Saadet Partisi 6. Olağan İl Kongresi Yapıldı
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı'nın 6. Olağan İl Kongresi yapıldı. Yapılan kongrede seçime tek aday olarak mevcut başkan Baki Coşkun girdi. Kongrede konuşan Saadet Partisi Genel Başkan yardımcısı Mahmut Arıkan, 'Hükümetin söylemlerini samimi bulmuyoruz' dedi.
İl Kültür Müdürlüğü Salonunda düzenlenen kongreye Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Baki Coşkun ve parti delegeleri katıldı.
Kongreye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, “Bugün Saadet Partimizin 6. Olağan Kongresini gerçekleştiriyoruz. Tabi yılardır il başkanlığını yaptığım kongreye katılmak ayrı bir heyecan ve mutluluk verici bir durum. Yeniden il başkanı olacak arkadaşıma ve yönetimine de başarılar diliyorum. Gerek ülkemiz gerekse de dünyamız çok badireli bir süreçle karşı karşıya. İnşallah bundan sonraki süreçte Saadet Partimizin atacağı adımlarla, hükümete vereceği telkinlerle bu sıkıntılı sürecin bir an önce bitmesini temenni ediyoruz. Sağlık çok önemli ve tabi ki korona virüs belası ile uğraştığımız bir süreçle karşı karşıyayız. Öncelikle bu kongreyi yapan Kayseri teşkilatımıza ve Türkiye'nin birçok yerinde gerçekleştirilen kongrelerde tedbirlere azami derecede dikkat ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de tüm hemşerilerime de selam ve saygılar sunuyorum. Kayseri'de Saadet Partisi'nin birinci parti olması için ne gerekiyorsa yapılacak. Geçtiğimiz dönemlerde Saadet Partimiz, Mili Görüş Hareketimiz gerek yerelde gerekse de milletvekili seçimlerinde çok büyük başarılara imza atmış bir teşkilatımız. Bundan sonraki süreçte de tedbirlere uyarak, sahaya çıkacağız. Vatandaşımızı dinleyeceğiz, vatandaşımızın sorunlarını Ankara'daki hükümetimize ve Kayseri'deki iktidarın sorumlularına ileteceğiz. Bunların çözümü ile alakalı da takipçisi olacağız. Merhum Erbakan hocamızın sözünde dediği gibi teşhis ve tedavi ile alakalı en önemli partinin Saadet partisi olduğu kanaatindeyim” dedi.
“Tek adam olma anlayışı sorunlu bir anlayıştır”
Ekonomi Bakanı Berat Albayrak'ın istifasının bir günde kabul edilmesinin tek adam olmanın bir işareti olduğunu söyleyen Arıkan, “Ülkemiz ve bütün insanlık çok badireli bir dönemden geçmekte. Bizler inanıyoruz ki, içerisine düştüğümüz sıkıntıların yegane çözümü inancımızın bize emrettiği üzere hak ve adalete dayalı bir düzen kurmaktan geçmektedir. Milli Görüşçüler yarım asrı aşkın bir süredir, bütün insanlığın saadeti için büyük bir inanç ve gayretle bu ideal üzere çalışmaktalar. Erbakan Hocamızın liderliğinde ülkemize ve insanlığa büyük hizmetler sunan Milli Görüşçüler, hocamızın vefatından sonrada aynı aşk ve azimle bu gayretlerini devam ettirmekteler. Bu vesileyle karşılığını sadece Allah'tan umarak şerefli davamıza sadakatle bağlı kalan, her türlü zorlu şartlara rağmen aşk ve azimle çalışan şimdiye kadar görev almış yönetim kurulu kardeşlerime de yeni yönetimde yer alacak kardeşlerime de teşekkür ediyor, bu büyük nimetle bizleri izzet ve şeref sahibi kılan Cenab-ı Hakka hamd ediyorum. Oldukça karışık bir dönemden geçiyoruz. Öyle ki daha düne kadar ekonominin direksiyonunda bulunan Damat Berat bile ‘at izi it izine karıştı' diyerek istifa ediyor. Ülkenin en tepesinde bulunanlardan birinin bile bu derece karışıklıktan bahsettiği bir ortamda bırakın gelecek hakkında, bir yıl sonrası, bir ay sonrası, bir gün