'Melikşah'a kız yurdu yapmamı Özhaseki istedi İl Başkanı Olmamı da Cumhurbaşkanımız istedi'

TAKİP ET >>

Kayseri'de görülen 71 sanıklı FETÖ davasının ikinci gününde AK Parti eski İl Başkanı Ömer Dengiz, hakim karşısında ifade verdi. Tutuksuz yargılanan Dengiz, 5 ay tutuklu kaldığını hatırlatarak, “Bu sürede ne ile suçladığım söylenmedi. Bende pişmanlık duydum. Bildiklerimi paylaşma kararı aldım. 2008 yılına kadar oturmalarına katıldığım bu yapıyla ilgili bildiklerimi savcılığa anlattım” dedi.

Kayseri'de aralarında AK Parti eski İl Başkanı Ömer Dengiz ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın bulunduğu 17'si tutuklu 53'ü tutuksuz 70 sanığın yargılandığı davanın ikinci gününde savunmaların alınmasına devam ediliyor.

FETÖ/PDY soruşturma kapsamında 17'si tutuklu 53'ü tutuksuz işadamı yargılandığı davanın ikinci günü, tutuksuz sanıkların savunması ile devam etti. Davanın ikinci gününde Faik Yurt, Recep Güler, Rıfat Yelkenoğlu, Mesut Haskahveci, Mevlüt Yoldaş, Hacı Ali Küçükşahin, Ekrem Horozoğlu, Tuğba Kıranatlıoğlu, Mehmet Kıranatlıoğlu, Ersin Kıranatloğlu, Tahir Urfaler, Recep İmre, Rıfat Yelkenoğlu, Handan Kilci, Ak Parti Eski İl Başkanı Ömer Dengiz, Mehmet Saçmacı ve Ticaret Odası başkanı Mahmut Hiçyılmaz savunma yaptı. Davada tutuksuz yargılanan eski Vergi Denetim Grup Başkanı Mevlüt Yoldaş, ifade verdi.

'17 MİLYON GİBİ BÜYÜK VERGİ CEZALARI KESİLDİ'

Yoldaş, suçlamaları kabul etmeyerek, kendisinin devleti zarara uğrattıkları için Suat Altın İnşaat, Kınaş Yapı ve paralel devlet yapılanmasına ait şirketlere vergi cezası kestiklerini ifade etti. En büyük vergi cezasını Suat Altın İnşaata kestiğini aktaran Yoldaş, “Benim vergi cezaları ile ilgili bir müdahalem söz konusu değil. Gelir İdaresi Başkanlığı şikayetleri alır. Bize iletir. Bizde de denetimi yapacak vergi müfettişi belirlenir. Onlar denetimi yapar ve cezayı keser. Sonrasında bununla ilgili son kararı Gelir İdaresi Başkanlığı verir” dedi. Yoldaş, 17 milyon, 4 milyon gibi büyük rakamlarda kestikleri vergi cezaları ile ilgili olarak, şirketlerin anlaşma yoluna kendileri ile değil Gelir İdaresi Başkanlığı ile görüşerek anlaştığını belirterek, “O dönemin Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci, verilen bu vergi cezasının yüzde 95'ini sildi. Benim bir müdahalem yok. Beratımı istiyorum” dedi. Yoldaş'a evinde çıkan bazı dijital materyallerdeki belgelerle ilgili sorular da soruldu ve ifade verdi.

'HİÇYILMAZ, KOMŞUMUZ, BİR BİRİMİZİ TANIRIZ'

