'Kayseri'de FETÖ'ye el altından destek çıkıldı'
Ak Parti MKYK Üyesi Ayhan Oğan bir basın toplantısı düzenleyerek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Oğan: “Kayseri'de FETÖ'ye el altından destek çıkıldı. Ama şu iyi bilinsin ki bu işe kim bulaştıysa saklanamayacak”dedi
Milletimize büyük geçmiş olsun diyerek sözlerine başlayan Ayhan Oğan toplantıda dikkat çeken açıklamalar yaptı. Oğan şunları söyledi: Türkiye çok büyük bir badire atlattı. Bu milletin azmi kararlılığı cesareti bu girişimi engelledi. 15-16 Temmuz hadisesi sıradan bir kalkışma meselesi değil. Bu Türkiye'ye yönelik uluslar arası saldırı girişimi olduğunu hissettik. Bu milletin ferasetini halk devrimi dediğimiz 15-16 Temmuz'da gördük. Bu milletin mensubu olmaktan onurlu ve gururluyuz. Bu millet yeniden ,atalarına yaraşır şekilde tarih,destan yazdı. Bu bir milat olacak bölgesel. Küresel siyasete yansımaları olacak. Bu hadisenin aslı uluslar arası emperyalist güçlerin Türkiye'yi devleti çökertip parçalama girişimi, bunu da Fetullahçı terör örgütünün devlete sızmış elemanları vasıtası ile yaptılar. Üç yıldır özellikle 17-25 Aralıktan sonra FETÖ yapısının Türkiye için en büyük iç ve dış tehditlerden birisi olduğun altını çizerek defalarca söylediler. Bu üst aklının Emperyalistlerin Türkiye'de Devleti çökertip, parçalayıp emperyalist ülkelere teslim etmeyi amaçlayan bir casus örgüt. Ve doğrudan organik ilişkilerle beraber onların hizmetinde çalışıyor. Maalesef bunu özellikle Kayseri'de anlatmakta güçlük çektik. Aday adaylığım sürecinde gördüm ki bunu anlatması gereken buradaki yetkililerin halka doğru bir şekilde anlatmadığını, bu yapılanmayı, kardeşler arasında bir iktidar çatışması var. Bu bir fitnedir. İslam tarihinde de bunun örnekleri vardır biz, bu işe girmeyelim. Daha sonrasında farklı girişimler oldukça “Kim paralelse Allah belasını versin. Ben değilim ama el altından destek, kayırma, yaptıkları faaliyetleri gizleme yoluyla bu örgüte destek çıkıldığını maalesef üzüntüyle takip ettik. Özellikle Kayseri'nin tepesine çöken,vesayetçi , belirli bir zümrenin hakimiyetini esas almış, Kayseri'nin imkan ve kabiliyetlerini tamamen kendi çıkarları ve örgütsel hedeflerine fayda sağlamak adına kullanan,halkın olması gerekenleri kendi küçük gruplarına ve elit yapılarına yönlendiren bir manzara ile karşı karşıya kaldık. Her şerde bir hayır vardır. 15 Temmuz ile bu millete şerden hayır çıkarmayı nasip etti. Özellikle Cumhurbaşkanımızın kararlı ve cesur tutumları Türkiye'nin hızlı bir reform sürecine girmesine vesile oldu. Çok hızlı kararlar alınıyor olağanüstü hal ilan edildi. Olağanüstü hal belki de ilk kez halkı sınırlamak değil kendi içine sızmış vatan hainlerini temizlemek için devletin kendi için olağanüstü hal ilan edildi. Gerek devlete gerek yargıya gerek sivil bürokrasiye , gerek bunları finanse eden işadamları, ticaret odaları, sanayi odaları, medya kanalları ile bunları maniple eden medya grupları yayın organları ve gazeteciler tespit edildi. Böyle bir hadiseden sonra halk cezalandırılmalarını istiyor. Kurunun yanında yaşta yanmaması için büyük bir hassasiyet ve titizlikle devletin ilgili kurumları çalışıyor ve bu temizliği yapacak. Bundan kaçış yok. Kimse şunu düşünmesin ; kendimi gizleyeyim de , bu sular durulunca üzeri örtülür, aradan çıkar kurtuluruz gibi düşünmesin 1 sene sonra da olsa devlet için uzun zaman değildir. Devletin Milletin bekası söz konusuysa bu konu , kim suça bulaştıysa saklanamayacak. Kurum müdürlerine ,Kurum Başkanlarına, Belediyelere, Sivil Toplum Kuruluşlarına , Bu OSB olur Üniversite olur, bu yöneticiler bilsin ki nerede olursa olsun bunların üzeri örtülemeyecek. Kendilerine iletilen bu yapıyla alakalı kişiler ile ilgili işlem yapmazlarsa devletin daha üst kurumları kendileri de dahil gereken temizlik ve tasfiyeyi yapacaktır. Vatandaşımız rahat olsun,bu süreçler intikamla değil adaletle yürütülecek süreçtir. Adalette esas olan merhamet edip bağışlamak değil, suça karışanı cezalandırmaktır. Suçluyu suçsuzdan ayırıp cezalandırmaktır adalet. Bu işe bulaşanlar erinde gecinde bunun bedelini ödeyeceklerdir.
