KONAÇ: 'BİR TUĞÇE BACI KADAR OLAMADIK'
KAYSERİ Barosu Başkanı Fevzi Konaç, son günlerde ülke gündemine yönelik olarak yaptığı bazı açıklamalar nedeniyle kendisini eleştirenlere ve tepki gösterenlere Tuğçe Kazaz'lı yanıt verdi. Konaç, “mankenimiz Tuğçe Bacımızla, yıllar yılı hiç yan yana gelmemiş kardeşlerimizin, ‘beraber yürüdük biz bu yollarda' edasıyla onlara tanıdığı kredinin, yüzde birini size tanımaması ve ya hep ya hiç mantığıyla yok etmeye, hain damgası vurmaya yeltenmesi o kadar acı verici. Hedefim artık Tuğçe Abla'nın seviyesine çıkarak değer görebilmek. ” dedi.
Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, son günlerde ülke gündemine ve bunun yanı sıra Kayseri'de tahsis iptali yapılan Boydak Ormanı ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Boydak Ailesi'ne “yargısız infaz yapılıyor” diyerek destek veren ve bunun yanı sıra AK Parti hükümetine yönelik bazı eleştirilerde bulunan ve “Eğer hayali düşmanlar oluşturup, enerjimizi bu hayali düşmanlara harcarsak, asıl düşmanları göremeyiz” şeklinde ifadeler kullanan Konaç, kendisine yönelik tepkilere Tuğçe Kazaz örneği ile yanıt verdi.
“TUĞÇE KAZAZ KADAR İTİBAR ETMEZ, SAYGI DUYMAZ
HALE GELİŞLERİ NASIL BİR RUH HALİDİR”
Sosyal paylaşım sitesi üzerinden “Tuğçe Kazaz kadar olamamak” başlıklı açıklama yapan Konaç, şu ifadeleri kullandı: “Aslında yan yana geldiğimizde, göz göze konuştuğumuzda, sımsıkı kardeş olduğumuzu hissedeceğimiz kardeşlerimizle, sanal alemin sahte yüzü nedeniyle, birbirine laf sokuşturan insanlar haline geldiğimizi görüyorum. Halbuki bu kardeşlerimizle o kadar çok hatıramız, o kadar çok ortak kaygılarımız, o kadar çok hüzünlerimiz var ki. Ufak tefek farklılıklarımız bizi birebirimize husumet duyar hale getirmiş ne yazık ki. Üzülmemek elde değil. Şu günlerde siyaseten bir psikolojik savaş yaşıyorum neredeyse. Neden? Tam anlam da vermiş değilim. Bana katlanamadığı düşündüğüm bu kardeşlerime kızsam darılsam ne olacak?
Kimileriyle; mesela yazı başlığında geçen mankenimiz Tuğçe Bacımızla, aslında söylenen şarkıda geçtiği gibi, yıllar yılı hiç yan yana gelmemiş kardeşlerimizin, ‘beraber yürüdük biz bu yollarda' edasıyla onlara tanıdığı kredinin, yüzde birini size tanımaması ve ya hep ya hiç mantığıyla yok etmeye, hain damgası vurmaya yeltenmesi o kadar acı verici ki. Onu alkışlamalarını görünce, haliyle kendi kendime soruyorum. Bilemiyorum ama aksi bir iddia varsa! hangi podyumda beraber yürüdüler ispatı lazım gelmez mi? 25 yıl aynı çileleri beraber çektiğiniz, beraber yargılandığınız, kapatılan parti ve vakıflarınıza beraber ağladığınız kardeşlerinizin, size ve görüşlerinize, bir Tuğçe Kazaz kadar itibar etmez, saygı duymaz hale gelişleri nasıl bir ruh halidir. Yakın arkadaşlarımdan birinin bana ilettiği, gazeteci bir kardeşimizin serzenişini dillendirirken söylediği sözler halimizi anlatmaya yeter gibi. ‘bir kimse haber değeri taşıyan yüzlerce iş yapsa, sözleri toplumda değer bulsa bile, eğer gücün yanında yer almıyorsa yerel medyada onun haberi yapılamaz oldu. Ulusal medya da durum farklı değil, biz çaresiz buna katlanmak zorundayız'
İşte böyle, güç nedir merak edenlere yazayım; güç kimi zaman iktidar, kimi zaman muhalefet, kimi zaman medya kuruluşunun gözettiği dengeler, menfaatler, kimi zaman siyasi ve ideolojik tercihler. Yani siz bir medya organında doğrularınızla bile haber değeri taşımak istiyorsanız, saydığım tüm güç dengelerini aşarak ancak bir anlam ifade edebilirsiniz.
Bir kaç ay önce ulusal tv kanallarından birinin program yapımcısı İç Güvenlik Paketi hakkında yapılacak bir açık oturuma davet için aramıştı. Öncelikle konu ile ilgili ne düşündüğümü sordu ve bende lehine ve aleyhine olduğum hususları kısaca anlattım. Hukuki olmayan yerleri belirttim. Tekrar döneriz dediler ama aylar geçti bekliyorum, dönmediler. Canları sağ olsun. Çok önemli konularda yaptığınız bir çok haber değeri taşıyan işinizi görmeyen medya organları, bazen çok kullanışlı buldukları sosyal medya fikirlerinizi bile haber yapıyorlar, onların da canı sağ olsun. Konumuza dönersek, Medyada itibar görmek için bir Yunan'la evlenmek, din değiştirip Hıristiyan olmak, magazin haberlerinin baş köşesinde enişte ile kavga etmek, sonra yok yok en iyisi benim dinim diye vitesi geriye atmak. ‘Namaz boyun ağrılarıma çok iyi geldi' demek vs gerekiyorsa bu saatten sonra Yunan falan bularak medya maymunu olamayız. Kimse kusura bakmasın.
Kalpler Allah'ın elindedir buna sonsuz iman sahibiyim, insanlar hidayete erer, değişir, dua da ederiz. Amacım ne Tuğçe Kazaz'ı aşağılamak ne de hafife almaktır ama terör ve IŞİD gibi konularda kanaat önderi vasfı yükleyerek, Ortadoğu uzmanı portresi çizen bacımıza ona sık sık mikrofon uzatan medyamıza maşallah ta, Tuğçe Ablamıza selam çakıp, bizlere katlanamayan, bir kaç kelamımızı boğazımıza tıkamak edasıyla öfkelenen sanal âlem tetikçisi haline gelenlere ne diyeyim? Ehhh dersimi alıyorum. Hedefim artık Tuğçe Abla'nın seviyesine çıkarak değer görebilmek, yeni hedefim şahsıma ve vatana hayırlı olsun” Haber: Cafer ZENGİN