MHP'li Özdemir: Senaryo değil!
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Azerbaycan ile ilgili açıklama yaptı. Detaylar Kayseri haber bülteninde.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir Azerbaycan Ermenistan krizi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Özdemir “Zengezur Koridoru bir senaryo değil, Azerbaycan'ın öz hakkıdır. Bu durumu jeopolitik değişiklik olarak yorumlamak ise art niyetli bir tutumdur.” İfadelerimi kullandı.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir Özdemir Azerbaycan Ermenistan krizi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulundu Özdemir “Zengezur Koridoru bir senaryo değil, Azerbaycan'ın öz hakkıdır. Bu durumu jeopolitik değişiklik olarak yorumlamak ise art niyetli bir tutumdur. Bölge gerçeklerini görememek ve kabullenememektir. Türkiye, Şuşa Beyannamesi ile Azerbaycan'a olan taahhütünü her yönüyle ortaya koymuş ve “tek millet iki devlet” gerçeğiyle Azerbaycan'a karşı gerçekleştirilecek her türlü düşmanca eylemi kendisine yapılacağı kabulüyle hareket edeceğini ilan etmiştir.” dedi.
MHP'li İsmail Özdemir, şu ifadeleri kullandı:
İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan anlaşma hükümlerince, tarafların birbirlerine taahhütleri uluslararası kamuoyuna da ilan edilmişti. Buna rağmen aradan geçen süre boyunca Ermenistan tarafının anlaşmanın hilafına hareket etmesiyle beraber, bölgede bulunan Ermeni teröristleri engelleyememesi ve özellikle de Hankendi konusunda takındığı kışkırtıcı tutum da, bölgedeki gerginliğin tırmanmasına neden olmuştur. Ermenistan tarafı aynı süre zarfında yükümlülüklerini yerine getirmekten ziyade süreci oyalayıp, Azerbaycan'ın haklı taleplerine rağmen İran, Hindistan ve Fransa'dan temin ettiği ilave askeri ekipmanlarla bölgede yeni askeri yığınak yapmaya da koyulmuştur. Gelinen aşamada Hankendi'de yapılan sözde seçimlerle bir kez daha barış hilafına eylemler yürütüldüğünü gözler önüne sermiştir.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında süregelen gerginlikte açıktan taraf olduğunu her yönüyle ortaya koyan İran'ın tutumuysa hiçbir surette kabul edilebilir değildir. Azerbaycan'ın diplomatik misyonlarına İran'da terör saldırısı olduğunda bunu engelleyemeyen ve Azerbaycan'a karşı faaliyet gösteren terör gruplarına hala topraklarında yer veren İran'ın, yine Azerbaycan sınırına askeri yığınak yapması samimi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmamakta, gerginliği artırmakta ve gerçekteki niyetin ne olduğunu açık etmektedir.
“ZENGEZUR KORİDORU BİR SENARYO DEĞİL, AZERBAYCAN'IN ÖZ HAKKIDIR”
Zengezur Koridoru bir senaryo değil, Azerbaycan'ın öz hakkıdır. Bu durumu jeopolitik değişiklik olarak yorumlamak ise art niyetli bir tutumdur. Bölge gerçeklerini görememek ve kabullenememektir. Türkiye, Şuşa Beyannamesi ile Azerbaycan'a olan taahhütünü her yönüyle ortaya koymuş ve “tek millet iki devlet” gerçeğiyle Azerbaycan'a karşı gerçekleştirilecek her türlü düşmanca eylemi kendisine yapılacağı kabulüyle hareket edeceğini ilan etmiştir.
Bunun yanında Kafkasya bölgesinde kalıcı barışı tesis etmek ve istikrarı hakim kılabilmek için de Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirme sürecini karşılıklı olarak atanan özel temsilciler ile başlatmış, bölge ülkelerine ise 3+3 olarak tanımlanan bir teklif sunarak, barıştan yana taraf olduğunu göstermiştir. Buna karşın İran tarafının, bu teklifi “bölgedeki durumu daha karmaşık bir hale getirmek” olarak yorumlaması da, iyi niyetli bir durum olmadığı gibi Ermenistan'a verilen askeri destekle beraber düşünüldüğünde gizli gündemleri işaret eden açık sonuçlar doğurmaktadır. Karabağ Azerbaycan'dır. Azerbaycan'ın öz mülküdür. Zengezur Koridoru da yine Azerbaycan'ın bir egemenlik hakkıdır ve mutlaka hayata geçirilecektir.
Bu gerçekliğin karşısında durarak Azerbaycan'ı tehdit etmeye yeltenen her çevre iyi bilmelidir ki Türkiye sonuna kadar ve her şart altında Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdürecektir. Dahası Türk Dünyası'nın 21. Yüzyılda sergilediği dayanışma ruhu da bu anlayışla temellenmiş ve şekillenmiştir. 21. Yüzyılın Türk Yüzyılı olduğu gerçeğini kabul etmeyip, karşısında duracağını düşünen çevreler, bu tufanda “kendi girdabında boğulacağını” akıllarından çıkarmamalıdır.