Nuri Ürkündaş: '28 Şubat'ta Türkiye Demokrasisine büyük bir darbe vuruldu'
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Nuri Ürkündaş, 28 Şubat 1997 tarihinde yaşanan olaylarla ilgili yaptığı basın açıklamasında, '28 Şubat'ta Türkiye Demokrasisine büyük bir darbe vuruldu' dedi.
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı Toplantı Salonunda gerçekleşen toplantıya Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Nuri Ürkündaş, il yönetimi ve basın mensupları katıldı.
28 Şubat'ta demokrasi karşıtı tarafların, 15 Temmuz'da da yüzlerce insanın ölümüne sebep olduklarını söyleyen Ürkündaş, 'Türkiye Cumhuriyetinin en başarılı hükümetine karşı, bundan tam 23 yıl önce 28 Şubat 1997 tarihinde yürütülen dış destekli çirkin kampanyalarla, bu milletin tarihine kara bir leke olarak eklenen adına postmodern darbe dedikleri 28 şubat darbesini bu aziz milletimiz hiçbir zaman unutmadı, unutmayacak ve unutturmayacak. Milletimizin hür iradesiyle, 1995 seçimlerinde Türkiye'nin birinci partisi olmuş bir partiye, Milli görüş zihniyetine sahip olan Refah Partisi'ne yapılanlar, o zamana kadar demokrasi havariliği yapanların gerçek yüzlerini ortaya çıkardı. Kendilerini milli iradenin üzerinde görenler aynı 27 Mayıs 1960'ta,12 Mart 1971'de,12 Eylül 1980'de olduğu gibi 28 Şubat 1997'de de sahneye çıktılar ve Türk demokrasisine büyük bir darbe vurdular. Ekonomik alanda yapılan atılımlar, işçiye, memura, emekliye verilen o güne kadar görülmemiş zam oranları, denk bütçe sonucu devletin kasasının fazla vermesi, ekonominin reel bir yapıya bürünmesi, içte ve dışta spekülatörlerin ve güç odaklarının rahat bir şekilde at oynatamaması 'Beşli Çete'leri harekete geçirdi. Milletimizin 'Peygamber Ocağı' olarak bildiği, gözbebeğimiz ordumuz içindeki bazı üst düzey komutanlar bile bu sürece dhil edildi. O zaman Cumhurbaşkanı olan Demirel, irtica ile mücadele etmesi için Erbakan hocamıza baskı yapıp hükümeti yıpratmış, darbecilerle çalışmıştır. Muhalefetteki siyasi parti liderleride anti demokratik tutum sergileyip postmodern darbe yapacak olanlara beyanatlarıyla ve davranışlarıyla destek olmuşlardır. O günkü siyasi parti liderleriyle görüşen başbakan Erbakan MGK nın toplantısında dayatılan kararların anti demokratik ve yasadışı olduğunu siyasiler olarak bu kararlara topluca karşı durmamız gerekli dese de Tansu Çillerin dışında kimse destek vermemiştir. O günkü siyasi liderlerin neler söyledikleri kayıtlarda mevcuttur. ABD Dışişleri Bakanı Warren Christphoper'in Ekim 1996'da Türkiye'ye, komşu ülkelerin ABD elçiliklerine ve ABD üst kurumlarına gönderdiği 12958 numaralı kriptoda ifade edilen, Refah Partisi'nin ABD'nin çıkarlarına engel olduğu ve iktidardan uzaklaştırılması gerektiğine dair talimat, Refahyol İktidarının hangi odaklar tarafından yıkıldığının en önemli delili değil midir? Aynı odaklar daha yeni 15 Temmuz da darbe teşebbüsünde bulunup yüzlerce insanımızın şehit olmasına ve yaralanmasına sebep olup, binlerce insanımızın mağdur olmalarına sebep olmuşlardır' dedi. .
Ürkündaş, Saadet Partisi'nin merhum lideri Necmettin Erbakan'ın o dönemde dahi halkı sükunete davet ettiğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
'28 Şubat sonrası neler yaşandı kısaca bahsedelim. 4 Mart'ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı. '13 Mart'ta Başbakan Necmettin Erbakan, medya tarafından MGK kararlarını imzaladı' şeklinde sunuldu ve kamuoyu yanıltıldı. Kararların, Erbakan Hocamız tarafından imzalanmadığı 2013'te başlatılan '28 Şubat Post Modern Askeri Darbesi Davası' soruşturmasında Erbakan'ın MGK tutanakları incelenerek teyit edildi. Nitekim o dönemde katıldığı bir televizyon programında bu bilgiyi teyit etmiş, gazetecilerin kandırıldığını söylemiştir. 21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Refah Partisinin ''Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini' irtica ve laiklik karşıtlığı yaptığını söyleyerek, Refah Partisi'nin kapatılması için dava açtı. 8 ay süren dava sonrasında 16 Ocak 1998 de refah partisi kapatıldı. 28 Şubat'ta 9 saat boyunca kaldığı, kendisine dayatmaların yapıldığı o MGK toplantısı ve refah partisinin kapatılmasında büyük bir devlet adamlığı davranışı sergileyerek, kucaklayıcı, şefkat ve merhamet dolu bir üslup ve tarz ile açıklamalar yapan merhum liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan, bu günlerde daha çok sükûnete ve sağduyulu davranmaya ihtiyacımız var demiştir. Yaşanan olayların hayat akışı içerisinde bu şanlı tarihimizde bir nokta kadar değeri yoktur diyerek halkımızı sükûnete davet etmiştir. Sonuç olarak, 28 Şubat'ın bin yıl süreceğini iddia edenler bilmelidirler ki, biz milli görüşçüler buradayız ve kıyamete kadar burada olmaya devam edeceğiz ama sizler darbeciler, yıllar sonra bu milletin hafızasında milletin iradesine kasteden zavallılar olarak kalacaksınız. Gün gelecek devlet, milletiyle kaynaşacak ve herkes birbirini kucaklayacaktır.'
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı Toplantı Salonunda gerçekleşen toplantıya Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Nuri Ürkündaş, il yönetimi ve basın mensupları katıldı.
28 Şubat'ta demokrasi karşıtı tarafların, 15 Temmuz'da da yüzlerce insanın ölümüne sebep olduklarını söyleyen Ürkündaş, 'Türkiye Cumhuriyetinin en başarılı hükümetine karşı, bundan tam 23 yıl önce 28 Şubat 1997 tarihinde yürütülen dış destekli çirkin kampanyalarla, bu milletin tarihine kara bir leke olarak eklenen adına postmodern darbe dedikleri 28 şubat darbesini bu aziz milletimiz hiçbir zaman unutmadı, unutmayacak ve unutturmayacak. Milletimizin hür iradesiyle, 1995 seçimlerinde Türkiye'nin birinci partisi olmuş bir partiye, Milli görüş zihniyetine sahip olan Refah Partisi'ne yapılanlar, o zamana kadar demokrasi havariliği yapanların gerçek yüzlerini ortaya çıkardı. Kendilerini milli iradenin üzerinde görenler aynı 27 Mayıs 1960'ta,12 Mart 1971'de,12 Eylül 1980'de olduğu gibi 28 Şubat 1997'de de sahneye çıktılar ve Türk demokrasisine büyük bir darbe vurdular. Ekonomik alanda yapılan atılımlar, işçiye, memura, emekliye verilen o güne kadar görülmemiş zam oranları, denk bütçe sonucu devletin kasasının fazla vermesi, ekonominin reel bir yapıya bürünmesi, içte ve dışta spekülatörlerin ve güç odaklarının rahat bir şekilde at oynatamaması 