Ben şahıslar üzerinden hiç konuşmadım, geçmişteki bütün ifadelerimiz ortada, kayıtlar, röportajlar ortada. Ama dediğim gibi buradan kendi üzerine alınanlar olabilir o da onların sorunu benim değil. Genel itibariyle Kayseri ile sınırlı konuşmadım Türkiye için yeniden bir yapılanma süreci başladı. Bu yapı faaliyetlerini etkinleştirmiş ve geliştirmiş olan devlete şerit koşarcasına devlete karşı paralel yapılanmaya giren kendisini devlet yerine koyan, kendi yapısına çıkar sağlayan, bütün yapılar KCK'da dahil temizlenecek ve Türkiye Cumhuriyeti kendisini yeniden Yüz yıllık hedeflerini önüne koyarak kendisini yeniden inşa edecektir. Bundan hiçbir şehir geri kalamaz. Bu ülkede bunu yapamazsak bu girişimin bölüp, Türkiye'yi işgal edip Sevr Projesini dayatması karşısında beka ve bölünmezlik birlik beraberlik mücadelesidir. Bunu doğru anlamak lazım. Burada görünenlerin hepsi maşadır. Hepsi aynı merkezden yönlendirilip Türkiye'ye saldıran PKK, FETÖ ve DAEŞ aynı yerden yönlendiriliyor. Türkiye'nin zerindeki bu planlara vakıf olması gerekenler vakıf olmuştur vatandaşlarımız rahat olsun. Bu millete rağmen bunu yapanlar başarılı olmayacaklarını gördüler. Bu işlere bulaşanlar hesabını verecektir. Bu hesabı sormazsak, 240 şehidimiz ve nöbet tutan vatandaşımıza hiç bir şey anlatamayız. Kim neyi üzerine alınıyorsa alınsın,gereğini yapmayanlar da bedelini öderler.
Yeniden devlet imkanlarını kullanarak kalkışma şeklinde değil ama farklı şekillerde uluslar arası merkezler Türkiye'ye bir harita dayatıyorlar. Bu bir proje olarak Türkiye'nin Tayyip Erdoğan'ın diz çöküp dayatılana razı olması hedefleniyor. Farklı şekillerde finansal spekülasyon yapabilirler. Türkiye'nin ekonomik çıkarlarını baltalayabilirler ki zaten uzunca zamandır bunu yapmaya çalışıyorlardı,ufak boyutlarda. Terör örgütleri üzerinden,şehirlerde canlı bombalar, bomba yüklü araçlar,terör saldırıları, üzerinden Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenler olacaktır. Etnik,mezhebi dini farklılıklar üzerinden bir provokasyon yaparak iç çatışma zeminleri ve toplumdaki fay hatlarının kırılması için adımlar atılabilir. Fakat bizim devletimiz milletimiz bu tür saldırılara şerbetlidir. Savaş bizi diri tutar. Ben kan dökelim demiyorum ama bu millet 1000 yıldır bu coğrafyada direnerek savaşarak var oldu. Ve bu sürecin en önemli yönlerinden birisi de Milletin kim olduğunu hangi coğrafyanın bekçisi olduğunu birlik beraberlik içinde bu saldırılara göğüs gerebileceğini görmesi oldu. Bu milletin kim olduğunu yeniden hatırlaması en önemli sonuçlardan birisidir. Karşısına kim gelirse gelsin bu millet ne yapacağını bilir. Bir takım bedeller ödeyeceğiz ama eski Türkiye yok bedel ödemeyi bildiği kadar bedel ödetmeyi bilen de bir Türkiye var. Bu yapı askeriyeye sızacak yargıya polise bürokrasiye sızacak medyaya sızacak iş dünyasına nüfuz edecek siyasi partilere etmeyecek demek saflık olur. Sadece AK Parti değil diğer siyasi partilerde de olur. HDP zaten bu projenin içerisindedir. Siyasi partiler bir yönüyle de sivil olarak örgütlü kuruluşlardır. Siyasi partilerinde tasfiye ve temizlik yöntemi geliştireceklerini düşünüyorum. Ak Parti'de de bu konuşuluyor. Bu süreçte milletin ve partilerinde birlik ve bütünlüğünü sağlamak önemlidir. 15 Temmuz olayını bozan sivil siyasetsin güçlü olmasıdır. Tasfiye mutlaka yapılmalı partiler kendi içyapısında kendi gelenekleri ile yapacaktır. Ak Partide de bu olacaktır. Yapılan girişimi bu millet hak etmedi haince ve alçakça, emanet ettiğimiz imkanları bize kullanınca bu travmayı atlatmak kolay değil. Bunun öfkesi vatandaşlarımızda haklı olarak var ama öfkeyle kalkan zararla oturur. Bu açıdan biraz sabırlı olmak gerekir.