Tutuksuz yargılanan Mesut Haskahveci ise, “Oturmalara gittim. Haftanın belli günü oturma sohbet toplantısı olurdu. Toplantıda Kur'an-ı Kerim okunur. Dini sohbet yapılır sonrasında güncel konular konuşulur tamamlanırdı. Dershanelerin kapatılması gündeme geldiğinde benim katıldığım oturma dağıldı ve bir daha da yapılmadı. Benimle ilgili aleyhime tanıklık yapan şansı tanırım. İş nedeniyle bilirim. İş nedeniyle yemekli olarak bir araya geldik. Onun dışında oturmalarda yada herhangi bir programda bir araya gelmedik. Serhat eğitim kurumları şirketine 2009 yılında yönetici olarak girdim. Dershaneler konusunda yapıyla hükümet arasında çıkan gerginlik sonrasında dershane ile ilişkimi kesmek istedim. İstifa ettim. Dilekçemi gönderdim. Sorasında dershanelerin kapanıyor olmasından dolayı istifayla gerek olmadığını ve tasfiye edileceğini söylediler. Öylece kaldı. Hüseyin Cindoruk ile ticaret odasında tanıştım. Hakkımdaki iddialar doğru değildir. 3.5 yıl ticaret odasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. Ticaret odası başkanı Mahmut Hiçyılmaz, işyerinden komşumuz ve birbirimizi tanırız. Onun teklifi üzerine seçimlere katıldım ve meslek komitesinden seçilerek meclise girdim. AK Partinin, MÜSİAD, GESİAD, HAGİAD ve birçok sivil toplum kuruluşunun adayı olarak seçime girdi. Biz de AK Partinin adayı olması nedeniyle kendisine destek verdik. Sonrasında yine Hiçyılmaz'ın yönetimde başarılı çalışmalar için görev almamı istedi ve kabul ettim. Yönetim kurulu üyesi oldum. Evimde çıkan CD'nin nereden geldiğini ise sonradan öğrendik. NT Mağazalarından kırtasiye alışverişi sonrasında hediye edildiğini öğrendik. Polis kayıtlarında var ve ambalajı bile açılmamış bir CD. Bütün bildikleri bundan ibaret. “dedi.

'KİMSE YOK MU DERNEĞİNE YEDEN ÜYE YAZILDIM'

Bir diğer tutuksuz yargılanan Hacı Ali Küçükşahin, “ Zaman Gazetesi ile ilgili adliye önünde yapılan protesto eylemlerine katılmadım. Sadece adliye önünde iken tanıdık simalar vardı ve onları görünce kalabalığın yanına gittim. Ne olduğunu sordum ve Zaman Gazetesi ile ilgili protesto yapıldığını söylediler. 5 dakika ayak üstü sohbet ettim ve ayrıldım. GESİAD üyeliğim, işlerimiz iyi gitmiyordu ve oradan bize yurtdışına açılma ve ihracat yapma ile ilgili yardımda bulunulma teklif olmuştu. Bizde bunu değerlendirmek istedik. Bu nedenle üye olduk. Kimse Yok Mu Derneği'nde yedek üye olarak yönetim kurulu listesine yazılmışım. Bundan benim haberim yok. Bilgim olmadı ve bana da kimse söylemedi. Bankasya hesabında 2014 yılında görünen para oğlumun Melikşah Üniversitesi'ne gitmesinden dolayı yatırmış olduğumuz para. Kredi kartı ile ödeme olmayınca oradan yatırmış olduğumuz miktar ve bununla ilgili dekontta vardır. BİMER'eşikayette bulunan şahıs eşimin akrabasıdır. Ben tanımam. Ama bizi şikayet etme nedeni kayınpederden kalan bir arazi ile ilgili tartışmalar ve sorun vardı. Onu satın alarak bu meseleyi halledebileceğimizi söylemiştim. Belki oradan gelen bir husumeti olabilir. Tanık Ömer Faruk Berk'i tanımam. Diğer tanıkların beyanlarını kabul etmiyorum'

'ETKİN PİŞMAQNLIKTAN YARARLANMAK İSTİYORUM, SITKI BAŞ ÜNİVERSİTEDE TOPLATILARA KATILIRDI'

