İHANETLE ANILACAKSINIZ
MHP İl Disiplin Kurulu kararıyla partiden ihraç edilen Mustafa Beşparmak ve Recep Medeni'nin İl Disiplin Kurulu'na verdiği savunmalarının gazetemizde yayınlanmasının ardından, Beşparmak ve Medeni'nin hedefindeki isim, MHP Develi İlçe Başkanı Adnan Köksal gazetemize yazılı açıklama gönderdi.
Zehir zemberek açıklamalarda bulunan Köksal'ın açıklaması şöyle:
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ DEVELİ İLÇE BAŞKANLIĞI BASIN AÇIKLAMASI
Bu basın açıklaması: 08.07.2014 - 09.07.2014 tarihlerinde Kayseri Olay Gazetesinde yer alan Mustafa Beşparmak – Recep Medeni ‘nin açıklamalarına cevaben hazırlanmıştır.
Saygıdeğer Develi kamuoyunun ve MHP ‘ye gönül veren ülküdaşlarımızın malumları olduğu üzere; 30 mart mahalli idareler seçiminde belediye başkan adayı tesbit etmek üzere, geniş katılımlı bir toplantı düzenlenmemiş, partililerle istişare edilmemiştir. O günki ilçe başkanı olan zat tarafından sayın Mehmet Mankal aday olarak gösterilmiştir. Buna rağmen MHP ‘ye gönül verenler tarafından adayımız hüsn-ü kabul görmüştür. Daha sonra ne hikmetse kendi belirledikleri aday ile taleplerinin yerine gelmeyeceğinin ve zihniyetlerinin uyuşmayacağının anlaşılması üzerine belediye başkan adayını sırtından hançerlemeye kalkışmışlardır. Kendilerini MHP Develi İlçe Teşkilatının ebedi sancaktarları zanneden, teşkilatı ellerinde büyüttüklerini söyleyecek kadar akıl tutulması yaşayan bu zavallılar; bilmelidirler ki bu teşkilat bu kişilerle varolmadı; onlar yok diye de hiç bir şey kaybetmeyecektir. Bilakis çok şey kazanacaktır. Yıllarca oturmuş oldukları koltukları sayesinde kurdukları ilişkileri, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sonucunda mensubu olduğu teşkilatın kamuoyu gücünü kullanarak sağlanan menfaatler ile partimizin geleceği ipotek altına alınmıştır. Bütün bu ihanet sarmalı ve partimizin geleceği ile ilgili bu durum MHP Genel Merkezi tarafından tespit edilmiş ve Mustafa Beşparmak'ın görevine son verilmiştir.
Görevden alındıktan sonraki süreçte, gazetelerde ve sosyal medyada Genel Başkanımız, Genel Başkan Yardımcımız, Belediye Başkan Adayımız ve Şahsım aleyhine ifrat tefrit noktasında iftira yazıları yazmışlardır. Seçmenlerin evlerine, işyerlerine giderek, telefon açarak, tehdit ederek MHP ‘ye oy vermemelerini istemişlerdir. Bu da yetmezmiş gibi seçim günü AKP'nin müşahit kartını alarak oy kullanılan yerlerde MHP'ye oy verecek seçmenleri etkilemeye çalışmışlardır. Bütün bu yapılanlar teşkilatımız tarafından tespit edilerek tutanaklarla il disiplin kuruluna verilmiştir. İl disiplin kurulu da gereğini yaparak adı geçen şahısların partiden ihracına karar vermiştir. Eski ilçe başkanı olacak zat çok iyi bilir ki “bu teşkilatın ajandası güçlüdür”.
MHP'yi yıllardır babalarının çiftliği gibi yönetenler, hep hesap peşinde koşanlar Allah'ında bir hesabı olduğunu unutmuşlar, ömür boyu bu görevlerde kalacaklarını zannederek sırf koltuklarını korumak için eş, dost ve akrabalarını delege yaparak, gerçek MHP' lileri de partiye sokmayarak bu güne kadar gelmişlerdir. Seçime kısa süre kala görevden alınmalarının yanlış olduğunu söyleyen iyi niyetli partililerimiz ve ülküdaşlarımız, seçim sürecinde bu kişilerin yaptıklarına şahit olunca Genel Merkezin ne kadar doğru bir iş yaptığını söylemişlerdir.
