Kayseri'de 'Savaşa Hayır' eylemi...
Vatandaşlar, 'Savaşın tarafı olmayacağız', 'Kahrolsun ABD Emperyalizmi', 'İşgalci Rusya Ukrayna'dan Defol', 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi' sloganları attı.
Emek Partisi (EMEP) Kayseri İl Örgütü, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi sonrası Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. EMEP Kayseri: “Emperyalist savaşlar; açlık-yoksulluk, işsizlik, yeni zamlar ve en önemlisi de ölüm demektir. Emperyalist Savaşa Karşı, Barışın Sesini Yükseltelim, Ne Rusya işgali, ne Nato-ABD emperyalizmi! Yaşasın halkların kardeşliği” dedi.
Emek ve Demokrasi Güçleri'nin de destek verdiği açıklamada, “Savaşın tarafı olmayacağız”, “Kahrolsun ABD Emperyalizmi”, “İşgalci Rusya Ukrayna'dan Defol”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları atıldı.
“Emperyalist Savaşa Hayır”
“Emperyalist savaşa hayır” diyen Emek Partisi (EMEP) Kayseri İl Başkanı Ahmet Akarsu, “Savaş çıkartanlar, işgal edenler, yayılmacı politika izleyen bütün emperyalist ülkeler diyorlar ki; bu savaşta bizim tarafımızı tutun! Hayır, emperyalistler arasında birini seçmek zorunda değiliz! Emperyalistlerden, emperyalist beğenmek zorunda değiliz. Bu savaş halkların savaşı değildir! Bu savaş emperyalistler arasındaki kirli pazarlıkların, kirli oyunların, silah tekellerinin ve yayılmacı emellerinden vazgeçmeyen emperyalistlerin savaşıdır. Emperyalist savaşa hayır” dedi.
“ABD, Nato ve AB'nin, Rusya ile arasındaki pazar kavgasının faturası Ukrayna halkına ve Türkiye başta olmak üzere tüm dünyanın emekçi halklarına kesiliyor” diyen Akarsu, “Ukrayna'da sivil yurttaşlar, ölüm ile burun buruna yaşamak zorunda bırakılıyor. Yurttaşlar metro istasyonlarına, sığınaklara saklanmak zorunda bırakılıyor. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan yurttaşlar sınır bölgelerinde bekletiliyor. Türkiyeli öğrenciler, ülkeye dönmek için zor süreçler yaşıyor. Dombas'da patlayan silahlar, bütün dünya halklarını tehdit ediyor. Dünyanın dört bir yanında emperyalist savaşa karşı gösteriler, yürüyüşler yapılıyor. Ukrayna'da insanlar ölürken, savaşa karşı barışı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz! Bize düşen; bulunduğumuz her yerde tepkimizi ortaya koymak, barışın sesini yükseltmektir! Başka çaremiz yoktur!” diye konuştu.
“Savaşın Faturasını Ödemek İstemiyoruz”
Savaşın Türkiye'ye etkilerine değinen Akarsu şöyle devam etti: “Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Türkiye'ye etkileri anlık hissedilmiştir. Ülkemizde akaryakıt fiyatları hemen artmış, benzinin litresine 1 lira 61 kuruş, motorinin litresi ise 1 lira 51 kuruş zam gelmiştir. Döviz kuru yükselmiş, emekçiler güne daha fazla yoksullaşma ile başlamıştır. Bu süreç böyle devam ederse, yeni zamlar gelecek, enflasyon daha fazla artacak, işsizlik ve yoksulluk daha fazla derinleşecektir. Tarım ülkesi olan Türkiye, Ukrayna'dan ve Rusya'dan buğday ithal etmektedir. Savaşın olduğu süreçte dahi Suriye'den patates ithal etmektedir. Enerji başta olmak üzere dışa bağımlı olan Türkiye, bu sürecin faturasını da işçi ve emekçilere kesecektir. Bu durum kabul edilemezdir”
“Dünya; ABD ve İngiltere başta olmak üzere batılı emperyalistlere ve Putin'in tek adamlığına bırakılamaz” diyen Akarsu, “Özellikle Türkiye'de AKP hükümeti, işgal ve savaş karşısında, “Ukrayna ve Rusya'yla ticari anlaşmalarımız var”, “Turist geliyor” vb. söylemler ile “ikisinden de vazgeçemeyiz” tutumu takınmış, iki gün sonra Erdoğan, “Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı askeri harekât kabul edilemezdir, reddediyoruz!” demiştir. Hükümetin bu söylemi, halkların istekleri ve çıkarları doğrultusunda söylenmiş sözler değil, Nato ve ABD'nin istekleri doğrultusunda söylenmiş sözlerdir. ABD emperyalizminin ve katil NATO'nun tutumu da ortadadır.
Rusya saldırılarını durdurmalı, askeri paktlar dağıtılmalı, başka ülkelerdeki askeri varlıklar sonlandırılmalıdır. Ukrayna'daki tüm yabancı güçler geri çekilmelidir. NATO silahlanmayı ve yayılmayı esas alan politikalarından vazgeçmelidir. Türkiye NATO'dan çıkmalı, emperyalist savaşlarda Türkiye'yi taraf yapan tüm gizli-açık anlaşmalar iptal edilmelidir. Ülkemizde ve dünyada savaşa, silahlanmaya ayrılan kaynaklar kamusal hizmetlere, işçi ve emekçilere ayrılmalıdır. Nasıl ki kendi ülkemizin geleceğine Türkiye'de yaşayan işçiler emekçiler yani bizler karar vermek istiyorsak, savaşın-işgalin olduğu bölgelerde de orada yaşayan işçi ve emekçiler, halklar karar vermelidir” şeklinde konuştu.