KOYUN-KEÇİ...

TAKİP ET >>

Anadoluda yaygın olarak kullanılır..

Dereyi atlamaya çalışan koyunu arkadan izleyen keçi, “Kıçı göründü” diye koyunun arkasından gülermiş..

Bizdeki durumu anlatmak için bundan çarpıcı örnek bulmak mümkün değildir.

Maalesef, siyaset kurumlarının başına, yanıbaşına oturttuklarımız kendi yaptıklarının farkında değil, işleri güçleri rakibin açığını yakalamak, onu açığı ile yere sermek..

Neymiş Efendim, Kemal Kılıçdaroğlu Almanya Seyahati sırasında, geçmişte federal mecliste PKK Paçavrası açan Alman Milletvekili ile birlikte fotoğraf çektirmiş.

Tamam olmamalıydı diyelim, ama dönemin Başbakan Yardımcısı değil miydi, “PKK Flaması açmayı suç olmaktan çıkardık” diyen.

Dönemin bir başka Başbakan Yardımcısı değimliydi, “Öcalanın görüşleri bizimde görüşlerimizdir” diyen.

Oslo dramını yaratan, Dolmabahçe'de mutabakat zabıtları imzalayanlar hangi iktidarın etkili isimleri idi.

Yapmayın beyler, yapmayın Allah Aşkına.

Ekonomide yaşanan kaosu, millet olarak yüreğimiz ağzımızda izliyoruz.

Ülkemin geleceği adına, kendi geleceğimiz adına umut bırakmadınız, umut.

İşsizlik, açlık, yetersiz beslenme, tıka basa dolan hastaneler, yok edilen, kapanan fabrikalar ortadayken birbirine fotoğraf göstererek muhalefet yapmak, komik ötesi bir durum.

Türkler İstanbul'un surlarını toplarla döverken, İstanbul düşmek üzereyken Bizansın ileri gelenlerinin, ‘Melekler erkek mi, dişi mi?” tartışması yaptığı dönemi anımsatıyor güzel ülkemin son hali..

İktidar, “Hele bir Martı atlatalım, gerisi kolay” mantığı ile hareket ederken, muhalefet de iktidarın bu oyununun ortasında buluveriyor kendini.

Tekrarlıyorum;

Mesele kimin kiminle fotoğraf çektirdiği değil.

Mesele, açlıktır.

Mesele, yoksulluktur.

Mesele, yolsuzluktur.

Mesele, yok edilen demokratik değerlerimizdir.

Mesele, liyakat esasının ortadan kaldırılması, ülkenin kurumlarının teklemeye başlatılmasıdır.

Mesele, işsizliktir.

Mesele, Beyin göçüdür.

Mesele, çöken eğitimdir.

Mesele, senin meclis lokantasında 11 liraya yediğin Şiş Kebabın, vatandaşa kebapsız şişinin kalmasıdır.

Mesele, mesele olması gereken konuların halkın gözünden kaçırılıp sun-i meselelerle halkın uyutulmasıdır.

Artık vatandaş, iktidarından muhalefetine kadar siyaset kurumlarından önce samimiyet, sonra özeleştiri bekliyor.

Artık vatandaş, kibir abidesi adamlar yerine, kendinden insanların yönetenlerden olmasını istiyor.

Artık vatandaş, ehil olmayan kişilerin geleceği görmeden yaptıkları, yaptırdıkları işlerle milletin parasının çarçur edilmesini, beton bloklar altına gömülmesini istemiyor.

Artık vatandaş üretim yapmayan, bağımlı ülkelerin sonuçta bağımsızlıklarını kaybedeceklerinin bilincinde yönetenlerin göreve gelmesini ve seslerinin daha gür çıkmasını istiyor.

Artık vatandaş, bu ülkede işsiz, bu ülkede asgari ücretli, bu ülkede emekli insanların da insanca yaşayabilecekleri bir yapılanmanın sağlanmasını istiyor.

Artık vatandaş, üniversiteye başlayan oğlunun geleceğini Avrupa'da, ABD'de aramak yerine, güzel ülkemde planlamasını, güzel ülkemin okullarında, bilim yuvalarında dünyanın gıpta edeceği buluşlara, ürünlere imza atmasını istiyor.

Yani okullarımızda mescid yapılsın yapılmasına da, mescidden çıkan yavrularımızın Çin malı zikirmatiklerle oyalanmak yerine laboratuarlarda bilimi takip etmelerinin zamanın geldiğini düşünüyor vatandaş.

Kamu hastanelerinde, sülük, hacamat gibi ilkelliklere kapı açmak yerine genç bilim insanlarımızın tıp alanında başarılara imza atmasını umuyor.

Hayali düşmanlar oluşturarak insanları baskılamak bir yere kadar.

Artık düşünmek, artık sorumluluk almak, artık gümbür gümbür gelen felakete hep birlikte dur demek zamanıdır.

Aksi halde yarın çok geç olabilir ve yıkılan duvarın altında, ilk kalanların duvarı zorlayanlar olacağı da unutulmamalıdır.

Bakmadan Geçme