Eski Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Karlıdağ'dan FETÖ itirafları
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin 244 şüphelinin yer aldığı iddianamede, şüphelilerden eski Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Erdal Karlıdağ'ın FETÖ bağlantılarını ve darbe planlamalarını itiraf ettiği ifadeleri yer aldı.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığında (JGK) yaşanan olaylara ilişkin hazırlanan iddianame tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 244 şüpheli yer alıyor. JGK Beştepe Karargahında meydana gelen olaylarla ilgili şüphelilerin ifadelerinin yer aldığı iddianamede, eski Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Erdal Karlıdağ, “Bana belirtmiş olduğunuz TCK'nın 220'inci maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Olayla ilgili bildiğim bütün gerçekleri anlatacağım” ifadeleri yer aldı.
1993 yılına kadar FETÖ ile tanışıklığı olmadığını, gezi amaçlı 3 günlüğüne yurt dışına gittiğini belirten eski Binbaşı Karlıdağ, '1997 yılında Batman Sason'a tayinim çıktı. Devrem olan Özcan Uğur vardı. Biz kendisi ile arazide sürekli dini konuları konuşurduk. Orada bulunan bir cami imamıyla beni tanıştırdı. Çünkü Özcan Uğur benden 1 yıl önce orada çalışıyordu. Ben Batman'da iken subaylık sınavını kazandım. O dönemde cemaat FETÖ ile bağlantılı hiç kimse ile bağlantım olmadı. Ben 1 yıl Ankara'da kaldım. Ankara'da dışarıdan sivil muhtemelen ağabey pozisyonunda bir şahıs ile tanıştım. İsim kullanılmıyordu. Kod kullanılıyordu. Bu olay 1999 yılında olduğu için hatırlayamadım isim kodunu. Beni dışarıdan arayıp halimi hatırımı soruyordu. O dönemde ben subay okulunda öğrenci iken bizleri karşılıklı olarak bir araya getirmemek için toplantılar yapılmıyordu. 'Kimse kimseyi bilmiş olduğu zaman, herkes bilmiş olur' mantığı ile hareket ediyorlardı. Bu nedenle okulda bu yapıyla bağlantılı olan subay öğrencileri bilmiyordum. Ardından Kırkağaç'a tayinim çıktı. Ankara'dan tanıştığım kişi örgütün ağabeyine haber vermiş, orada yanıma mühendis olduğunu söyleyen biri geldi. Cemaatin bildiğim haberleşme yöntemi bu şekildedir. Önceki tayin yerindeki ağabey, tayini çıkan kişi hakkında oradaki ağabeyi haber arayarak haber verir, bu şekilde irtibat sağlanır. Hepsinin de kod ismi vardır. Gerçek mesleklerinin ne olduğunu kimse bilemez. Kırkağaç'a gelen kişi İzmir'den gelmişti, benim yanıma ayda bir gelip gidiyordu. Gelme amacı ise irtibatı koparmamaktı” dedi.
“Nezir isimli şahıs örgütün üst rütbeli ağabeyi”
Yozgat Çekerek İlçe Jandarma Komutanlığına tayininin çıktığını belirten Karlıdağ, “Orada aradan zaman geçtikten sonra Nezir isimli Kayserili emekli bir öğretmen ile tanıştım. Tahminimce Nezir'i Kırkağaç'dan benim ile ilgilenen ağabey aradı. Nezir benim yanıma 3-4 ayda bir geliyordu. Geldiğinde normal konuşuyorduk, muhabbet ediyorduk. Kendisi bana Sivas, Yozgat, Kayseri sürekli gezdiğini söylüyordu. Anladığım kadarıyla kendisi FETÖ örgütünün üst rütbeli ağabeylerinden birisi” bilgisini verdi.
