Gözütok: Zulmetmeyin, batırmayın
Kayseri Kamu Müteahhitleri Derneği (KAYMÜDER) Başkanı Göker Gözütok, kamu müteahhitlerinin yük değil, yüklenici olduklarını söyleyerek, Hükümet eliyle anlaşılmaz bir biçimde sektörümüze yapılan zulüm tam gaz devam ediyor. Kurdeleler keserken poz vermekte yarışan değil sorun çözmek ülkenin önünü açmak için yarışan siyasiler istiyoruz. Derdimiz az veya çok kazanmakta değil bizim sektörümüze zulmetmeyin batırmayın başka bir talebimiz yok dedi.
Kayseri Kamu Müteahhitleri Derneği (KAYMÜDER) Başkanı Göker Gözütok, kamu müteahhitlerinin "yük" değil, "yüklenici" olduklarını söyleyerek, "Hükümet eliyle anlaşılmaz bir biçimde sektörümüze yapılan zulüm tam gaz devam ediyor. Kurdeleler keserken poz vermekte yarışan değil sorun çözmek ülkenin önünü açmak için yarışan siyasiler istiyoruz. Derdimiz az veya çok kazanmakta değil bizim sektörümüze zulmetmeyin batırmayın başka bir talebimiz yok" dedi.
KAYMÜDER Başkanı Göker Gözütok, yönetim kurulu üyeleriyle beraber düzenlediği basın toplantısında sektörün sıkıntılarını dile getirdi. Gözütok, "2021 yılı ortasında başlayan ve hala devam eden 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş ekonomik krizin ve beraberinde getirdiği fiyat artışlarının sektörümüze ve kamu kaynaklarına verdiği zararları daha önce defalarca siz değerli basın mensupları kanalıyla kamuoyuna ve yaptığımız görüşmelerle de siyasilere anlattık. Kamu yüklenicilerinin 2019-2020-2021 yıllarında ihalelere verdiği tekliflerin bu fiyat artışlardan sonra çok düşük kaldığını belirttik. Ana kalemlerimizden beton, demir ve akaryakıttan örnek verecek olursak; 3.500 TL olan demirin tonu 17.000 TL'ye, 140 TL olan C40 betonun m3 fiyatı 1.500 TL'ye, 6,60 TL olan akaryakıtın litre fiyatı 29,00 TL'ye kadar çıktı. İnşaat maliyetleri de ortalama 4-5 kat artış gösterdi. Bildiğiniz üzere fiyat farklı ve fiyat farksız olmak üzere iki tip ihale yöntemi var. Hükümet sektörümüzü desteklemek ve ayakta kalmasını sağlamak amacıyla 13.05.2022 tarihinde geçici 6. madde adında bir kararname çıkarttı. Bu madde ile fiyat farklı işlerde 0,90 olan fiyat farkı katsayısı 1,00 olarak güncellendi. Fiyat farkı olmayan işlere 0,25 fiyat farkı katsayısı getirildi. Yüzde 15'in altında olan işlere de şartsız fesih hakkı getirildi. Ancak çıkan kararname çözümden çok uzak, özellikle fiyat farksız işler için hiçbir şey ifade etmeyen bir düzenlemeydi. Çıkan kararnameden sonra en büyük sıkıntının yaşandığı fiyat farksız işlerde TÜİK rakamlarına göre gelen zammın sadece yüzde 25'i karşılanıyor. Fiyat farklı işlerde TÜİK rakamlarına göre gelen zammın hepsi karşılanıyor. Ancak inşaat maliyetlerine gelen zamlar, TÜİK rakamlarından yaklaşık 2-3 kat daha fazla olduğundan işlerimizi tamamlamak için fiyat farklı işlerde aldığımız hak edişin 2 katı para harcamamızı, fiyat farksız işlerde ise aldığımız hak edişin yaklaşık 4 katı para harcamamızı gerektiriyor" ifadelerini kullandı.