sonrası hatta bir saat sonrası için dahi öngörülerde bulunabilmenin imkanı kalmadı. Bu karışıklığın en önemli sebeplerinden biri ülkeyi kimsenin aklına ihtiyaç duymadan tek başıma idare ederim, benim iznim olmaksızın kimse bir şey yapmamalı diyen bir zihniyetin yönetmeye çalışmasıdır. Bu durum Damat Berat olayında açık açık kendini göstermiştir. İstifanın sosyal medyada yayınlanmasından sonra bir gün boyunca ne partiden, ne hükümetten ne de bunların kontrolündeki medyadan tek bir ses çıkmadı. Nihayet İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada Berat Albayrak'ın affını talep ettiği, Cumhurbaşkanının da bunu kabul ettiği bildirildi. İstifanın bir gün sonra affını istemek olarak belirtilmesi içinde bulunduğumuz durumun ne kadar vahim olduğunu göstermiştir. Bu açıklamayla denilmiştir ki, “Hiç kimse Cumhurbaşkanının izni olmaksızın istifa bile edemez. Göreve getiren de O'dur, görevden alacak da O'dur. O'nun damadı olsan bile kendi iraden ile hareket edemezsin” Kimse dillendirmeye cesaret edemiyor ama bu anlayış tek adamlığın da ötesinde itikadımız açısından da son derece sorunlu bir anlayıştır. Dünya tarihinde liderlerini kutsayan toplumlar, kutsanmasına da ses çıkarmayan liderler görülmüştür. Ancak ne toplumların ne de liderlerin hayırla yad edildikleri olmamıştır. Milletimiz maalesef bu sıkıntılı zihniyetin elinde her geçen gün kan kaybetmeye devam etmektedir. Bir toplumun huzurlu ve refah içerisinde yaşayıp yaşamadığını değerlendirmek için bakacağımız kriterlerin tamamında hızlı bir biçimde geriye doğru gitmekteyiz. Zihinlerimize kazıdığımız gibi adliye duvarlarına astığımız ‘Adalet Mülkün Temelidir' sözünün sözden öte hiçbir anlamının kalmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Bunu bizzat Sayın Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ve geçtiğimiz günlerde de Bülent Arınç dile getirmek zorunda kaldılar. Tabi bunu dile getirirken sanki ülkeyi 19 yıldır kendileri yönetmiyormuş da başka bir iktidar varmış gibi bir üslup kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.
“İktidarın söylemlerini samimi bulmuyoruz”
Adalet sisteminde açıkların oluştuğunu ve iktidarın söylemlerinin samimi olmadığını söyleyen Mahmut Arıkan, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Dün Ergenekon, balyoz soruşturmalarında ‘ülke bağırsaklarını temizliyor' diyenler, o soruşturmayı yöneten savcıya zırhlı makam aracı tahsis edenler de bugün reformdan bahsedenlerdi, aynı şekilde o hakimleri o savcıları kötü ilan edenler de bugün reformlardan bahsedenler oldu. 15 Temmuz sonrası yaşananlara hep birlikte şahit olduk. Kurunun yanında yaşın da yandığı nice davalar gördük. O davalarda kararların hakimlerin kendi hür iradeleriyle, anayasaya, yasalara, dosyadaki belgelere ve vicdanlarına göre karar verdiklerini kimse iddia edemez. Bütün bu yaşanan adaletsizliklerin baş müsebbipleri kendileri değilmiş gibi şimdi hak diyorlar, adalet diyorlar, özgürlük diyorlar. Herhalde ‘Ayarını bozduğun kantar, bir gün seni de tartar' sözü akıllarına geldi ki şimdi yeni bir U dönüşü hazırlığına başladılar ama biz biliyoruz ki hepimiz bu dünyada olmasa da öbür dünyada hem de ayarına hiçbir biçimde müdahale edemeyeceğimiz bir kantara çıkacağız. Buradaki kantara çıkmaktan korkanlara tavsiyemiz, asıl oradaki kantarı düşünmeleridir. Biz bu iktidarın son çıkışlarına inanmıyoruz, söylemlerini samimi bulmuyoruz.”
