ORTADA ZAM DİYE BİR ŞEY KALMADI
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) kitlesel basın açıklaması yaparak hükümet, Memur –Sen ve Erciyes Üniversitesi rektörlüğüne tepki gösterdi. SES Şube Başkanı Orhan Karakaya, hükümet ile Memur-Sen arasında geçen yıl imzalanan toplu iş sözleşmesinin bir ihanet sözleşmesi olduğunu vurgulayarak, “Ağustos 2014 enflasyon oranı tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 9.54 olarak gerçekleşmiş, yılsonu itibarıyla enflasyonun yüzde 10'nun üzerine çıkacağı bugünkü rakamlardan, hayat pahalılığından anlaşılmaktadır. Yani 2014 maaş zamları çoktan buharlaşmıştır. Ortada zam diye bir şey kalmamıştır” dedi.
Sağlık çalışanları, Erciyes Üniversitesi personel yemekhanesi önünde bir araya gelerek, hükümete, Memur Sen'e ve sendikalar arasında ayrım yaptığını öne sürdükleri Erciyes Üniversitesi rektörlüğüne tepki gösterdi. SES Şube Başkanı Orhan Karakaya, burada yaptığı açıklamada, memurların ücretlerinin enflasyon karşısında eridiğini vurgulayarak, “Hükümet ile Memur-Sen arasında geçen yıl imzalanan toplu iş sözleşmesi uyarınca 1 Ocak 2014'ten geçerli olmak üzere kamu emekçilerinin maaşlarında net 125 lira, memur emeklisinin aylıklarında da seyyanen 140 lira artış yapılmış, bu oran yüzde5-6 ya tekabül etmektedir. Aynı toplu sözleşmede ilk defa 2014 yılı için enflasyon farkı ödenmemesi de kararlaştırılmıştır. Ağustos 2014 enflasyon oranı tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 9.54 olarak gerçekleşmiş, yılsonu itibarıyla enflasyonun yüzde 10'nun üzerine çıkacağı bugünkü rakamlardan, hayat pahalılığından anlaşılmaktadır. Yani 2014 maaş zamları çoktan buharlaşmıştır. Ortada zam diye bir şey kalmamıştır.Bugüne kadar yüzde1 de olsa her yıl enflasyon zammı alan kamu emekçileri, hesap kitap bilmeyen, en temel matematik bilgilerinden bile yoksun olan hükümet yandaşı Memur Sen konfederasyonu yüzünden, ilk defa enflasyon farkı alamamış, enflasyon oranının hızla artması nedeniyle, bugüne kadar yaşanabilecek en büyük mağduriyetle karşı karşıya bırakılmıştır. Verilen zam yüzdesi ile gerçekleşen enflasyon oranı arasında en az yüzde 5-6 fark vardır. Buda bir kamu emekçisinin en az 60 TL ile 100 TL arasına kayıp yaşadığını göstermektedir. Biz kamu çalışanlarının cepleri de bu durumu göstermektedir.”
HÜKÜMETLER BİZDEN ÇALMASIN
Açıklamasının devamında enflasyon farklarının ödenmesinin kalkmasına tepki gösteren Karakaya, “Toplusözleşme görüşmelerinde ve sonrasında konfederasyonumuz KESK'in tüm uyarılarına rağmen, daha önceki sözleşmelerde var olan maaşları erimekten kurtaran enflasyon farkı ödenmesi hükmü, Memur-Sen'in 2014 yılı için onay verdiği net 125 TL'lik seyyanen zamdan ötürü yer almamıştır. Yılın ikinci altı ayında sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin satın alma gücü yılbaşına göre çok daha fazla azalacak olması ve vergi dilimi uygulaması nedeniyle kamu emekçilerinin 2014 yılında fiilen en az yüzde 6 gelir kaybı yaşaması kaçınılmaz görünmektedir. Bizlere yüzde 6 ya denk gelen zam veriliyor, enflasyon yüzde10 oluyor. Üstelik birde elektrik ve doğalgaza yüzde 9 zam yapılıyor. Birde üstüne vergi dilimine girdiniz diye maaşlarımızdan kesintiler yapılıyor. Bu yaşadığımız duruma bakınca hükümetler bizlerden çalmasın, bizleri vergilerle soymasın onlardan zam mam istemiyoruz. Bu yıl enflasyon farkı ödenmediği gibi, aile ve çocuk yardımı ile doğum ve ölüm yardımı ödemelerinde de 2013 yılı rakamları esas alınacaktır. Bu durum Memur Sen'in 2,5 milyon kamu emekçisi ve emekliyi mağdur ederek, bir kez daha hükümetin sendikası olma görevini yerine getirdiğini göstermektedir. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, Hükümet ve Memur Sen arasında imzalanan ve şimdiden tarihin en kötü toplusözleşmesi olarak nitelendirilen bu “ihanet sözleşmesini” asla unutmayacaktır. Tüm kamu emekçilerine, emeklilerimize 2014 enflasyon farkı kadar ‘ek zam' ödenmesini, enflasyon farkından kaynaklanan “ek zam” oranının 2015 bütçesi içinde yer almasını; başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, kamu emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı bütün ekonomik mağduriyetlerin giderilmesini, son 12 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmasını; ek ödemelerin tamamının temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmasını, vergi dilimi uygulamasının sabitlenerek, düşürülerek ücretlerimizde yaşanan erimenin, yapılan soygunun önüne geçilmesini istiyoruz.”
Karakaya, açıklamasının son bölümünde ise Erciyes Üniversitesi rektörlüğüne tepki gösterdi. Üniversite yönetiminin sendikalar arasında ayrım yaparak, SES'in çalışmalarını kısıtlamaya çalıştığını vurgulayan Karakaya, kendilerinin çalışanlarının hakkını savundukları için üniversite yönetiminin böyle bir uygulamaya gittiğini öne sürdü. Karakaya, diğer sendikalara stant açma izni veren üniversite yönetiminin kendilerine gelince izin vermediğini belirterek, sendikal çalışma yapmak için izin almaya gerek olmadığını vurguladı. Haber / Foto : Nejdet KALA