"Komutan yok, komutan Akın Öztürk Paşa"
Akın Öztürk'ün, FETÖ yöneticisi olduğu, darbe girişiminin organizasyonunda görev aldığı kaydedildi. İfadesi alınan Bayram Aktan'ın darbe girişimi sırasında Binbaşı Mehmet Akçara'ya “Komutan (Genelkurmay Başkanı) nerede?” diye sorduğu, Akçara'nın bu soruya “komutan Akın Öztürk Paşa” diye cevap verdiği vurgulandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi. 570 klasör ve 4 bin 658 sayfadan oluşan iddianamede, 6'sı yönetici 10 sivil olmak üzere toplam 481 şüpheli bulunuyor. İddianamede şüpheliler “Akıncı sivil yönetici şüpheliler” ve “Akıncı asker yönetici şüpheliler” olarak ikiye ayrıldı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, iddianamede askeri kanadın 1 numaralı şüphelisi olarak yer aldı.
İddianamede, Öztürk'ün “Yurtta Sulh Konseyi” ve FETÖ/PDY terör örgütü yöneticisi olduğu, orgeneral rütbesiyle Yüksek Askeri Şura üyesi olarak görev yaptığı belirtilerek, 15 Temmuz darbe girişiminde eylemin organizasyonunda ve icrasında görev aldığının belirlendiği ifade edildi. Darbe girişimi günü İzmir'den Ankara'ya geldiği bildirilen Öztürk'ün, Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının İstanbul'daki düğününe davetli olmasına ve nikah şahitliği yapması için teklifte bulunulmasına rağmen düğüne gitmediği, darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü'ne gittiği ve teşebbüs sırasında Akıncı Üssü'nde bulunduğunu tespit edildiği anlatıldı.
AKINCI ÜSSÜ'NDE OLDUĞU KAMERA KAYITLARIYLA BELGELENDİ
Öztürk'ün, darbe teşebbüsünün diğer yöneticilerinden Ömer Faruk Harmancık, Kubilay Selçuk ve Akıncı Üssü Komutanı Hakan Evrim ile Akıncı Üssü'nde görüşmeler yaptığının belirlendiği kaydedilerek, Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı Ana Karargah Kontrolü Evrak Koridoru güvenlik kamerasında saat 09.31 ve 09.32 saatleri arasında görüntülerinin bulunduğu anlatıldı.
HAVA KUVVETLERİ İLE AKINCI ÜSSÜ ARASINDAKİ KOORDİNASYONU SAĞLADI
Öztürk'ün kullanmış olduğu cep telefonuna ait HTS analiz raporun incelendiğinde, şüphelinin darbe girişiminin başladığı saatlerde Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında komutanın genel sekreteri olan Albay Veysel Kavak ile telefon görüşmeleri yaptığı, Hava Kuvvetleri karargahı ile Akıncı Üssü arasındaki irtibat ve koordinasyonu sağladığının anlaşıldığına dikkat çekildi.
“KOMUTAN YOK, KOMUTAN AKIN ÖZTÜRK PAŞA'
İddianamede, Genelkurmay Karargahındaki darbe girişimi faaliyetleri ile ilgili ifadesi alınan Bayram Aktan'ın, darbe girişimi devam ettiği sıralarda Binbaşı Mehmet Akçara'ya “Ne oldu, komutan (Genelkurmay Başkanı) nerede?” diye sorduğu belirtilerek, Akçara'nın bu soruya “Komutan yok, komutan Akın Öztürk Paşa” diye cevap verdiği vurgulandı.
“KOMUTANIM, KOMUTANI AKINCILAR'A TAHLİYE ETTİK, SİZ DE ORAYA GEÇİN'
Genelkurmay Karargahındaki darbe girişi faaliyetleri ile ilgili ifadesi alınan şüpheli Fahri Kafkas'ın da ifadesinde, gece 23.40 sıralarında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Genelkurmay Karargahından zorla götürüldükten sonra şüphelilerden Mehmet Partigöç'ün izleme merkezine gittiği, emir astsubayı Hasan Hüseyin Sarıtarla'nın elindeki bulunan telefonu Partigöç'e uzatarak “komutanım Akın Paşa arıyor” dediği, Partigöç'ün telefonu aldıktan sonra Öztürk'e telefondan “komutanım, komutanı Akıncılar'a tahliye ettik, siz de oraya geçin” dediği iddianamede yer aldı.
AKIN ÖZTÜRK 1 NUMARA
İddianamede, Akın Öztürk'ün darbe girişiminin yönetilmesinde ve organizasyonunda görev aldığı, kendisine 1 numaralı komutan (Genelkurmay Başkanı) muamelesi yapıldığı, şüphelinin Yurtta Sulh Konseyi'ndeki görevi kapsamında Türkiye genelinde darbe girişimi gecesi meydana gelen olaylardan sorumlu olduğu vurgulandı.
13 AYRI SUÇTAN DAVA
İddianamede Öztürk'e, “Anayasayı ihlal”, “Cumhurbaşkanına suikast”, “yasama organını ortadan kaldırmaya teşebbüs” Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “silahlı örgütü yönetmek”, “askeri komutanlıkların gasbı”, “kasten öldürme”, “kasten öldürmeye teşebbüs”, “mala zarar verme”, “kamu malına zarar verme”, “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması”, “ibadethanelere zarar verme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamalarından kamu davası açıldı.
(Abdullah Sarıca/İHA)