"Bizler yükleniciyiz, yük değiliz"
"Teminatlarımız 4-5 katına güncellenerek hazineye gelir kaydedilmiştir" diyen Gözütok, "Sektörümüzden 5 katına çıkan maliyetleri karşılamasını beklemenin bu sektörün iflasını istemek olduğunu, kamu yatırımlarının da bu gelişmeden olumsuz etkileneceğini defalarca anlattık. Bu fiyat artışlarına rağmen yüklenicilerin aldıkları işleri tamamlamasını beklemek hayatın, mantığın ve ticaretin olağan akışına aykırı olduğunu defalarca söyledik. Bu işlerin tasfiye edilerek yeniden günümüz fiyatları ile ihaleye çıkarılması gerektiğini, böylece hem yüklenicilerin zarar görmeyeceğini hem de kamu yatırımlarının yarım kalmayacağını anlattık. Ancak gelinen nokta; tek suçu medyumluk özelliği olmadığı için fiyatların 5 katına çıkacağını öngöremeyen ve devletine güvenerek iş alan yüklenicilerin birçoğunun batırılarak veya çok ciddi zararlar ettirilerek cezalandırılmasıyla sonuçlanmıştır. İşlerini ihale edemeyen, ihale ettiği işe 1 katılımcı bile gelse sevinen kamu kurumları da cezalandırılmıştır. Rekabet sağlanamadığı için parası har vurulup harman savrulan vatandaşlar cezalandırılmıştır. Teminatlarımız 4-5 katına güncellenerek hazineye gelir kaydedilmiştir. Birçoğu mimar ve mühendis olan meslektaşlarımız mesleklerinden yasaklanmıştır. Ellerinde olmayarak işlerini yapamayan firmalarımız idareler tarafından ihale yasaklısı yapıldı. 2021 yılında 7 bin 300 firma, 2022 yılının ilk 8 ayında 6 bin 639 firma ihale yasaklısı yapılmıştır. Sektörümüzün suçu olmadığı halde batmasıyla; firmalarımızın, çalışan işçilerimizin, tedarikçilerimizin, finansman kullandığımız kuruluşların mağduriyeti ve piyasanın yapısının onarılmaz bir şekilde bozulması süreci başlamış ve süreç devam etmektedir. Bitti mi hayır. Maliyetler altından kalkılamaz oranda arttığı için işini yapamayan yüklenicinin 20 milyon liralık işi 100 milyon liraya yeniden ihale edilmiş ve aradaki 80 milyon lirayı ödemesi için yüklenicilere işlem başlatılmıştır. İmkanlarımızın bu maliyet artışlarını karşılamasının mümkün olmadığını defalarca anlatmamıza ve siyasilerce de bilinmesine rağmen göz göre göre bile isteye bizlere zulmedilmiştir. Kaynak yetersizliğinden ve bütçeye getireceği yükten bahseden hükümete "paran yoksa yapma" diyoruz. Bizler bu işlerin yapılması için sadece aracıyız. Bütçeden ayıracağınız para yüklenicilere değil yaptığınız işlere ayrılıyor. Bizler yükleniciyiz, yük değiliz. Hükümet eliyle anlaşılmaz bir biçimde sektörümüze yapılan zulüm tam gaz devam ediyor. Çözmek için ne çabalayan ne uğraşan ne de gayret gösteren var" dedi.