“Hükümet pandemi döneminde sınıfta kaldı”
Mahmut Arıkan geçen aylarda vaka sayılarının gizlenerek, farklı bir tablo oluşturduğunu söyleyerek, “Bir şehrin belediye başkanlığını kazanmak uğruna yıllarca meydanlarda lanetleyerek oy topladıkları terörist başının kırmızı bülten ile aranan kardeşini televizyona çıkarmaktan bile geri durmayanların, terörist başına elçi gönderip ondan aldıkları mesajı canlı yayında tüm ülkeye duyuranların, makamlarını korumak, daha doğrusu ayarını bozdukları o kantara çıkmamak için yapamayacakları şey yoktur. Bütün bunlara karşı teşkilatlarımızı ve tüm milletimizi uyanık olmaya, bu tür numaralara artık prim vermemeye davet ediyorum. Malum neredeyse bir yıldır bir salgın hastalığın pençesindeyiz. Bu salgına karşı da maalesef hükümet sınıfta kalmıştır. Bir ay öncesine kadar rakamları gizleyerek, pembe tablolar çizerek yürütmeye çalıştıkları siyaset bugün iflas etmiştir. Aldıkları tedbirlerin hiç birisi salgının hızla yayılmasına engel olamamaktadır. Bir avuç sağlık emekçimizin gece gündüz demeden verdiği mücadeleye minnettarız. Ancak artık onlar da çaresizliğin kucağındadır. Saklayarak, gizleyerek bir netice alınamadığı, iyiyiz demekle iyi olunamadığı görülmektedir. Bu hükümetin saklamakla, farklı göstermekle, insanları kandırması sadece pandemi ile de sınırlı değil biliyorsunuz. İşsizlik rakamlarından tutun, büyüme rakamlarına, enflasyon rakamlarına kadar her şeyi farklı gösteriyorlar. Çalışan kesimin ciddi bir kısmını oluşturan hizmet sektöründe milyonlarca insanımızın işsiz kaldığı bu pandemi sürecinde işsizliğin azaldığını açıklamaları bunun en bariz göstergesidir. Pazarda, markette fiyatlar pik yaparken biraz daha ileri gitseler enflasyonun düştüğünü iddia edecekler. Yaklaşık iki yıldır merkez bankası rezervlerinin eridiğini işin uzmanları bağıra çağıra söylerken algı yönetimiyle görevli olanlar bundan Cumhurbaşkanının haberinin olmadığını, Berat Albayrak'ın bunu gizlediğini bile iddia ettiler. Yani Reisin suçu yok, tüm suç damatta algısını oluşturmaya çalıştılar. Gelinen bu noktada bize çok önemli bir görev düşüyor arkadaşlar. Biz hakkın ve adaletin tesisi için bu güne kadar nasıl çalıştıysak bundan sonra da aynı şekilde çalışmalıyız, hatta daha çok, daha daha çok çalışmalıyız. Bütün gayemiz kantarın bozulan ayarını tamir etmek olmalı. AK Partinin bile ayarını kendilerinin bozduğu kantarda değil ayarı düzgün bir kantarda tartılmalarını temin etmeliyiz. Bu duygular içerisinde kongremizin hayırlı olmasını tekrar temenni ediyor. Hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Baki Coşkun da, “Şu an itibari ile Türkiye genelinde kongre dönemimiz geldi ve malum pandemi sebebi ile kongrelerimizi biraz ertelemek zorunda kaldık. Ortam biraz daha yumuşadığı için kongrelerimize devam ediyoruz. Bugün itibari ile Türkiye'de 5 ilimizde kongrelerimiz devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de Kayseri ilimiz. Bu kongre hazırlığını da yaklaşık 2 aydır sürdürüyoruz. İnşallah bugün de hayırla neticelendirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.