"İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmalıdır"
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Aralık Ayı İl Divan Toplantısına katılan Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, 'Türkiyemizin öncülüğünde İslam ülkeleri çıkacak, madem bu veto hakkını bu 5 ülke elinden kaçırmak istemiyor; ‘Öyleyse biz yeniden büyük bir İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı kuruyoruz' diye dünyaya ilan etmeliler' dedi.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nde gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Mahmut Arıkan, kentin en önemli sorununun toplumsal cinnet olduğunu vurguladı. Arıkan, “Maalesef son 5 yıldır ülkemiz kandırıldık, aldatıldık, yanılmışız siyasetiyle yönetiliyor. Şimdi bir de buna şehirlerimizi aldattık siyaseti eklendi. Endişemiz bugün şehirlere yapılan ihaneti yeni fark edenler, yarın yapacakları yanlışları fark ettiklerinde çok geç olabilir. Cumhurbaşkanımızın son günlerde sık sık kullandığı ‘Bir gece ansızın gelebiliriz' sözüne özellikle dikkat çekmek istiyorum. Maalesef şehirlerimizde kararlar bir gece ansızın alınmakta ve çok ciddi hatalar yapılmaktadır. Bugün Kayserimizin sizlerin de şahit olduğu birçok sorunu var. belki ilk akla gelen sorun çarpık kentleşme ve yapılaşma sorunu diyebiliriz. Ama bize göre en önemli sorun toplumsal cinnet hali sorunudur. Son yıllarda Kayseri'de meydana gelen; daha çok kadına, çocuğa, yaşlı ve engelliye yönelen fiziksel ve cinsel şiddet olayları en çok da önce ahlak ve maneviyat söylemiyle yola çıkan Saadet Partimizin birinci gündemini oluşturmaktadır. Yerel medyamızdan takip ettiğimiz kadarı ile her yeni olay bir sonrakine rahmet okutacak niteliktedir. Ayrıca insanlarımızın iletişimsizliği, birbirlerinden haberdar olmayışları bizim için önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. İnsanlar niçin bu duruma gelmektedir, ciddi bir şekilde sorgulanmalıdır. Bu konuda ilgili kamu kurumlarını özellikle davet ediyoruz. Yapılması ve olması gereken kucaklaşmak, kendinden olmayanı dışlamamaktır. Bunun dışında ülkemizde huzur ortamını bulmak mümkün değildir. Aramızdaki farklılıkları zenginlik olarak görür, kucaklaşırsak daha da güçleniriz. Ancak bu farklılıkları kin ve nefrete dönüştürürsek o zaman bizi bölmek ve parçalamak isteyenler hedeflerine ulaşmış olurlar' dedi.
Parti olarak Kayseri'de gördükleri yanlışlar karşısında görevlerini yapmaya devam ettiklerini vurgulayan Arıkan, 'Bugün Saadet Partisi mecliste değil, bugün sesimizi duyuracak imkanlardan yoksunuz. Ama biz Kayseri'de gördüğümüz yanlışlar karşısında görevimizi yapmaya devam ediyoruz. Bugün tek bir milletvekilimiz olmamasına rağmen, sesimizi kitlelere aktaracak imkanlardan mahrum olmamıza rağmen omuzlarımızdaki ağır yükü Kayseri teşkilatı olarak kaldırmaya gayret gösteriyoruz. Yerel yönetimler, ekonomi, dış politika, güvenlik konusunda ne söylediysek, kardeşlik hukuku gereği hangi tavsiyelerde bulunduysak gelinen süreçte maalesef hep haklı çıktık. Ancak şuanda haklı çıkmanın gururunu değil, üzüntüsünü yaşıyoruz. Biz kimseden ‘siz haklıymışsınız, özür dileriz' demesini beklemiyoruz. Hiç olmazsa uçurumun kenarında olduğumuz şu günlerde sesimize lütfen kulak verin. Milletimizin ve Kayseri'nin gerçek gündemini enine boyuna tartışıp, milletin yararına sonuçlara ulaşmanın zeminini lütfen hazırlayın' ifadelerini kullandı.
'İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmalıdır'
İl Divan Toplantısına katılan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç ise, Birleşmiş Milletler'de çıkan Kudüs kararının geçerli olması için İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın kurulması gerektiğini vurguladı. Bugüne kadar Birleşmiş Milletler'de 64 kez İsrail aleyhine karar alındığını fakat hiçbirinin uygulanmadığının altını çizen Tongüç, 'Bir türbülansın içinde olduğumuzu 7'den 70'e herkes görüyor. Şunu da biliyoruz ki bir plan adım adım yürütülmekte, netice itibariyle bu memleket evlatlarının canını acıtacak, sıkıntıya sokacak bir takım planların artık son noktasına geldiğini görüyor, gelişmeler karşısında heyecana kapılmadan yapmamız gereken çalışmaları yapma hususunda milli görüşçüler olarak en temel vazifemizi toplantılarımızda yerine getiriyoruz. İnanıyoruz ki milli görüşçüler üzerilerindeki vazifeyi ortaya koyduklarında Allah'ın izniyle planları ne kadar büyük olursa olsun onun çöpe atılma vaktinin yakın olduğunu biliyoruz. Siyonizm; planlarını kurmuş, etrafımızı bir ateş çemberi haline getirmiş olabilir. Ancak elhamdülillah bu millet var, bu millet varsa milli görüş var, milli görüş varsa siyonizmin planlarını bu ülkede kök salması mümkün değildir. Telaşa düştükleri için bu hadiseler hızlanmaya başladı. Çünkü vakit geldi, geçiyor. Ellerinde hiçbir şey olmadığı için telaşa kapılmış durumdalar ve hızlanmak istiyorlar. Kudüs meselesi bir iman meselesidir. ‘Niçin Türkiye bu konuyla fazla ilgileniyor' demek Türkiye'de yaşayan Müslümanlara hakarettir. Bizim Müslüman olarak ilgilenmemiz iman meselesidir. Bugün Kudüs hangi noktada ise İslam dünyasının neresinde olursa olsun insanımızın durumu aslında odur. Bu noktada bir takım girişimler oldu. ABD Başkanı Trump yapılmayacak bir işi, muhtemelen eline verilen bir takvim çerçevesinde -, hızlandırılmış bir uygulamayla Kudüs'ü başkent olarak tanıyacaklarını ve elçiliklerini oraya taşıyacaklarını ifade ettiler. Bunun üzerine Türkiye başta olmak üzere bir takım hareketlenmeler meydana geldi, Birleşmiş Milletler'de bir karar alındı. Bu kararla birlikte her şey bitecek mi? bu noktada bizim söyleyecek sözlerimiz var. atılan adımların netice verebilmesi için mevcut tehlikenin ne olduğunu görmek mecburiyetindeyiz. 1972'den bu güne 64 tane kararın İsrail aleyhine alındığını, İsrail aleyhine alınan kararların hiçbirinin uygulanmadığının altını çizmek istiyorum. Eğer biz son Birleşmiş Milletler'deki Müslüman ülkeler ve bazı batılı ülkelerin ortaya koyduğu tavırla ‘her şey oldu bitti' dersek meseleyi tam olarak idrak edememiş hale geliriz. Bugün bizim devamında beklediğimiz iki tane temel hareket noktası vardır. Eğer bu iki hareket noktası aktif hale getirilmezse bu yapılan şeyler hayalden öteye geçmeyen, sadece günü kurtarmaya yönelik atılan adım olmaktan kurtulamayacaktır. Birleşmiş Milletler'de bu tablo çıktığına göre hemen Türkiye'nin öncülüğünde İslam ülkeleri veto hakkını gasp etmiş olan 5 ülkenin ‘veto' hakkının derhal elinden alınması kararını bildirmeleri mecburiyeti vardır. Uyacaklar mı? Elbette bugüne kadar olduğu gibi uymayacaklarını görüyoruz. Uymayacaklarsa ikinci hamleyi başlatmak mecburiyetindeyiz. Yine Türkiyemizin öncülüğünde İslam ülkeleri çıkacak, madem bu veto hakkını bu 5 ülke elinden kaçırmak istemiyor; ‘Öyleyse biz yeniden büyük bir İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı kuruyoruz' diye dünyaya ilan etmeliler. Eğer bu yapılmazsa mevcut durumu geçiştirmeye yönelik birtakım aktivitelerin dışına çıkmayacaktır' diye konuştu.
Toplantıda ayrıca partiye katılanlara Tongüç ve Arıkan tarafından rozetleri takıldı.