Galericilerde bomba soruşturması
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin anlattığı bir parmak hesabı fıkrası var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin anlattığı bir parmak hesabı fıkrası var.
Hatırladığım kadarıyla şöyle;
Ortak iş yapan iki esnaf ayrılırken uyanık olan hesabın altını çizerken toplar 10 + 2 lira senin alacağın 12 lira, 10 + 2 lira benim alacağım 102 lira…
Özhaseki ile ne alakası var demeyin alakası kesinlikle yok, başkanın fıkrasından başka alaka kurmaya çalışmakla kendinizi yormayın.
Bu aktaracağım ticaret bırakın bütün parmak hesaplarını bilinen bütün ticaret kurallarını da devre dışı bırakacak türden…
Ben olayı anlamak için çok sordum soruşturdum, işin akıbetiyle ilgili tahminim olayı soruşturan ilgili birimlerdekinin tahmininden farklı değil.
Ticaretle uğraşmaya da gerek yok anlamak için ama biran için ticaret yaptığınızı düşünün. Bir malın değeri 10 lira iken siz bunu vadeli olarak 12 liraya alıyorsunuz. Ama satarken peşin olarak 7 liraya satıyorsunuz. Bu ticaretten ne kazanırsınız?
Tamam, ekonomi şu günlerde çok kötü…
Tamam, piyasada nakit yok, ticaret neredeyse evrak üzerinde ve takas yoluyla yapılmaya başladı.
Tamam, Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak'ın eylül ayı meclis toplantısında da dediği gibi ödenmeyen çek senet miktarı bu yıl fazlasıyla arttı. Bu da demektir ki, tehlike çanları artık daha gür çalıyor…
Tamam, nakit elde etmek için, borcunu ödemek için “yiğidin itibarını malı kurtarır” diyerek 10-12 liralık malını 7 liraya bozduranlar çoğaldı. Dairesini, arsasını, arabasını değerinin altında satan çok var, özellikle şu günlerde. Bu mantık çerçevesinin temeli, “Deve var 1000 pula çek gelsin, deve var 1 pula sat gitsin” ile şekilleniyor. Ticarette bu var mı, fiilen var.
Ancak, 10 liralık bir malı 12 liraya vadeli alıp 7 liraya satan bir ticareti hem de seri bir şekilde yapanları ticaret erbabı olarak göremiyorum.
Eğer bu ticaretin sonunda herkes kazanırsa dünyanın bütün üniversitelerindeki işletme ve iktisat fakülteleri bu konuyu bilimsel bir incelemeye tabi tutup ticari icat olarak kayda geçmeli.
Kayseri'de galericiler sitesi esnafından vadeli olarak araç satın alan kişiler, rakamları tamamen atıyorum; 50 bin liralık bir aracı 60 bin liraya alıyor ve 35 bin liraya peşin olarak satıyor.
Yiğidin itibarını kurtarmak için malına kıyması mı?
Değil…
Deve 1000 pula çek gelsin, deve 1 pula sat gitsin mi?
Benzese de, bu da değil…
Ali'nin külahını Veli'ye… Taş Allah'ın kuş Allah'ın; al taşı vur kuşu…
Bu ticaretten düşük fiyatla araç satın alan çok kişi var. Aralarında dar gelirli, “fırsat bu fırsat hazır uygun fiyatla araba denk geldi alayım bari” diyerek alım yapanlar da var ama “param var fırsatı değerlendirip para kazanayım” diyenler çoğunlukta. Akıllarınca uyanık bunlar…
Olay polis tarafından ve devletin ilgili birimlerince de (maliye vs.) soruşturuluyor, arkasından ne çıkar ben de merakla bekliyorum.
Araç alanlardan aldıkları aracın satışını devralan da var para verip henüz satışı devralamayan da var. İşin en ürkütücü yanı ise para verip ne araba ne de satış alamayan kişiler. Bekliyorlar arabaları gelsin, satışlarını alsınlar.
Bu alım satımların toplam tutarının 10 milyon TL'yi bulduğu, para verip arabasının gelmesini bekleyenlerin sayısının ise 80-100 kişi olduğu da öne sürülüyor, ne kadar doğru bilemiyorum.
Galerici esnafından bu ticareti yapan kişilere araç satanların nasıl satış yaptığına kulak kabarttım. Onlar işi kendilerince sağlama alıyorlar, vadeli olarak sattıkları araçların satışlarını borç bitene kadar devretmiyorlarmış.
Bu titan zincirini andıran ticaret yarın öbürgün bomba gibi patladığında alıcı cephesinde olacak şu; 50-60 bin liralık aracı 35 bin liraya aldığını sanan ama aracın satışını alamayan kişi karşısında muhatap bulamadığında aracın resmi sahibini dolayısıyla galericiyi bulacak. O da 35 bin liranın üzerine 15-25 bin lira daha almadan satışı vermeyecek…
35 bin lira verdiği aracı 35 bin lirayı kurtarmak için galericiye satmak isteyecek. Galerici de alır mı almaz mı kimbilir…
Bir dönem galericiler sitesine çöreklenen bazı tipler oto alım satımı ile tefecilik yapıyordu. Araç galeriden vadeli olarak 5 liraya çıkıyor birkaç saat sonra peşin olarak 3 liraya aynı galeriye geri dönüyordu.
Bu olay ona da benzemiyor. Galerici esnafı vadeli mal satıyor, vadesini makul bir şekilde koyuyor. Ekonominin daraldığı şu günlerde ticaretlerinin dönüyor olmasından memnuniyet bile duyuyor. Borcu bitmemiş satış nedeniyle aracın satışı vermediği için kendini de garantide görüyor.
Bu titan zincirini andıran ticaret yarın öbürgün bomba gibi patladığında satıcı cephesinde olacak şu; 50-60 bin liraya sattığı aracın ne kadarını kurtarabildiyse kurtarmış zaten, araç alan kişi aradaki muhatapları bulamayıp karşısına geldiğinde, aracın kurtarabildiği tutarının üstündeki vadeli rakamı isteyecek “yoksa satışı vermem” diyecek. Alıcı aradaki farkı verip aracı kurtarırsa ne alâ… Ama veremezse araca sahip olduğunu düşünerek verdiği parayı kurtarmak için aracı yeniden galericiye satmayı önerecek. Galerici de alır mı almaz mı, alabilir mi alamaz mı kimbilir…
Bu arada ucuza satışını da alarak arabasını kurtaranlar da olacak, para verip hiç araç yüzü görmeyenler de olacak.
Onlarca şikayet, dava, maliye işlemleri kapıda gibi görünüyor.
Ama yook… bu sürecin sonunda bu ticaretin bütün tarafları kazanırsa ticari buluş tescil edilmeli, bu ticareti yapanlar da ticari deha olarak tarihe geçmeli.
Bakalım polisten maliyeye, sanayi ticarete kadar devletin ilgili birimlerinin yürüttüğü soruşturma nasıl şekillenecek.
OSMAN ÇİFTÇİ