"Derdimiz az veya çok kazanmakta değil bizim sektörümüze zulmetmeyin batırmayın başka bir talebimiz yok"
KAYMÜDER Başkanı Göker Gözütok, "Şeyh Edebali'nin yüzyıllar önce Osman Gazi'ye verdiği "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" nasihatinin sadece seçim sloganı olmadığını siyasilerimize hatırlatma gereği duyuyoruz. Kurdeleler keserken poz vermekte yarışan değil sorun çözmek ülkenin önünü açmak için yarışan siyasiler istiyoruz. Ülkenin yollarını, okullarını, altyapısını, konutlarını üreten, ülkesine gururla şevkle hizmet eden, en düşük fiyata iş alarak hem kazanan hem de kazandıran biz Kamu Müteahhitleri olarak ne vergi borçlarımızın affedilmesini ne de bize kıyak geçilmesini talep ediyoruz. Derdimiz az veya çok kazanmakta değil bizim sektörümüze zulmetmeyin batırmayın başka bir talebimiz yok. Bu umursamaz bakış açısından vazgeçen bir yöneticiye sesimizi duyurabilmek adına son söz olarak; teminat mektuplarımızı hazineye gelir kaydettiniz sizin olsun hayrını görün ama 4-5 katına güncellemeyin. Ne yazık ki fiyatları güncellemeyi aklına getirmeyen hükümetin aklına teminatları güncellemek hemen geliyor. Yıllarca emek verdiğimiz çocuğumuz gibi büyüttüğümüz firmalarımızı yasakladınız teşekkür ederiz ama iki ihale arasındaki 5 katına çıkmış farkı bizden istemeyin bunlarla ilgili dava açmayın en azından yıllarca ülkesine hizmet etmiş insanlara bunları yapabilirsiniz. Sektörümüzü oturdukları koltukların hakkını veremeyerek aldıkları ve almadıkları kararlarla çözümsüz bırakan ve bu sektörün katili olarak anılacak olan on binlerce kişinin ekmeği ile oynayan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarını acziyet içerisinde bırakarak kurumların iş ve işleyişini bozan kamu kaynaklarının ve ülkenin değeri olan işletmelerinin heba olmasına neden olan her kişi ve kuruluşu önce Allah'a sonra da kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz" şeklinde konuştu.
"İşimizi bıraktırıp bizi mahkeme kapılarında sürüm sürüm süründüren siyasileri Allah'a ve kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz"
Gözütok, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kayseri'de randevu taleplerimizi dikkate alarak bize cevap veren tüm siyasilerimize ulaştık. Elitaş ve Özhaseki bakanımla görüştük. Onlar bu işin bütçeye dokunduğunu, bütçeye çok yük getirdiğini, bir türlü çözemediklerini söylediler. Tabloları incelediğiniz zaman bu işin çözümsüzlüğünün bütçeye daha çok yük getirdiğini göreceksiniz. Çözümsüzlüğün, yıllarca emek verilerek geliştirilen firmaların batırılmasının bir bedeli olmadığını göreceksiniz. Bütçeden ayrılan bu parayı bize vermiyorlar. Bizim kamu müteahhitleri olarak para beklentimiz yok. Siz yaptığınız işlere bütçeden para ayırıyorsunuz. Demirin, mazotun ve betonun fiyatlarını belirlemek bizim elimizde değil. Siz bu hale getirdiniz. Bu hale getirdiğiniz halde bunu bizden istemenin vicdanını ve merhametini incelediğiniz zaman tabloyu göreceksiniz. Biz taleplerimizi dile getirdik ama çözüm üreten olmadı. Önümüzde bir seçim süreci var. Biz bu seçim sürecinde memleketin meseleleri ile uğraşan milletvekilleri istiyoruz. "Ecekler", "acaklar" artık yerini "şöyle oldu", "böyle oldu ya" bıraktı. Bunu bu hale getiren siyasilerin artık bu seçim sürecinde artık yerlerini memleketin işleriyle uğraşacak olan siyasilere bırakmasını temenni ediyorum. Biz burada bir beklenti ve temenni açıklaması yapmadık. Bize bütün siyasiler "haklısınız, bu olmaz" diyor. Görüştüğümüz siyasilerin hiçbirinden bir cevap alamadık. Artık Allah'a havale basın toplantısı yapmak zorunda kaldık. Proje açıklayacağımız yerde bizi canımızla cebelleştiren, işimizi bıraktırıp bizi mahkeme kapılarında sürüm sürüm süründüren siyasileri Allah'a ve kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz."