş bırakmaya anlam veremiyorum.' Birlikte bir bakalım isterseniz tabloya. İyi olanı bulalım birlikte. Bakın bizler hangi koşullarda nasıl çalışıyoruz: Özelde ciro, kamuda performans baskısı, Yönetici/amir baskısı, kötü muamele, yıldırma, Şiddet tehdidi, Havasız, penceresiz, aydınlatmaları kötü çalışma alanları… Kendi görevimiz olmayan işleri yapmaya zorlanma, İş güvencesiz, taşeron sistemi… Her gün başka bir semt polikliniğine rotasyonlar… Özellerde aylarca maaşsız çalışma… Öğle yemeği için verilebilen yarım saatlik aranın dışında molasız, adeta nefes almadan çalışma, Polikliniklerde günde 80, 100, 150 hasta bakılması… Birinci basamakta 2000 yerine 3600 kişiye varan bir nüfusa hizmet verilmesi… Bir gün gündüz bir gün gece çalışılan acil servislerde-kimi zaman tek bir hekimin günde 500 hasta bakması… 36 saat kesintisiz çalışma, servis nöbeti tutan öğretim üyeleri… 7 gün 24 saat icap nöbeti, üniversitelerde asgari ücrete çalışan 4/B'li sağlık personelleri… Ve bütün bu ağır çalışmanın sonunda, emeklilikte sefalet ücreti… Yani; çalışma ortamları sağlıksız, çalışma temposu sağlıksız, çalışma süreleri sağlıksız, dinlenme süreleri sağlıksız, nöbet ortamları sağlıksız. Adeta bir kölelik düzeni. Anayasa'nın yasakladığı angarya serbest olmuş. Bu tablo biz sağlık çalışanları için de hastalarımız için de iç açıcı değildir. Halkımız için durum nasıl, peki? Sağlıkçıların çalışma şartları bu iken, hastalarımızın sağlıklı olabilmesi mümkün mü? Kim bu şartlarda iyi sağlık hizmeti aldığını söyleyebilir. Kim ister 100.veya 150. hasta olarak muayene olmayı, hekimine güvenmediği için hastane hastane,doktor doktor dolaşmayı. Tüm bu istenmeyen ortama rağmen özel hastanelerde %200 lere varan katkı-katılım payları istenmesi, devlet hastanelerinde ve özellerde 5-8 TL muayene ücretleri. Eczanelerde 3 TL ve bunun yanında ilaç fark ücretleri sağlık hizmetinin hak olmaktan, paralı hale gelmesinin göstergeleridir. Son SUT düzenlemesi ile Fizik tedavi hizmetlerinin bir kısmının GSS den çıkarılmış olması Muayene odasında 5 dakika kalmanın, faturası eczanede ya da maaş da kesilen paralar; işin özeti budur.”