"ÖCALAN'IN AFFI İSTENİYOR"
MHP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, MHP Milletvekili Engin Alan'ın Öcalan'ın serbest bırakılması karşılığında rehin tutulduğunu iddia etti. Halaçoğlu, Alan'ın serbest kalmasını istediklerini; ancak bu yöndeki bir gayrete ve karara da karşı çıkacaklarını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, CNN Türk'te katıldığı Aykırı Sorular'da gündeme ilişkin soruları cevapladı ve çarpıcı açıklamalar yaptı. Cezaevinde tutuklu milletvekilinin bulunmadığını tek istisnanın ise MHP Milletvekili Engin Alan olduğunu söyleyen Halaçoğlu, milletvekillerinin rehin tutulduğunu iddia etti. Halaçoğlu, “Engin Alan'ın içeride kalmasını hiçbir zaman istemiyoruz. Onunla birlikte, en baştan tutukluluk halinden bugüne kadar serbest kalması için çok girişimlerde bulunduk. O sıralarda kimse yanaşmadı buna. Özellikle 17 Aralık'tan sonraki süreçte çok farklı bir durum ortaya çıktı. Tutuklu vekillerin serbest bırakılması için Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurulara bakarak serbest bıraktı. Bu noktada biz Engin Alan Paşa'nın bu süreçte rehin pozisyonunda tutuluyor. Açıkçası mahkum olmuş PKK'lıların ve Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması için bir rehin hüviyetinde tutulduğunu düşünüyoruz. Bakıyorsunuz şu anda serbest bırakılan milletvekillerin mahkûmiyet kararlarına rağmen, bu isimlerin cezaları yıllarca onanmadı. Jet hızıyla onanan tek isim Engin Alan'dır. Sabahat Tuncel için neden beklendi bu. Cezaevinden çıkarıldı milletvekili oldu, tekrar seçildi 17 Aralık'a kadar da bu onanmadı. Engin Alan'ın serbest bırakılmasını istiyoruz ama bunun genel affa götürülerek Öcalan ile birlikte serbest kalmasını istemiyoruz. Eğer yapılacaksa Cumhuriyet Başsavcısı'nın Ceza Genel Kurulu'nda verilen, gösterilen delillerde şüphe bulunduğunu açıklaması üzerine Yargıtay'ın bu onama kararı düşüyor. Getirilecekse bu şekle getirilsin.'
SAVCI ÖZ'E TEHDİT İDDİALARI!
Halaçoğlu, 17 Aralık operasyonunu başlatan ve sonrasında tartışmaların odağında bulunan Savcı Zekeriya Öz'ün, ' Hakkımdaki bu iddiaları sayın Başbakan tarafından açıklanmadan önce yüksek yargı kökenli olan, daha önceden tanıştığım ve saygı duyduğum iki kişi bizzat sayın Başbakan tarafından bana çok kızgın olduğunu hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden özür dilemem gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun sonuçlarının benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi, bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler. Tehdit niteliğindeki bu haberi getiren değerli kişilere; soruşturmanın benim dışımda vicdanları ve kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından yürütüldüğünü, başıma gelebilecek en kötü şeyin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun benim için şeref olacağını ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok zarar göreceğim tarafıma söylendi” yönündeki açıklamaları ile ilgili olarak da, “Kendisi bir savcı. Tehdit edildiyse edenler hakkında neden işlem yapmamış? Hemen o kişiler hakkında işlem yapması gerekirdi. Sürecin doğru anlaşılması için her iki tarafında kamuoyunu açıkça bilgilendirmesi yani olan biteni açıklaması lazım' dedi.