Şimdi övünebilirsiniz MHP'ye belediye başkanlığını kaybettirdik diye. Ey bu teşkilatı elinde büyüttüğünü söyleyenler, yıllarca hapis yattığını söyleyenler, 1989 mahalli seçimlerinde belediye başkan adayımız Salim Kalfaoğlu ile birlikte esnaf ziyaretleri çerçevesinde oy istemek için tali tüpgaz bayii işyerine giden propaganda ekibine “daha bu işlerden bıkmadınızmı usanmadınızmı bırakın bu işleri kardeşim” diyerek propaganda ekibimizi küçümsediğinizi unuttunuzmu? Daha sonra piyasada tutunamayıp ülkücü camiayı ticari hedef kitle olarak görüp tekrar MHP' ye gelen Recep Medeni; iflas ettiğinden bahsediyor. Doğru söylüyor. Zaten hiç bir şeyi yoktu ki. (olmayan bir varlığın iflası sözkonusu) ne zaman ki MHP de aktif göreve geldi. Aldı yürüdü maşallah. Kim duymuş kim görmüş tali tüpgaz bayiliğinden petrol krallığına yükselmenin mümkün olduğunu, kim görmüş pomza taşı satarak fabrikatör olmanın mümkün olduğunu.
Recep Medeni; 1994 seçimlerini kazandığından bahsetmektedir. Gören duyan Recep Medeni kazandı zanneder, o günkü adayı ve seçim faaliyetlerini yürüten ekibi, canla başla gece gündüz çalışan partililerimizi nereye koyacaksın peki. Aynı Recep Medeni 1994 seçimlerinin sevk ve idaresini yürüten, propaganda tekniklerini üreten ve organize eden seçim karargah başkanını, kendisinin önünde bir engel görerek ve bir şark kurnazlığı yaparak çeşitli basit iftiralarla partiden ihraç etme gayretine girişti ama maalesef başarılı olamadı. Bu Allem Kaa'nın torunu hayatı hep böyle ayak oyunları ile geçen zat-ı muhteremdir. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış, Develide seksen öncesi Ülkücü Harekete büyük hizmetleri olan Sabit Çelik'e belediye binası önünde bağıra çağıra ağıza alınmayacak ve ağır hakaret içeren küfürler yapmış, Sabit bey ülkücü edep çerçevesinde zerafet göstermiştir. Zira 1999 seçimlerinde Ali Ağca belediye başkanlığını kazandığında Recep Medeni İlçe Başkanı değildi. O gün de yine ali ağca aleyhinde kara propaganda yaptı. Ayrıca bu şahısların, ilçe teşkilatını sözüm ona ellerinde büyüttükleri dönemde Milliyetçi Hareket Partili Develi Belediyesi ile Sindelhöyük ve Gazi Kasabalarının belediyelerini kaybetmiş olmamızda üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir konudur.
1999 mahalli seçimlerinin tekrar kazanılmasında çok önemli bir rolü olan o günkü ilçe başkanı sayın Hüseyin Akın seçim kazanmış bir ilçe başkanı olmasına rağmen; bu ikilinin genel merkez nezdindeki iftira ve karalama teknikleri sonucunda Genel Merkez tarafından görevden alınmış, Mustafa Beşparmak ilçe başkanlığına atanmıştır. Görevden alınan Sayın Hüseyin Akın genel merkezin kararına saygı göstermiş, yıllarca MHP ‘ye fert olarak hizmet etmiş bunların yaptığı gibi ucuz kahramanlık peşinde asla ve asla koşmamıştır.
Ayrıca şurası iyi bilinmeli ki; İlçe Başkanlığı gibi kutsal bir görevi almak için hiç bir gayretim ve isteğim olmamıştır. Bizim teşkilatçılık anlayışımızda görev istenmez verilir. Görevden el çektirildiğinde de sineye çekilir, partiye zarar verecek eylem ve söylemlerden uzak durulur. Kısacası kol kırılır yen içinde kalır. Seçime iki ay kala aldığımız bu görevi layıkı ile yerine getirdiğimize yürekten inanıyoruz. Partimizin oy oranını yükselttik. Fakat hedeflediğimiz başarıyı elde edemedik. En azından Milliyetçi Hareketin Develi'de geleceğine ipotek koyduran ihanet sarmalından kurtulmuş olması dahi camiamız tarafından sevinçle karşılanmıştır.
Çok şükür alnım açık, yüreğim ferah, vicdanım rahat. Koltuk sevdalısı değilim. Partimizin kapısı belirli bir kesime değil, kendini ülkücü hisseden herkese açıktır. Kongre zamanı geldiğinde bu bayrağı bir adım daha ileriye taşıyacak olan kişiye emaneti devredeceğim. Ben ve yönetim kurulunda görev yapan arkadaşlarımız ile adayımız Sayın Mehmet Mankal davaya ihanet etmedik. Sadece seçim kaybettik. (seçimi kaybettik ama insanlığımızı kaybetmedik) bizler bununla anılacağız. Ya sizler: MHP' ye seçim kaybettirenler bunun için övünenler siz ne ile anılacaksınız? Ben söyliyeyim;
İHANET!!! İHANET!!! İHANET!!!'