KESK 28 yaşında!
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), kuruluşunun 28.yılını kutlandı. KESK Kayseri Şubesi de kuruluş yılına özel pasta keserken birde basın açıklaması yaptı. Detaylar Kayseri Olay'ın, Kayseri haberinde.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kayseri Şubesi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) kuruluş yıldönümünü kutladı. Sendika binasında üyeler ve KESK bileşenleri kapsamında diğer sendika yöneticilerinin katılımıyla kutlama yapıldı. Kutlamada KESK belgeseli izlenirken bir de basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “İnsanca bir yaşam için başlattığımız emek, demokrasi, özgürlük, barış ve eşitlik yürüyüşümüz önümüze konulan engelleri aşarak devam ediyor.
Kamu emekçileri mücadele tarihinin yapı taşı, hak verilmez mücadele ile alınır ilkesinin öznesi konfederasyonumuz KESK bugün 28 yaşına bastı. 28. Yılımız Kutlu Olsun! Kutlu olsun KESK'li olmanın gururunu, onurunu taşıyanlara... Kutlu olsun zor koşullarda direnenlere, hakları için mücadele edenlere... KESK'in tarihi elbette ki kuruluşundan bugüne geçen 27 yıldan ibaret değildir.
KESK'in tarihi; kökleri emeğin yüzlerce yıllık birikimine, dalları Encümen-i Muallim 'den TÖS'e TÖB-DER'e, TÜM-DER'e, TÜS-DER'e uzanan asırlık ulu çınarın tarihidir. KESK'in tarihi; kul anlayışından örgütlü topluma giden yolu açma ve geleceğe taşıma hedefinin tarihidir.
KESK'in tarihi; 12 Eylül karanlığını yırtanların, Sendika Yürütme Komisyonlarından, Kamu Çalışanları Platformundan, Kamu Çalışanları Sendikaları Platformundan bugüne ilmek ilmek ördükleri emek ve demokrasi mücadelesinin tarihidir. KESK'in tarihi; 12 Eylül faşizm sonrasının ilk mitingi olan Kamu Çalışanları Sendikal Haklar Mitingini yaratan, darbe sonrasında ilk kez iş bırakan, önüne kurulan barikatları kumdan kaleler gibi yıkarak Ankara Kızılay Meydanı'na akan yüz binlerin dünden bugüne uzanan direniş destanının tarihidir.
KESK'in tarihi, 'memurun da sendikası mı olur' diyenlerin kapılarına vurduğu mühürleri söküp atarak kapı kulu değil emekçi olduğunu ispatlayanların tarihidir.
KESK'in tarihi, filli meşru mücadelesi ile Türkiye'de kamu emekçilerine sendikal örgütlenmeyi kazandıranların tarihidir.
KESK'in tarihi, 'birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için' diyenlerin iktidarın baskılarına karşı, dayanışmanın, kenetlenmenin, yılgınlığa düşmemenin, mayasındaki direniş kültüründen beslenenlerin tarihidir.
KESK'in tarihi, yandaş sendikaların emekçilerin hak ve çıkarlarını sermayeye, iktidara peşkeş çekmesine karşı emekçilere "iyi ki KESK var" dedirten umudun, inancın tarihidir.
Emekleriyle, ödedikleri bedellerle bizlere bu onurlu tarihi bırakan arkadaşlarımızı, emek, demokrasi ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenleri bir kez daha minnetle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
KESK sadece sendikaların bir araya gelmesinden oluşmuş bir çatı örgütü, bir konfederasyon değildir.
KESK en ücra köşesine kadar uzanan 11 kolu ile bu ülkenin insanlarının, emekçilerinin insanca bir yaşam mücadelesinin adıdır.
Bu ülkenin emeği ile geçinen tüm kesimlerinin önünde her zaman zorlu süreçler, çetin mücadeleler olmuştur. Bugün de kelimenin tam anlamı ile bir zulüm döneminden geçiyoruz. Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal, toplumsal bunalım gittikçe derinleşiyor.
İktidarda olanlar ‘asgari ücretliler ülkesine' çevirdikleri ülkede emeğe daha fazla yoksulluktan, güvencesizlikten, geleceksizlikten başka bir şey vaat etmiyor.
Orta Vadeli Programından Kalkınma Planına, Bütçesinden torba yasalarına kadar uzanan saldırı dalgası ile bir avuç mutlu azınlığın dışında kalan herkese, hepimize rol ucuz emek cennetinin katıksız köleleri olma rolü biçiliyor.
Sağlam hiçbir çarkı kalmayan bu bozuk düzenin enkazı işçisinden kamu emekçisine, asgari ücretlisinden emeklisine, çiftçisinden küçük esnafına halkın %99'una yıkılmak isteniyor. Bizler her geçen gün yoksullaşırken %1'lik azınlığın zenginliği büyüyor. Dolayısıyla 28. Yaşımıza girdiğimiz bugün bizim için sadece bir kutlama günü değil, mücadeleyi yükseltme kararlılığımızı haykırdığımız, azmimizi bilediğimiz, umudumuza sımsıkı sarıldığımız gündür!
KESK olarak en başından bugüne "Hak verilmez, mücadele ile alınır" ilkesinden taviz vermeden yol aldık. Bundan sonra da rüzgâr gücüyle değil rüzgâra karşı durarak yükselttiğimiz mücadele bayrağımızı dalgalandırmaya devam edeceğiz.
Geçmişten geleceğe uzanan yürüyüşümüzde emeğin ortak mücadelesini yeşertmek için kuruluş ilkelerimize daha sıkı sarılacağız.
Faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği, halkların kardeşliği ve gericiliğe karşı laiklik mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
‘Bizi ezen, bir kenara iten, emeğimizi görünmez kılan, bedenlerimizi metalaştıran erkek egemen sistemin çarklarına takılan çakıl taşı olacağız' diyen kadınların mücadelesinin en önemli özneleri arasında olmaya devam edeceğiz.
Haklı mücadelemizi baskı altına almaya çalışan, her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamalar karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de sessiz kalmayacağız. Bugünden yarına umudu büyütmeyi sürdüreceğiz.
Biz, bu ülkenin emekçilerinin hak ettikleri, özlemini yaşadıkları bir ülkeye ve dünyaya kavuşacaklarına olan inancımızı hep koruduk.
Bugün de yürekten inanıyoruz ki: Er ya da geç: Emek kazanacak”