Bir diğer tutuksuz sanık Ekrem Horozoğlu'da, “Etkin pişmanlıktan yararlanmak için müracaatta bulunmuştum ve bildikleri tamamen anlattım. Melikşah Üniversitesi'nde mütevelli heyet üyesiydim. Burada görev yaptım. Mütevelli heyet listesi yani isimler Resmi Gazetede yayınlanır. O nedenle bu görevim gizli değil. Yapının içinde bulundum. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) karar almadan önce yapı ile ilgili bir şey yoktu. Terör örgütü değildi. MGK yapının terör örgütü olduğu ile ilgili karar aldı. Ben 2014 mart ayında bu yapıdan ayrılmıştım. Melikşah Üniversitesinde avukatlık yaptım. Oturmalara gelen işadamları vardı. Bunların isimlerini verdim. Tabi oturmalarda sohbet için hocalar gelirdi. İsimlerini bize söylediler ama sonrasında bu isimlerin gerçek isimleri olmadığını öğrendik. Ortam öyle bir duruma geliyor ki, güveniyorsunuz ve isimlerini söyledikleri gibi kabul ediyorsunuz. Böyle olacağını bilmiyorsunuz. Ben 17-25 Aralık'tan sonra mütevelli heyetten de istifa etmiştim. Yapı Kayseri'de eyalet sistemi şeklinde bir yapılanması var. Ben bunların başında kim olduğunu bilmiyorum. Sadece birinin başında ismi Gülen olan biri vardı. Onun da belki ismi gerçek adı değildir. Amerika'ya gezi için gittik. 14 günlük programdı. Bunun içinde sadece 3 saatlik bir zaman diliminde Fethullah Gülen'i ziyaret var. Bu ziyarette benle birlikte Duran Güven, Ömer Bozok gibi isimlerde vardı. Onlar bunu söylemiyor ama başka suçlamalar yapıyorlar. Onlara da niye gittikleri sorulmalıdır. Önce ismini Sıtkı Koç diye bildiğim Sıtkı Baş ve Mehmet Yıldız üniversiteye gelir toplantılara katılırdı. Burada himmet miktarı belirlenirdi. Bağış yapmak isteyenlerin için uygunluklarına göre rakam söylenirdi.”diye konuştu.

'KAYSERİ FETÖ TARAFINDAN 3 BÖLGEYE AYRILDI'

İşadamı Ersin Kıranatlıoğlu'da savunma yaptı. Kayseri'nin FETÖ terör örgütü tarafından 3 bölgeye ayırdığın dile getiren Kıranatlıoğlu, “Cemaat yapılanmasının içerisinde bulundum. Daha sonra Kayseri'ye İtimat Güvenlik şirketi kurulacağını söylediler ve beni de başına getirmek istediklerini söylediler. Ben istemedim ama yapılan baskılardan dolayı kabul ettim. Aslında söylenen tüm kurumlar paravan şirketler gibiydi. Bizlerde sembolik olarak yöneticilik yapıyorduk. Biz bunlara çok güvendik. Kardeşimize bile bu kadar güvenmezken bunlar bizi çok iyi kandırdı. Daha sonra ben Battalgazi Eğitim Kurumlarında yönetim kurulu başkanlığını yaptım. Tüm bu kurumların yetkilisi ve Kayseri imamı Sıtkı Baş idi. Kayseri'de Burç Eğitim Kurumları Vakfı Boydak Holding'de yapılan toplantı ile kuruldu. Kayseri protokolü de bu toplantıya katıldı. O dönem Garanti bankasında bir kredi çekildi ve Bank Asya'ya aktarıldı. Ben bu işe karşı çıktım ama Bank Asya'nın zor durumda olduğu için bunu yaptıklarını söylediler. Ondan sonra bunlarla koptum. Kayseri, Erciyes, Melikgazi ve Kocasinan diye 3 bölgeye ayrılmıştı. Kimse kimsenin grubunu bilmezdi. Daha sonra Ticaret Odası seçimleri geldi. Tüm sivil toplum örgütü bir araya gelerek Mahmut Hiçyılmaz'ın desteklenmesini istediler. Ben burada listeye girmek istemedim. Sıtkı Baş'ta girmemi söyledi ama ben yine kabul etmemiştim. Bu görüşmeden 25 gün sonra beni o dönemin Ak Parti Milletvekili Ahmet Öksüzkaya aradı. Yine milletvekili Sadık Yakut ve Yaşar Karayel'in olduğu bir yemekte buluştuk ve bana listede yer almam için ısrar ettiler.”dedi.