'Beşli Çete'leri harekete geçirdi. Milletimizin 'Peygamber Ocağı' olarak bildiği, gözbebeğimiz ordumuz içindeki bazı üst düzey komutanlar bile bu sürece dhil edildi. O zaman Cumhurbaşkanı olan Demirel, irtica ile mücadele etmesi için Erbakan hocamıza baskı yapıp hükümeti yıpratmış, darbecilerle çalışmıştır. Muhalefetteki siyasi parti liderleride anti demokratik tutum sergileyip postmodern darbe yapacak olanlara beyanatlarıyla ve davranışlarıyla destek olmuşlardır. O günkü siyasi parti liderleriyle görüşen başbakan Erbakan MGK nın toplantısında dayatılan kararların anti demokratik ve yasadışı olduğunu siyasiler olarak bu kararlara topluca karşı durmamız gerekli dese de Tansu Çillerin dışında kimse destek vermemiştir. O günkü siyasi liderlerin neler söyledikleri kayıtlarda mevcuttur. ABD Dışişleri Bakanı Warren Christphoper'in Ekim 1996'da Türkiye'ye, komşu ülkelerin ABD elçiliklerine ve ABD üst kurumlarına gönderdiği 12958 numaralı kriptoda ifade edilen, Refah Partisi'nin ABD'nin çıkarlarına engel olduğu ve iktidardan uzaklaştırılması gerektiğine dair talimat, Refahyol İktidarının hangi odaklar tarafından yıkıldığının en önemli delili değil midir? Aynı odaklar daha yeni 15 Temmuz da darbe teşebbüsünde bulunup yüzlerce insanımızın şehit olmasına ve yaralanmasına sebep olup, binlerce insanımızın mağdur olmalarına sebep olmuşlardır' dedi. .
Ürkündaş, Saadet Partisi'nin merhum lideri Necmettin Erbakan'ın o dönemde dahi halkı sükunete davet ettiğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
'28 Şubat sonrası neler yaşandı kısaca bahsedelim. 4 Mart'ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı. '13 Mart'ta Başbakan Necmettin Erbakan, medya tarafından MGK kararlarını imzaladı' şeklinde sunuldu ve kamuoyu yanıltıldı. Kararların, Erbakan Hocamız tarafından imzalanmadığı 2013'te başlatılan '28 Şubat Post Modern Askeri Darbesi Davası' soruşturmasında Erbakan'ın MGK tutanakları incelenerek teyit edildi. Nitekim o dönemde katıldığı bir televizyon programında bu bilgiyi teyit etmiş, gazetecilerin kandırıldığını söylemiştir. 21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Refah Partisinin ''Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini' irtica ve laiklik karşıtlığı yaptığını söyleyerek, Refah Partisi'nin kapatılması için dava açtı. 8 ay süren dava sonrasında 16 Ocak 1998 de refah partisi kapatıldı. 28 Şubat'ta 9 saat boyunca kaldığı, kendisine dayatmaların yapıldığı o MGK toplantısı ve refah partisinin kapatılmasında büyük bir devlet adamlığı davranışı sergileyerek, kucaklayıcı, şefkat ve merhamet dolu bir üslup ve tarz ile açıklamalar yapan merhum liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan, bu günlerde daha çok sükûnete ve sağduyulu davranmaya ihtiyacımız var demiştir. Yaşanan olayların hayat akışı içerisinde bu şanlı tarihimizde bir nokta kadar değeri yoktur diyerek halkımızı sükûnete davet etmiştir. Sonuç olarak, 28 Şubat'ın bin yıl süreceğini iddia edenler bilmelidirler ki, biz milli görüşçüler buradayız ve kıyamete kadar burada olmaya devam edeceğiz ama sizler darbeciler, yıllar sonra bu milletin hafızasında milletin iradesine kasteden zavallılar olarak kalacaksınız. Gün gelecek devlet, milletiyle kaynaşacak ve herkes birbirini kucaklayacaktır.'