Kürsüde zehir zemberek sözler! 'Rüşvet iddiaları, siyaset mafya ilişkisi, uyuşturucu tacirleri'
İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, Meclis'te yaptığı konuşmada yargının her kademesinde rüşvet iddialarının, siyaset mafya ilişkilerinin etrafa saçıldığını, uyuşturucu tacirlerinin el üstünde tutulduğunu söyledi. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haberinde.
İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, Meclis'te yargı paketi üzerine çarpıcı açıklamalar yaptı. Parti grubu adına konuşan Ataş, ‘Kamuoyunda ‘8'inci yargı paketi' olarak anılan toplam 42 madde ile 17 farklı kanunda değişiklik öngören bir torba kanun teklifiyle yine karşı karşıyayız' dedi.
‘Aradan bin 589 gün geçti, 3 kere adalet bakanı değişti, kanunlar yamalı bohçaya çevrildi'
2019 yılı Ekim ayında 1'inci yargı paketiyle başlayan bu sürecin bugün 8'inci yargı paketiyle devam ettiğini ifade eden Milletvekili Dursun Ataş, ‘Yani yaklaşık 4,6 yılda 7 tane yargı paketinde alakalı alakasız, olumlu olumsuz yüzlerce maddede, onlarca kanunda değişiklik yapılmış, hepsi de sanki yargının düştüğü durumu düzeltecek, Türkiye'de bozulan adalete tekrar sağlayacakmış gibi AKP iktidarınca lanse edilmiştir. Ancak aradan tam bin 589 gün geçmiş, 3 kere Adalet Bakanı değişmiş, kanunlar yamalı bohçaya çevrilmiş, AKP iktidarının yaptığı reklamın aksine Türkiye'de yargının problemleri daha da derinleşmiş, Türk adalet mekanizması her geçen gün daha da kötüye gitmiştir' şeklinde konuştu.
‘Türkiye'de adalet, Adalet ve Kalkınma Partisince yok edilmiştir'
Bin 589 günde yargının her kademesinde rüşvet iddialarının, siyaset mafya ilişkilerinin etrafa saçıldığını, uyuşturucu tacirlerinin el üstünde tutulduğunu ve tutuklu gazeteci sayısının arttığına dikkat çeken İYİ Parti Kayseri Milletvekili Ataş, ‘Aradan geçen bin 589 günde mafyalar, baronlar, suçlular sokağa salınırken kadın cinayetleri, hayvanlara eziyetler, mafya cinayetleri, asayiş olayları zirveye çıkmıştır. AKP teşkilatının eski üyelerinden ve AKP'nin vakıf ve derneklerinin torpil listelerinden seçilen hâkim ve savcılarla yargı niteliksizleştirilerek iktidarın sopasına çevrilmiştir. Türkiye'de adalet Adalet ve Kalkınma Partisince yok edilmiştir' dedi.
‘Türkiye'de ulusal medyanın yüzde 90'ının hükümet kontrolünde olduğuna dair rapor yayınlandı'
İktidarın geçmişteki uygulamalarını da gündeme taşıyan ve yeniden hatırlatan Ataş, ‘Hatırlayalım, AKP iktidarı birinci yargı paketiyle ‘Basın artık özgür' müjdesi vermişti. Sonra ne oldu? Daha 6 ay geçmeden Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Müyesser Yıldız, Hülya Kılıç ve daha birçok gazeteci tutuklanmış, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine cezalar yağmıştı. Sonra ne oldu? Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke içerisinde 165'inci sıraya kadar düştük. Bizden daha kötü durumda İran, Vietnam, Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeler kaldı. Sonra ne oldu? Türkiye'de ulusal medyanın yüzde 90'ının Hükümet kontrolünde olduğuna dair rapor yayınlandı. Daha da demokratikleşeceğimizi iddia eden ikinci yargı paketinden sonra vatandaşın savunma teminatı olan baroların yürüyüşü engellendi. Anayasa'nın savunucusu olan avukatların anayasal hakları engellendi. Hiçbir hukuk devletinde olmayacak şekilde etrafları çevrildi, yürüyüş hakları engellendi. Sonra ne oldu? Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 142 ülke arasında 117'nci sıraya düştük' diye konuştu.
‘Türkiye'de Madagaskar, Angola'nın ardından kaldı!'
Türkiye'nin hukukun üstünlüğü konusunda Nijer, Madagaskar, Angola, Kolombiya gibi ülkelerin ardında kaldığını kaydeden Ataş, ‘38 OECD ülkesi arasında yargıda güven sıralamasında 36'ncı sırada yer aldık. Bugün vatandaşlarımızın sadece yüzde 15'i Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu düşünüyor' dedi.
‘Türkiye kamuda yolsuzluk seviyesinde 180 ülke içinde 115'inci'
Türkiye'nin kamuda yolsuzluk seviyesinde 180 ülke içinde 115'inci sıraya düştüğünü de Meclis'te dile getiren İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihinde en fazla hak ihlali mahkûmiyeti verilen ülke olduk' şeklinde konuştu.
Ataş, dikkat çeken örnekler verdi
Milletvekili Dursun Ataş, konuşmasında dikkat çeken örnekler de vererek, şu ifadeleri kullandı: ‘Yargı güçleniyor' diyerek tanıttıkları 3'üncü yargı paketinden sonraysa 14'üncü İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi hukuku ayaklar altına alarak açıkça Anayasa Mahkemesi kararını tanımadı. ‘Kadını koruyacağız, çocukları istismar ettirmeyeceğiz' diyerek getirdikleri dördüncü yargı paketinin hemen öncesinde İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece kararnamesiyle çıkıldı. Sonra ne oldu? Sadece 2023 yılında 315 kadın cinayete kurban edildi, 248 kadın da şüpheli şekilde öldürüldü. Yargı paketlerinin başladığı 2019 yılından 2023 yılı sonuna kadar tam 1.589 kadın öldürüldü yani 20'nci yüzyılın ilk yarısında Ulu Önder Atatürk'le dünyada kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğünü tanıyan ilk ülke olan Türkiye, reisle birlikte 21'inci yüzyılın ilk yarısında kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesine dönüştü. Beşinci yargı paketinden sonra ne oldu? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarihinde en fazla hak ihlali mahkûmiyeti verilen ülke olduk. 6'ncı yargı paketinden sonra Uluslararası Şeffaflık Örgütüne göre, kamuda yolsuzluk seviyesinde 180 ülke içinde 115'inci sıraya düştük. Son yani 7'nci yargı paketinden sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesinin kararını tanımadı, üstüne Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Milletin haklarının yegâne teminatı olan Anayasa hiçe sayıldı, yargı darbesi yaşandı.
‘Hukuku daha ne kadar katledeceksiniz?'
Ataş, iktidara şu sözlerle seslendi: Şimdi de 8'inci yargı paketi geldi. Soruyorum size: Şimdi ne olacak? Hukuku daha ne kadar katledeceksiniz? Anayasa ve AİHM kararlarının uygulanmadığı ülkede yargı paketleriyle insanları oyalamaya daha ne kadar devam edeceksiniz?