Nezaket...
Üslupta Nezaket..
Sosyal hayatta Zerafet..
Toplumsal hayatta Centilmenlik..
Söylemde Seviye..
Hayatın her alanında Seciye..
İkili ilişkilerde ve toplumsal ortamlarda Tatli Dil..
Uygulamalarda zamanlama..
Bunlar, her ferdin hayatta dikkat etmesi gereken ve toplumu yaşanabilir kılmanın olmazsa olmazlarıdır.
Bunların tamamına Anadoluda, ‘Yakışanı yapmak' denir.
Ne mi demek istiyorum, anlatayım;
Seçimlere 90 gün kala, “Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevine Refik Tuzcuoğlu” atandı haberini görünce yukarıdaki değerleri hatırlatma ihtiyacı hissettim.
Refik Tuzcuoğlu'nun, Mehmet Özhaseki'nin en yakınındaki isim olduğunu bilmeyen yoktur.
Bu atamanın da “Şimdiden Belediyenin uygulamalarını kontrol altına almak” anlamına geldiğini söylemeye gerek yoktur..
Yani şu saatten sonra, seçim sabahına kadar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu'dur.
Oysa Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde, Ak Partili başkanların göreve getirdikleri bir ekip vardır.
Zaten Tuzcuoğlu'nun seçimlerden sonra Belediyede bir üst göreve getirileceğini biliyorduk.
Zira Sayın Tuzcuoğlu, Mehmet Özhaseki'nin ‘Sır Küpü'dür.
Bakan olur olmaz müsteşar yardımcılığına getirip yanıbaşına oturttuğu adamdır.
Kayseri'de ‘Gülen Yüzler Projesi'nin mimarıdır.
Ama zamanlama manidardır.
Sayın Özhaseki bu atamayı sağlamakla mevcut belediye yönetimine “Sizin yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza güvenmiyorum” mesajı vermiştir.
Bir de madalyonun öteki yüzü vardır.
Hadi seçimleri kaybettiğinizi düşünelim, Mansur Yavaş gelip Büyükşehir Belediye Başkanlığına oturdu diyelim.
O zaman yapacağı ilk uygulamanın, Genel Sekreteri değiştirmek olacağını da mı hiç düşünmediniz.
Oldu olacak, Kemalettin Cengiz Tekinsoy'u de yanına Genel Sekreter Yardımcısı, Bizim Hayatiyi de, Özel Kalem Müdürü yapın da tam olsun.
Bana göre olmadı, partililerinize göre olmadı, siyaseti bilenlere göre olmadı Sayın Özhaseki.
Zamanlama kuralını ihlal ettiniz.
Şık bir atama gibi kabul edilmedi bu uygulama.
Ha bir de “Üniversitede okurken biz Devlet Beye, Devlet Abi derdik” sözünüz var ki, dinlerken yüksek sesle bir kahkaha atmışım, çevremdekiler bana ‘delir mi ne' gibi baktılar.
Devlet Abin Ankara'da, sen İstanbul'da tahsil görüyordun Sayın Özhaseki.
Ama Allah var, üniversite yıllarında iyi bir ülkücü olduğuna şahadet edecek çok isim var.
Ama, AKP'den belediye başkanı seçildikten sonra da değiştiğini söyleyenlerin de haddi hesabı yok.
Özellikle AKP'li gençlere konferans verirken söylediğin, “Gençliğimde ben de ülkücüydüm. Ama sonra baktım ki, Ülkücü Hareket koskoca uluslar arası bir büyük oyun, bizler de bu oyunun piyonlarıyız, ben de bu hareketten koptum” sözleriniz duvarda asılı duruyor.
Hele, “Mansur Yavaş'ı, yanıma gelse daire başkanı yapmam” sözünüz varya, hiç mi hiç yukarıdaki tanımlara uymadı Sayın Özhaseki.
Hadi şimdi Mansur Yavaş çıkıp, “Ben seçilirsen Sayın Özhaseki'yi Çevre ve Şehircilik Daire Başkanı yaparım” derse ne diyeceksiniz.
O nedenle tüm adaylara bir kez daha hatırlatıyorum;
Lütfen nezaket, lütfen letafet, lütfen centilmenlik, lütfen seviye ve lütfen Seciyenize dikkat edin..