“13 Temmuz'da gece Anıttepe'deki parkta Yarbay Süleyman Karaca ile buluştuk, bana darbeyi haber verip, TÜRKSAT'a gitmemiz talimatını verdi”
2012 yılında Elazığ'dan Ankara'ya tayini çıktığını söyleyen Karlıdağ, ifadesinde Ankara'da şu anki mesleğine başladığını ve burada Murat ismini kullanan ve sonradan yurt dışına giden bir şahısla görüşmeye başladığını belirterek şu şekilde devam etti:
“Cemaatte gizlilik asıl olduğu için darbe teşebbüsüne kadar FETÖ'nün içinde bulunan subay-astsubay ve rütbelileri tanımadım. 13 Temmuz Çarşamba günü evime iki şahıs geldi. Benim ev adresimi yurt dışına giden Murat'dan aldıklarını söylediler. Halil kod adlı olan bana Jandarmada 3 bin kişilik bir liste hazırlandığını, bu listenin içinde benim de olduğumu, cemaat içinde aktif olanlar, bu cemaate destek verenler, cemaatin yanında olan kişilerin listesi olduğunu, Ağustos şurasında bu 3 bin kişinin meslekten atılacağını söyledi. Bana ne yapacağımı sordu, bende ‘bir şey yapmayacağız duruyoruz' dedim. Bana Süleyman Karaca'yı tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de kendisine Elazığ'da tabur komutanı olduğu için tanıdığımı söyledim. Bu iki şahıs benim evime gece 24.00'de gelmişti. Geceleyin beni Süleyman yarbay ile buluşturacaklarını söylediler. Bana sıkıyönetim ile ilgili bir şeyler yaşanacağını söyledi. Ben bunun nasıl olacağını sordum bana, ‘her şey planlandı' dediler. Halil'in aracıyla Anıttepe'de bulunan bir parka gittik. Parkta Süleyman yarbay ile buluştuk. Orada Altındağ İlçe Jandarma Komutanı Murat da vardı. Konunun ne olduğunu sorduğumuzda cuma günü bir faaliyet olacağını faaliyette bizim de görevli olduğumuzu söyledi. Parkta sadece üçümüz vardık. Cuma günü bize olay başlayınca Gölbaşı'nda bulunan uydu sisteminin bulunduğu TÜRKSAT'a gitmemiz talimatını verdi. Bir gün sonra tekrardan buluşalım dedi, perşembe günü aynı parkta tekrar buluştuk. Süleyman yarbayın arabasıyla iş yerine gittik, iş yerinde kimin kiminle nereye gideceği isimler yazıyordu. Bendeki olan isimler benim İl Jandarmadaki personelimdi. İki tane ismini ve kendisini tanımadığım şahıslar vardı, bu iki kişi ile MHP binasının bulunduğu Balgat'da buluştuk. Onlarla perşembe günkü konuştuğumuz mevzuları görüştük. Bende 10 kişi vardı. Cuma günü akşam saat 22.00'de AŞTİ'de buluşma kararı aldık. Ben herkese kamuflajlı kıyafetini bir sırt çantasının içerisine koymasını söyledim.'
'Beştepe'ye gelince orada kaldık, TÜRKSAT'a gidemedik'
Cuma günü günü saat 21.30 sıralarında eve geçtiğini beyan eden Karlıdağ, 'Ben evdeyken internet çekmediği için Süleyman Yarbay Whatsapp'dan bana ulaşamamış. Beni Altındağ İlçe Jandarma Komutanı Murat aradı ve acil olarak Beştepe'ye gitmemi söyledi. Bende telefonla Yunus Üsteğmeni aradım, o da görevlendirildiğim 10 kişiyi alıp Beştepe'ye gelmemi söyledi. 10.00'a doğru Atatürk Orman Çiftliği'nin bulunduğu yerden beni aldılar. İki araçla Beştepe'ye girerken nizamiyede elleri silahlı askerler vardı. Süleyman yarbay oradaydı. Yanında bir yarbay daha vardı. Ben normal sivil kıyafet ile gittim. Birden ismini bilmediğim diğer yarbay çevrenin emniyetini almamızı istedi. Ortalıkta bir hengame vardı. Bizlere silah almamız söylendi. TEM Daire Başkanı ve korumasını nizamiyeye doğru yürürken gördüm. Özkan Yarbay'da oradaydı ve TEM Daire Başkanına 'ordu yönetime el koymuştur. Sizi misafir edeceğiz' dedi. Yanındakine de 'bunu Arif Çetin paşamın odasına alın orada misafir edin' dedi. Birden ezan ve sela sesi geldi, uçaklar uçuyordu, kalabalık oluştu, kobracılar ateş ediyordu ve polis geldi. Beştepe'ye gelince orada kaldık, TÜRKSAT'a gidemedik' ifadelerini kullandı.
'Bu organizasyon FETÖ'nün yapmış olduğu bir organizasyondur' diyen Karlıdağ, 'Normalde cemaatin böyle şeylere karışmayan, dini yaşantısı olan bir anlayış olarak biliyordum. Dinin temelinde insanı öldürmek yoktur. Bunların örgüt olduğunu bu olayda daha net anladım. Bu darbeyi planlayan, organize eden FETÖ'dür. Çünkü bu kadar birbiri ile ilgisi olmayan, birbirini tanımayan insanların bir araya gelip spontane yapacakları bir eylem değildir. Cemaatlerde buluşma ve haberleşme sözlü olur. Toplantıda ayın şu günü şurada buluşalım şeklinde konuşulur. Ona göre herkesin haberi olmuş olur. Farklı bir gelişme olursa kişinin evine gelinir. Biz bodrum kattan üst kata çıktık. Dışarıdaki uçakların Meclisi, Cumhurbaşkanlığını bombaladığını, tankların vatandaşı ezdiğini, TEM daire başkanının infaz edildiğini, polislerden ve vatandaşlardan şehitlerin olduğunu bilmiyorduk. Aşağı inip teslim olduk. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum. Vatandaşın bu FETÖ'nün bir terör örgütü olduğunu görmesini istiyorum' dedi.
İddianamede yer alan şüpheliler, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, askeri komutanlıkların gasbı ve silahlı terör örgütü yöneticisi olmak' gibi suçlardan hakim karşısına çıkacak.