Prof. Dr. Topakkaya: 'Felsefe eğitimi diğer derslerdeki başarıyı artırıyor'
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arslan Topakkaya, felsefe derslerinin, öğrencileri ezber kalıplardan kurtarması ve alternatifli düşünmeyi öğretmesi bakımından diğer derslerdeki başarıyı artırdığını söyledi.
Dünyada yapılan araştırmalara göre, iyi felsefe eğitimi alan öğrencilerin diğer derslerde daha başarılı olduğunun görüldüğünü belirten Prof. Dr. Arslan Topakkaya, felsefenin en önemli özellikleri olan alternatifli, temellendirilmiş, gerekçelendirmiş düşünmenin söz konusu başarıyı sağladığını ifade etti. Prof. Dr. Topakkaya, “Rasyonel düşünme felsefenin olmazsa olmazıdır. Diğer bilim dalları için de rasyonel düşünme çok önemlidir. Bilim felsefesi dediğimiz şey zaten diğer fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilimlere yöntem hazırlayan bir alandır. Dolayısıyla felsefi düşünebilme yeteneğine sahip bir bireyseniz diğer alanlarda başarısız olmanız zaten mümkün değil. Çünkü rasyonel düşünme, alternatifli düşünme nedir biliyorsunuz, eleştirel düşünmeyi öğrenmiş durumdasınız ve size sunulan her şeyin doğru ve gerçek olmayacağı şüphesiyle hareket ediyorsunuz. Ki, bu bilimsel bir tavırdır ve objektifliğin gereği budur. Dolayısıyla bu dört özelliği kavrayan insanın matematik, fizik, kimya, biyoloji gibi diğer temel bilimlerde ve diğer sosyal bilimlerdeki sosyal bilimler felsefenin çocuğudur, başarısız olması hemen hemen imkansızdır” diye konuştu.
'‘Değerler eğitimi' dersi önce felsefeciler tarafından verilmeli'
Ortaokullardaki ‘değerler eğitimi' dersinin felsefeye yakın bir alan olduğunu, ancak dersin yalnızca ilahiyat kökenli öğretmenler tarafından verilmesinin eksiklik olduğunu dile getiren Prof. Dr. Arslan Topakkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlahiyatçılar tabii ki manevi değerleri öğretsin ama bundan önce bir felsefeci, bu değerlerin ne olup olmadığını öğrenciye hatırlatsın; neye değer diyoruz, neden bir şeye değer deniyor, değerlerin hayatımızdaki yeri ve amacı nedir, bunları öğrenciye felsefi olarak verdikten ve öğrenci özümsedikten sonra ilahiyatçılar değerlerin neler olduğunu anlatmalıdır. Milletimizin felsefecilerin genelde tuhaf insanlar, değerlerle işi olmayan kişiler olduğu ve o yüzden onlardan öğrencilerimizi koruyalım, şeklinde bir takım kaygıları olduğunu biliyoruz. Ama bu düşünce çok yanlış bir düşünce. Felsefenin ne insanı dindar etme ne de dinsiz etme kaygısı vardır. Ama bir ortaokul öğrencisine neye değer denir sorusunun yanıtını vermeden, manevi değerleri öğretmeye çalışmak yanlış ve eksik olur. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunmak gerekirse, değerler eğitimi dersi hem ilahiyatçılar hem de felsefeciler tarafından verilmelidir.”
'Liselerdeki felsefe dersleri yalnızca felsefe mezunları vermeli'
Liselerde ise felsefe derslerinin 2 saatten 4 saate çıkarılmasını olumlu bulduklarını, ancak ilahiyat, sosyoloji ya da psikoloji mezunlarının felsefe eğitimi vermesinin pedagojik açıdan doğru olmadığını vurgulayan Topakkaya, “Bir kere felsefe ciddi bir şeydir. Felsefeyi öğretmek, öğrenciye kavratmak, bu branşın dışındakilerin yapabileceği bir şey değildir. Bir sosyoloji, ilahiyat, psikoloji mezunu felsefe dersini veremez. Bu anlamda da yine MEB'e çağrıda bulunmak gerekirse, felsefe derslerini yalnızca pedagojik formasyon almış olan felsefe mezunlarının vermesi gerekir. Böylece 4 saate çıkarılmış olan felsefedeki oluşacak açık da, zaten istihdam sıkıntısı yaşayan felsefe mezunlarından karşılanacaktır” dedi.
'Lise çağında felsefe eğitimi şahsiyeti geliştiriyor'
Lise çağında felsefe dersi almanın, öğrencinin şahsiyetinin gelişmesinde önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arslan Topakkaya, “Öğrencileri ortalama olarak 15-16 yaşında liseye başlıyor, yani tam ergenlik çağları ve gencin, hayatın anlamını ve kendisinin ne olduğunu sorduğu ve tam şahsiyetinin gelişme yaşı. Dolayısıyla biz bu önemli olan sorgulamanın kıymetini ve değerini bilmeliyiz. Bu sorgulamada felsefe dersleri kesinlikle öğrenciye katkıda bulunacaktır. Üniversite birinci sınıftaki öğrencilerimizde görüyorum, şahsiyetleri tam olarak gelişmemiş, olgunlaşmamış. Çünkü öğrenci lisede bu sorgulamayı yapacak bir alan bulamamış. Tam bu noktada öğrencileri kavrayıp çoklu, alternatifli, temellendirilmiş ve gerekçelendirilmiş düşünme özelliğini öğrencilerimize verebiliriz. Ama tek şartla; kendilerine felsefe eğitimini ciddi olarak verebilirsek” ifadelerini kullandı.