Prof. Dr. Büyükçelik: 'Karbonhidrattan zengin beslenme kansere davetiye çıkarıyor
4 Şubat Dünya Kanser Günü ile ilgili açıklama yapan Kayseri Acıbadem Hastanesi Tıbbi Onkoloji ve İç Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, karbonhidrattan zengin beslenmenin kanser başta olmak üzere diğer hastalıkların gelişimi için de risk faktörü olduğunu söyledi.
Hızlı yaşam ile birlikte beslenme tarzının karbonhidrat ve yağdan zengin beslenmeye doğru evrildiğini belirten Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, porsiyon kontrolü de yapılmadığı zaman, beslenme biçiminin hastalıklara davetiye çıkarır hale geldiğini ifade etti. Çoğu insanın gün içinde sağlıklı beslenmediğini kaydeden Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Şimdi sabah kahvaltımıza bakalım; Bol miktarda ekmek, yağ, reçel ve bal oluyor. Sabah kahvaltınız her şeyden önce karbonhidrat ve kalori açısından zengin bir beslenme oldu. Birçoğumuz çalışıyoruz ve iş yerlerinde kendimizin hazırlayacağı yiyecekler olmuyor. Fastfoodlardan, lokantalardan ya da kebapçılardan yararlanıyoruz. Buradaki beslenme tarzımıza baktığımız zaman yine kalori, karbonhidrat ve yağdan zengin bir beslenme oluyor. Ancak akşam yemeklerini kendimiz yapabiliyoruz ki bunu da vakit yokluğundan dolayı hazır gıdalarla tamamlamış oluyoruz. Basit bir günlük beslenme gündeliğimizde aslında hiç de sağlıklı beslenemiyoruz. Yani meyve, sebze, protein ya da lifli gıdalar ve kalsiyumdan beslenme ön planda değil. Beslenmemizin çoğunluğu kalori, karbonhidrat ve yağlardan oluşuyor. Böyle olunca sadece kanser için değil, birçok hastalık için risk faktörü oluşuyor.” diye konuştu.
Doğal şekeri abartmadan tüketmek sağlıklı
Şekerin kanseri tetiklediğine dair yaygın görüşle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, şeker türü ve miktarı ile kanser arasında doğru orantılı bir ilişki olduğuna dikkat çekti. Doğal olan şekeri abartmadan tüketmenin hastalık nedeni olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Şerbetli bir tatlıyı haftalık ne kadar tüketebiliriz diye bakacak olursa, haftada bir iki defa ikişer dilim baklavayı geçmemesi lazım. Sütlü tatlıya baktığımızda da hafta iki veya üç defa birer kaseyi geçmemesi lazım. Ama biz tatlıyı neredeyse her gün tüketiyoruz. Böyle olunca obezite, diyabet, kanser riski artıyor. Bir de bunun üzerine sedanter yaşantıyı eklersek, yani hareketi azaltırsak kanser riskine davetiye çıkartmış oluyoruz. Sadece kanser için değil diğer bütün kronik hastalıklar için davetiye çıkartmış oluyoruz.” ifadelerini kullandı.