AK PARTİ ESKİ İL BAŞKANI ÖMER DENGİZ: PİŞMANIM

Kanun hükmünde kararname ile kapatılan GESİAD'ın Yönetim Kurulu yedek üyeliği, örgütün Eğitim ve Sağlık yapılanmasında etkin kişi olduğu, hakkında tanık edenlerin beyanları, evinde ele geçirilen çok sayıda 1 dolar ve örgütsel dokümanlar nedeniyle silahlı terör örgütü üyesi olma suçlamasıyla yargılanan Ak Parti eski il başkanı Ömer Dengiz savunmasında, 'Aynı zamanda işadamı olan Ömer Dengiz, mahkemedeki ilk ifadesinde gizli tanık, AA Muhabiri ve bazı tanıkların kendisi ile ilgili olarak yapının ‘Baronu', ‘Prensiydi' gibi yapılan suçlamaları da kabul etmedi. Dengiz, “Baron ve prens ifadelerini ilk kez duydum. Yapı içinde ağabey abla vardı. Bunu duydum ama bunu ilk kez duyuyorum” diye konuştu.

Ömer Dengiz, hakkındaki Vali Yardımcısı Mustafa A.'nin yaptığı suçlamalara da cevap vermek istediğini belirtti. Dengiz, “Mustafa A.'dan İl Özel İdaresi'ndeki iki daire başkanının görevden alınması yada değiştirilmesi talebim olmadı. Yetkimde yok. Yine kendisinin görevden alınmasıyla ilgili beni suçlamış. Ben böyle bir şey yapmadım ve kendisiyle uyumlu çalıştık. Kendisinin dönemin Kayseri valisi ile sorunları vardı. Bu basına bile yansımıştı. Görevden alınma yetkisine sahip valinin böyle bir şey yapmış olması mümkün. Tabi ki bilmiyorum. 2001-2008 yılına kadar görev aldığım olayları polise ve savcılığa anlattım. Ben hiç kimseye himmet vermedim. Himmet de toplamadım. Cemaat oturmalarına katıldığım doğrudur. Katılmadığım bir GESİAD toplantısında gıyabımda yapılan bir seçimle başkan olduğum bana söylendi. Cemaat oturmalarına katıldım. Bu sohbet toplantılarında öğrencilere yardım için sadaka adı altında para toplanırdı. Kurban bağışında bulunmuş olabilirim. Ancak, bağış kurbanların yurt dışında kesilmesine karşı düşüncedeyim. 32 senelik esnaf hayatımda kendi alacağını isteyemeyen biri olarak burs talep etmem mümkün değildir. defa 2004 yılında oturmalara dahil oldum. Çok sık, düzenli gidemezsem katılmaya çalışırdım. Cemaat toplantıları Pazartesi oluyordu. 2008 yılına kadar oturmalara gittim. 2008'den sonra para durumlarının kurban hususlarının ortaya çıkması, kurban konusunda fikir ayrılığına düşmemiz nedeniyle soğudum. 2008 yılının sonlarında doğru oturmalardan koptum ve GESİAD'dan istifa ettim. Dershane olaylarına kadar GESAİD üyeliğim vardı. İddianamede beni yedek üye yazmışlar ancak, ben 13-14 ay GESİAD'ın başkanlığını yaptım.'dedi. KHK ile kapatılan Melikşah Üniversitesi'ne yurt binası yaptırdığını söyleyen Dengiz, 'Melikşah Üniversitesi'ne kız yurdu yaptırdım. Bu durum saklı ve gizli bir şey değildir. 'Belediye bşkanlarımız ve milletvekillerimizin katıldığı Melikşah Üniversitesi temel atma töreni var, katılmamız gerekiyor' dediler. 'Bilgimiz yok' denmesine rağmen 'Sen de gel' dediler. 2011 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı, yapmış olduğu konuşmada bir yurt için hayırsever aradıklarını söyledi. 'Bir yurdu Ömer bey üstlensin' dediler. 'Hesaplarıma kitaplarıma bakayım' dedim. Melikşah Mütevelli heyeti başkanı Memduh Boydak bey aradı. Benimle görüşmeye Memduh Boydak, Reşit Özkanca ve bir iki kişi daha vardı. O dönem öğrenci yurdunu yaptık. 17-25 ten 2 ay sonra Ankara'da yapılan İl Başkanları toplantısında Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bugünü milat kabul ediyoruz. Bundan öncesini yok sayıyoruz, bundan sonra destek olursa suç olacaktır' dedi. Kayseri'ye döndüğümde muhasebecimi yurt ödemeleri konusunda kaç ay ödeme kaldığını sordum. Kalan borcu ödemedim' diye konuştu. Par Temizlik sahiplerinden İlker Horoz'un il başkanlığı döneminde eşinin ilçe sağlık müdürü olması konusunda hem Ak Parti yöneticilerinden ve hemde kendisinden istekte bulunduğunu dile getiren Dengiz, “ Benim yönetimdeki arkadaşlardan önce bu isteğini söylemiş. Daha sonra bana ulaştı ve atamanın yapılması için destek istedi. Bende böyle bir yetkim yok dedim ve talebini yerine getirmedim. Ben zaten il başkanlığı dönemimde atamalara ve torpile her zaman karşı çıktım. Böyle bir atama ile benim hiçbir ilgim yok. O nedenle eşini görevden aldırma yada atamasının yapılmasıyla ilgili bir müdahalem yok. Kaldı ki eşi de bu göreve gelmiş ve halen bu görevde bulunuyormuş.”dedi. Eski İl Özel İdare Genel Sekreteri Mustafa Atsız'a baskı yapmadığı ve görevden alınması için Ankara'da hiçbir görüşme yapmadığını dile getiren Dengiz, ' ben Mustafa Atsız'a o dönem bazı daire başkanlarını görevden alması için talimat verdiğim iddiası var. Ben İl Özel İdarede daire başkanlığının olduğunu yeni öğrendim. İl Özel İdaresinin kapısının önünden bile geçmedim. Benim böyle bir talimatım asla olmadı. Zaten böyle bir yetkim yok benim. Görevden alınması ile ilgili konuya gelecek olursak, görevden alınmasının benimle hiçbir alakası yok. Ben 3 ayrı vali ile çalıştım. Hem kendisiyle hemde valilerle hep uyumlu çalışmalar yaptım. Tamamen yanlış ifadeler kullanılmış. Kendisinin görevden alınması için Ankara'da hiçbir toplantıya katılmadım ve böyle bir toplantı da yapılmadı. Görevden neden alındığını dönemin valisine sorması gerekir. Bizim İl Özel İdarede meclis başkanımız grubumuz var. Sayın Atsız, sanırım ismimi karıştırmış. Hiçbir atama konusunda dahilim olmamıştır' dedi.AK Parti Eski İl Başkanı Ömer Dengiz, evinde bulunan çok sayıda 1 dolar ve Fethullah Gülen'e ait kitaplarla ilgili, 'Evimde ele geçen 1 dolarlar, çocuklarımın düğünde atılan paralardır. Tutuklandıktan sonra haberim oldu. Kitaplar ise nereden geldiğini bilmediğim ancak kütüphanem içinde çıkan hiç kapağı açılmamış kitaplardır. O dönem bu yapıyla olduğumdan dolayı çok pişmanlık duyuyorum' diye konuştu.

SAÇMACI: BANA İFTİRA ATIYORLAR

Davada daha sonra KTO Meclis Üyesi Nuh Mehmet Saçmacı'da savunma yaptı. Cemaat yapılanmasının hiçbir safhasında yer almadığını dile getiren Saçmacı, “ gizli tanık Ali Dağ'ı ben tanımam. Bana iftira atıyorlar. Beni Melikşah Üniversitesine okul yaptırdığımı söylemişler. Ben Okul yaptırmadım. Benim hiç tanımadığım ve İstanbul da ikamet eden biri yaptırmış. Okulun adına da Hatice Saçmacı ismi verilmiş. Benimle yakından uzaktan ilgisi yok. Sadece soy isim benzerliği. Birde beni Mehmet Kılnamaz isimli kişi şikayet etmiş. O dönem KTO'ye müfettiş istemek için dönemim Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a dilekçeler gönderdik ve sonunda müfettişler geldi inceleme yaptılar. Mehmet Kılnamaz, KTO Eski Başkanının akrabasıdır. Onun talimatları ile hareket ettiğini düşünüyorum. Ortaya attığı tüm iddialar iftiradır. Tamamen husumete dayalı bir durum var ortada. Aslında amaç KTO davasıdır. AKP'nin gücünü KTO'dan azaltabilmek için ortaya attığı iddialardır. Benim FETÖ'den olmayanları burada çalıştırmayız yönündeki bir tehdittim olduğunu söylemiş. Bu tamamen iftiraya dayalı bir iddiadır. O zaman işten çıkarılmayan personelin hepsi FETÖ'cü mü? Mehmet Kılnamaz senaryo yazmaya alışkın birisidir.

HİÇYILAMAZ: AK PARTİ'NİN İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA TİCARET ODASI'NA ADAY OLDUM

Davada son olarak Kayseri Ticaret Odası başkanı Mahmut Hiçyılmaz savunma yaptı. “KTO'yu FETÖ terör örgütünün desteği ile kazandığım yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor”diye konuşan Hiçyılmaz, “ 2009 yılında Ak Parti'nin istediği doğrultusunda KTO'ya aday oldum. Dönemin yönetimi bana üye listelerini seçime 3 gün kala verince seçimi kaybettim. Daha sonra Ankara'da TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile bu seçimi konuştum ve yeniden aday olacağımı söyledim. Başkan Hisarcıklıoğlu'da başkan adaylığımın uygun olduğunu ve bunu dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye telefon açarak yanımda iletti. Ben Kayseri'ye geldikten sonra çalışmalara başladım. Önce Ak Parti Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi olan Mustafa Çelik ile görüştüm. Daha sonra Mehmet Özhaseki'yi de ziyaret ettim. Özhaseki, bir değerlendirme toplantı yapacaklarını ve KTO seçimlerini gündeme alacaklarını bana söyledi. Kozaklı'da yapılan toplantıdan sonra Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş bizzat beni arayarak adaylığımın uygun olduğunu ve çalışmalara devam etmemi söyledi. Bana sadece GESİAD destek olmadı. Başkan Mehmet Özhaseki'de GESİAD'ı da yanıma almamı söyledi. Daha sonra tüm STK'lar la birlikte basın toplantısı ile adaylığım açıkladım. Ben GESİAD üyesi hiçbir zaman olmadım. “dedi.

'ÜLKÜCÜ OLDUĞU İÇİN İŞTEN ÇIKARILMADI'

Par Temizlik sahiplerinden İlker Horoz'un temizlik sözleşmesinin fesih edildiği yönündeki iddialara da yanıt veren Hiçyılmaz, “ Sözleşme zaten bir yıllık yapılmış. Göreve geldikten 4 ay sonra sözleşme tarihi bitti ve yeni bir ihaye açtık. İhaleyi düşük teklif veren Nezahet Temizlik kazandı. Zaten Par Temizlik o açılan ihaleye katılmadılar bile. FETÖ'cü şirketlere ihaleyi verdiğim tamamen asılsızdır. Ben haksız sözleşmeyi fesih ettiysem neden dava açmadılar. Niye 2016 yılını beklediler. Amaç ve dert başka olduğu için. Mehmet Kılnamaz'ın bana yönelik iddia ettiği tümü iftiradır. Ülkücü olduğu için asla işten çıkarılmadı. İşe dönüş davası açtı kazanamadı. “dedi.

Bakmadan Geçme