112'LERDE TAŞERONLAŞMAYA HAYIR
Türk Sağlık Sen 1 Nolu Şube Başkanı Ünal Polat, Sağlık Bakanlığı'nın 112 Acil Sağlık Hizmetleri'ndeki çalışma şeklini yeniden düzenlemesinin taşeron istihdam modeli olduğunu belirterek,” Bahse konu yazıdaki düzenlemelerin hayata geçmesi ile 112 acil sağlık hizmetlerinde taşeronlaşma bir istihdam modeli olarak benimsenecek, bu çağdaş kölelik sistemi ile çalışma huzuru ve barışı zarar görecektir” dedi.
Türkiye'nin önemli sorunlarından biri olan taşeron işçiler ile ilgili kimi partiler taşeronlaşmayı kaldıracaklarını söyleseler de iktidar taşeronlaşma konusunda her gün yeni adımlar atıyor. Türk Sağlık Sen 1 Nolu Şube Başkanı Ünal Polat, konuyla ilgili yazılı açıklama yaparak, taşeronlaşmaya tepki gösterdi. Polat, “Sağlık Bakanlığı 112 Acil sağlık hizmetlerinde hizmet alımı yöntemiyle şoför istihdamı yapacağını ve 112 Acil sağlık hizmetlerindeki çalışma şeklini yeniden düzenleyeceği ile ilgili bir yazı İl Sağlık Müdürlüklerine gönderilmiştir. Bahse konu yazıdaki düzenlemelerin hayata geçmesi ile 112 acil sağlık hizmetlerinde taşeronlaşma bir istihdam modeli olarak benimsenecek, bu çağdaş kölelik sistemi ile çalışma huzuru ve barışı zarar görecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir hukuk devletidir. Devletimizin en üst hukuk normu Türkiye Cumhuriyeti Anayasasıdır. Anayasanın 128.maddesine göre de: ‘Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.' Yukarıda bahse konu Anayasa hükmü ortadayken, 112'lerde taşeron istihdamını çözüm olarak düşünenler, ya 112 hizmetlerini devletin asli ve sürekli görevleri arasında kabul etmemekte ya da Anayasayı ihlal ettiklerini bilmemektedirler. Yukarıdaki seçeneklerden hangisi gerçekse şüyuu vukuundan beter bir durum vardır. Ambulanslarda görevlendirmek üzere hizmet alımı yöntemiyle 4 Bin şoför taşeron çalışan olarak istihdam edilmek istenmesi kabul edilemezdir. 112'lerde kadrolu şoför sayısı toplam 1200'dür. Bu sayının 3.3 katına yakın bir sayıda çalışanın taşeron olarak sistemin içine dahil etmenin anlamı belli bir süre içinde özele devredilen kamu kuruluşları gibi 112'leri de özelleştirmektir. Dün ambulanslar için ihale çıkarılmıştı. Bugün şoförler taşeron oluyor. Yarın bir sonraki adım tümüyle özelleştirme ve kamu çalışanlarının görevlerine son verme olacağı da açıktır.”
Hiç şüphesiz ki 112 Acil sağlık hizmetlerinde personel eksikliği vardır. Fakat bu eksikliğinin giderilmesi için getirilecek çözümün; adının Çalışma Bakanının tabiri ile Çağdaş Kölelik diye tarif edilen taşeron çalıştırma olması kabul edilemezdir.
Personel eksikliğinin ‘çağdaş kölelik' ile çözülemeyeceğinin altını çizen Polat, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde, meydana gelen iş faciaları yüzlerce insanımızın canına mâl olmuş, ocaklar sönmüştür. Özellikle 2014 yılında Soma ve Ermenek'te meydana gelen maden ocağı faciaları, inşaatlardaki asansör kazaları iş güvenliğini tekrar ülke gündeminin birinci sırasına yerleştirmişti. Kazadan öte bir ihmal sonucu cinayete dönüşen bu facialar gerek bilim adamları, gerekse sendikalar tarafından Taşeronlaşmanın geldiği noktalara işaret edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasının 2.maddesinde tarifini bulan sosyal bir hukuk devletidir. Anayasanın 128. Maddesi de kamu hizmetlerinin kamu çalışanı vasıtasıyla yürütülmesini öngörmektedir. En azından biz öyle biliyoruz. Şimdi bu hüküm Anayasa'da dururken, 112'lerin taşeron çalışma şekline geçmesi Anayasamıza aykırıdır. Eğer bu ülke hukuk devleti ise en üst hukuk normu olan Anayasa'nın ihlali, ülkenin hiçbir derdine çare olamaz. 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde, personel ihtiyacı için yapılacak iş, KPSS sonuçlarına göre 657 sayılı Devlet Memurluğu güvencesine sahip bir şekilde personel istihdam etmektir. Çağdaş bir yönetim anlayışında, idare edenler, idare ettikleri işyerinde bir tasarruf uygulayacakları zaman onların da fikir ve düşüncelerini almaları gerekmektedir.
Ben böyle istiyorum, böyle olacak demenin yanında yönetişim anlayışını benimseyen bir yönetim şekli daha makul olacaktır. Yaklaşık yirmi senedir süre gelen çalışma şekline göre, sosyal hayatını ayarlayan; evini, çocuğunun okulunu çalışma şekline göre düzenleyen 112 çalışanlarının, kurmuş oldukları hayat düzenini alt üst edecek bir çalışma sistemi üzerinde ısrar etmek kimseye bir şey kazandırmayacaktır.
Çalışma şekli üzerinde yapılacak olan değişiklikler, personelin de görüşü alınarak ve gerekçeleri de anlatılarak ortak bir akılla, çözüm bulunması hem daha akıllıca olacak hem de çalışanların moral ve motivasyonunu olumlu yönde etkileyecektir.
Türk Sağlık-Sen olarak kamuda taşeronlaşmaya, devletin yürütmesi gereken asli işlerin taşeron çalışanlara gördürülmesine her zaman karşı çıktık ve karşı çıkmaya devam edeceğiz. 112'lerde yapılmak istenen bu düzenleme ile ilgili de hukuki girişimlerde bulunacağız. 112'lerin taşeronlaşmasının önüne geçeceğiz.”