Saadet Partisi (SP) Gençlik Kolları Başkanı Onat: 'Zulüm asla ebedi olmayacaktır ve kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır'
Saadet Partisi Gençlik Kolları İl Başkanlığı tarafından Doğu Türkistan'da yaşanan gelişmelerle ilgili basın açıklaması yapıldı. Gençlik Kolları Başkanı Selçuk Onat; 'Bu zulmü asla kabul etmiyoruz. Bu zulmün ve vahşetin sona ermesi için Türkiye çapında ve uluslararası arenada her daim elimizden gelen gayreti göstereceğiz' dedi.
Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Bürüngüz Cami önünde toplanan parti üyeleri ve Doğu Türkistanlılar, ellerindeki bayrak ve afişlerle Çin'i protesto etti. Burada açıklamalarda bulunan Saadet Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Selçuk Onat; Doğu Tüskistan'daki vahşeti Türkiye ve uluslararası arenada duyurmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek; 'Doğu Türkistan; bizim için Filistin kadar mühim, Suriye kadar değerli ve Yemen kadar kıymetli bir meseledir. Bugün dünyanın adeta sus pus kesildiği, insanların yaşanan zulme gözlerini kapadığı, medyanın ambargo koyduğu, biz Müslümanların ise çaresizlik içinde takip ettiği Doğu Türkistan'dan ve Uygur Türkleri'nden bahsedeceğiz. Bizler, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın bütün zulümlerin karşısında ve tüm mazlumların yanında yer alırız. Zira bu çağda biz Müslümanların en önemli vazifesi toprakları ve egemenlik hakları gasp edilmiş halkları topraklarına ve haklarına yeniden kavuşturmak olmalıdır. Dizler; Dicle'nin kenarındaki kuzuyu dolar karşılığında kurtların insafına terk edemediğimiz gibi Yuan karşılığında da Doğu Türkistan'ı Çin zulmüne terk etmeyeceğiz. Sonuçları ne olursa olsun duruşumuzdan asla taviz vermeyeceğiz. Ekonomik, stratejik ve demografik sebeplerden ötürü Çin Halk Cumhuriyeti azılı dişlerini ve pençelerini Doğu Türkistan'a ve Uygur Türklerine geçirmiştir. Doğu Türkistan 200 yılı aşkın bir süredir Çin Halk Cumhuriyeti'nin zulmü altındadır. 7,5 milyondan fazla olan Uygur Türkleri zalimlerin ambargosu altında hayatlarını idame ettirmektedir. 5 Temmuz 2009'da yaşanan katliam dahil olmak üzere katliamlar, yargısız infazlar, keyfi gözaltı, keyfi tutuklama, işkence ve idam cezaları ile doğum kontrolü politikası nedeniyle gerçekleşen ölümler ve nükleer denemelerden kaynaklı yaşam hakkına yönelik ihlaller sistematik olarak devam etmektedir. Tek tipçi anlayışla özellikle Uygur olanlara ve Müslüman olanlara hayatın her alanında ve hassaten kamu kurumlarında hizmet alan veya veren pozisyonunda ve sokakta da ayrımcı politikalar, fiiller uygulanmaktadır. Uygur halkının yaşadığı bu sıkıntıları her türlü platformda dile getirecek ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin nasıl bir zulüm uyguladığını her yerde anlatacağız. Başta kendi yöneticilerimiz olmak üzere tüm Müslüman devlet idarelerini Çin'in uyguladığı zulmü kınamaya ve gerekli diplomatik girişimleri başlatmaya davet ediyoruz. Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak bir kez daha yinelemekte fayda görüyor ve ifade ediyoruz ki bu zulmü asla kabul etmiyoruz. Bu zulmün ve vahşetin sona ermesi için Türkiye çapında ve uluslararası arenada her daim elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Zulüm asla ebedi olmayacaktır ve kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır' dedi.
Doğu Türkistanlı vatandaşlar ise, Çin'in Doğu Türkistan'daki Müslümanlara uyguladığı zulme karşı mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.
Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Bürüngüz Cami önünde toplanan parti üyeleri ve Doğu Türkistanlılar, ellerindeki bayrak ve afişlerle Çin'i protesto etti. Burada açıklamalarda bulunan Saadet Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Selçuk Onat; Doğu Tüskistan'daki vahşeti Türkiye ve uluslararası arenada duyurmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek; 'Doğu Türkistan; bizim için Filistin kadar mühim, Suriye kadar değerli ve Yemen kadar kıymetli bir meseledir. Bugün dünyanın adeta sus pus kesildiği, insanların yaşanan zulme gözlerini kapadığı, medyanın ambargo koyduğu, biz Müslümanların ise çaresizlik içinde takip ettiği Doğu Türkistan'dan ve Uygur Türkleri'nden bahsedeceğiz. Bizler, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın bütün zulümlerin karşısında ve tüm mazlumların yanında yer alırız. Zira bu çağda biz Müslümanların en önemli vazifesi toprakları ve egemenlik hakları gasp edilmiş halkları topraklarına ve haklarına yeniden kavuşturmak olmalıdır. Dizler; Dicle'nin kenarındaki kuzuyu dolar karşılığında kurtların insafına terk edemediğimiz gibi Yuan karşılığında da Doğu Türkistan'ı Çin zulmüne terk etmeyeceğiz. Sonuçları ne olursa olsun duruşumuzdan asla taviz vermeyeceğiz. Ekonomik, stratejik ve demografik sebeplerden ötürü Çin Halk Cumhuriyeti azılı dişlerini ve pençelerini Doğu Türkistan'a ve Uygur Türklerine geçirmiştir. Doğu Türkistan 200 yılı aşkın bir süredir Çin Halk Cumhuriyeti'nin zulmü altındadır. 7,5 milyondan fazla olan Uygur Türkleri zalimlerin ambargosu altında hayatlarını idame ettirmektedir. 5 Temmuz 2009'da yaşanan katliam dahil olmak üzere katliamlar, yargısız infazlar, keyfi gözaltı, keyfi tutuklama, işkence ve idam cezaları ile doğum kontrolü politikası nedeniyle gerçekleşen ölümler ve nükleer denemelerden kaynaklı yaşam hakkına yönelik ihlaller sistematik olarak devam etmektedir. Tek tipçi anlayışla özellikle Uygur olanlara ve Müslüman olanlara hayatın her alanında ve hassaten kamu kurumlarında hizmet alan veya veren pozisyonunda ve sokakta da ayrımcı politikalar, fiiller uygulanmaktadır. Uygur halkının yaşadığı bu sıkıntıları her türlü platformda dile getirecek ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin nasıl bir zulüm uyguladığını her yerde anlatacağız. Başta kendi yöneticilerimiz olmak üzere tüm Müslüman devlet idarelerini Çin'in uyguladığı zulmü kınamaya ve gerekli diplomatik girişimleri başlatmaya davet ediyoruz. Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak bir kez daha yinelemekte fayda görüyor ve ifade ediyoruz ki bu zulmü asla kabul etmiyoruz. Bu zulmün ve vahşetin sona ermesi için Türkiye çapında ve uluslararası arenada her daim elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Zulüm asla ebedi olmayacaktır ve kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır' dedi.
Doğu Türkistanlı vatandaşlar ise, Çin'in Doğu Türkistan'daki Müslümanlara uyguladığı zulme karşı mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.