Kayseri'de yeşili yok eden Başkan var mı?

TAKİP ET >>

AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, yaptığı açıklamalarla hem gündem oluşturmaya hem de akıllarda soru işaretleri bırakmaya devam ediyor. Yerel seçimler öncesinde aday belirleme sürecine yönelik dikkat çeken açıklamalar yapan Özhaseki, bu kez de “Yeşili yok eden Başkana ceza geleceği” yönünde açıklama yaptı.

Özhaseki, “Yeşil alanları yok etmeyeceksiniz diyoruz. Hiçbir belediye başkanı bundan sonra yeşil alana kütle koyamamalı. Eğer koymakta ısrar ederse oraya kütle koyup satmaya çalışırsa ihtar ve geri çekme dâhil her türlü fikir düşünülebilir.' dedi. Özhaseki'nin bu yöndeki açıklamasının ardından akıllara, “Kayseri'de yeşili yok eden Başkan var mı?” sorusu geldi. Kamuoyu şimdi Özhaseki'nin bu yöndeki açıklamalarının kent gündemine nasıl yansıyacağını, aday belirleme sürecini nasıl etkileyeceğini ve bu konuda tablonun nasıl olduğunu merak ediyor. AK Parti'de 2'inci kez Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, bu görevine hızlı başladı. Yerel seçimler öncesinde kritik bir görev üstlenen Özhaseki, özellikle son günlerde aday belirleme süreci ve başkan adaylarının yeni dönemde taşıyacağı kriterlere yönelik çarpıcı açıklamalar yaptı. Akşam Gazetesi'ne konuşan Özhaseki, yeni süreçte ‘yeşile saygı duymayan' kişilerin AK Parti'den aday olamayacağına vurgu yaptı. Özhaseki'nin, daha önce yaptığı “Dağları ben yarattım' diye gezerseniz , vatandaş bunu sevmez. İlçelerde eskortlarla gezerseniz vatandaş bunu sevmez” açıklamasından sonra yaptığı bu yöndeki açıklamalar akıllarda soru işaretleri bıraktı. Kayseri'deki bazı çevreler, “Yeşil alana zarar verenler varsa, şimdi onlar düşünsün” şeklinde yorum yapıyor.

Özhaseki, belediye başkan adaylarının eğitimden geçeceğini de belirterek, “Adaylar ve başkanlar eğitim ve istişare kamplarına alınacak” dedi. Diğer yandan Özhaseki'nin röportajında öne çıkan başlıklar ise şu şekilde:

Kıyılar CHP'li belediyelerde. Neden öyle sizce?

Hiç kimsenin özel yaşantısında bizim iktidarımız döneminde karışılmamıştır. Ama üzerimizde böyle bir zan var. Bu algıyı değiştirmemiz lazım. Biz neye karıştık ki? Giyime, kuşama yaşama karışmak gibi bir durumumuz yok. Yine devam edeyim. Adamın şahsı dedik, o şehrin dilini tutturup tutturamamak dedik. Ve sonra da, özellikle bizim belediye başkanı arkadaşlarımızın partinin ortaya koyduğu prensiplere sıkı sıkıya bağlı olarak ve büyük bir istişare içerisinde o şehre hizmet etmesi önemli. Kendi başına buyruk, istediğimi yaparım, bildiğim gibi davranırım; hiçbir zaman doğru bir tavır olmuyor.

Özhaseki, yeşile saygı konusunda şunları söyledi:

'Elbette parti olarak, kurumsal olarak biz çok güçlüyüz ve belediyecilik konusunda müthiş bir deneyimimiz var. Ortaya koyduğumuz performans da bunun ispatı. Bulduğumuz adam da bizim kefaletimizle ortaya çıkıyor, biz arkasında duruyoruz, seçiyoruz AK Parti olarak. Bizim prensiplerimize bağlı olarak bu arkadaşımız hareket etmeli, bizim aldığımız kararlara da elbette ki uymalı. Yani en azından bizim vatandaşın şikayetlendiği noktada ki ortaya koyacağımız parti prensiplerine aykırı hareket etmemeli. Nedir bunlar? Yeşil alanları yok etmeyeceksiniz diyoruz. Hiçbir belediye başkanı bundan sonra yeşil alana kütle koyamamalı. Eğer koymakta ısrar ederse oraya kütle koyup satmaya çalışırsa ihtar ve geri çekme dâhil her türlü fikir düşünülebilir.'

Zaman zaman Sn. Erdoğan tepki gösteriyor. İstanbul için de siluet konusunda tepki göstermişti.

Sayın Cumhurbaşkanımız ısrarla yatay mimariye dikkat çekiyor. Mahalle kültürüne dikkat çekiyor ben de yüzde 100 katılıyorum. O mahalleler özlemlerimiz bizim. Düşük katlı evlerin bir meydanının olduğu o çevrede biraz ticaretin şekillendiği. Sosyal tesislerin olduğu, işte orada okulun, caminin, mescidin olduğu yerler. Açılan sokaklar ve herkesin birbirini tanıdığı, merhaba dediği, gidip bakkalından alışveriş ettiği yerler. Şimdi kutucuklar içerisinde insanlar yaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu dikkat çekmekle birlikte belediyelerin de kendi içerisinde plan yapma yetkisi var. Belediye Başkanı serbest hareket ediyor. İstediği yere, istediği kadar yüksek kat veriyor ve ortaya bir şey çıkıyor. Mesela Bakırköy tarafındaki yüksek katlıları kim yaptı diye çıkardım.

Kim yapmış?

Özelleştirme İdaresi, Turizm Kültür Bakanlığı, hangi tarihte yapıldığı belirsiz birtakım yapılar var. Birçok yerde belediyelerin verdiği yüksek katlılar var. Cumhurbaşkanı ne yapsın durmadan uyarıyor. Bakın çok değişik kurumların eliyle o hale geldi orası. Bir tek kurum eliyle gelme değil. TOBB'un, Emlak'ın yeri var bir sürü yer var zaten. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu dikkatleri üzerine ben kendisine de MYK'da şunu teklif ettim. Bir yasal çerçeve çizelim bunu da Meclis'in ilk açıldığı gündemde gündeme getirip yasalaştıralım, bazı kurallar koyalım ve herkes buna uymak zorunda kalsın. Mart ayında seçim olacağına göre herhalde Ocak'ın sonunda falan Meclis kapanır yetişir mi, yetişmez mi diye bunu tartıştık. Yetişemeyeceği gibi bir kanaat oldu. Çünkü Meclis Ekim'de açılacak bütçe görüşmeleri başlayacak, arkasından tatile girecek. Elde mevcut kanunlar var görüşülecek. Derken bizim çok tartışılması gereken kanunlar sanki belediye seçimleri sonrasına kaldı.,

Özel yasalar getireceğiz diyorsunuz. Nedir onlar. Açalım?

Parsel bazlı yoğunluk artışları artık yavaş yavaş olmuyor, hiç olmayacak neredeyse. Neyi kast ediyorum? Bir mahalle düşünün 1000 tane konut var 5 katlı hepsi aradan bir tanesi çıkıyor 25 katlı dedikoduyu nasıl önleyeceksiniz orada? Herkes başlıyor şimdi bunun bir meclis üyesi tanıdığı var oradan girmiş, adamını bulmuş vs. Bazen günahı olmayan belediye başkanı bile ortaya atılıyor hırpalanıyor. Bunu yasaklamak lazım işte. Mahalle bazlı veyahut da ada bazlı dönüşüm olması lazım. Temel prensibimiz bu olsun dedik Sayın Cumhurbaşkanımıza.

Bakmadan Geçme